Saldırının 4. gününde Amerikan ve İngiliz birlikleri hiç beklemedikleri direnişle karşılaştılar.. Her türlü hava kara ve deniz desteğine sahip olan bu birlikler Kuveyt sınırındaki küçücük bir kasaba olan Um Kasr'ı bir türlü ele geçiremediler.

Irak Cumhurbaşkan yardımcısı Taha Yasin Ramadan'ı öldürdüklerini söyleyen Amerikalılara yanıtı ise Ramadan'ın kendisi Bağdat'ta basının önüne çıkarak verdi..

Bu arada ise Basra'da çok şidetli çatışmalar yaşanıyordu..

Oysa Amerikalılar şehrin Komutanı General Haşimi'nin teslim olduğunu ve Şii ağırlıklı kentin direnmeden teslim olacağını söylüyorlardu ..

………

Dün Hürriyet'te meslektaşımız Murat Bardakçı Basra ile ilgili güncel ve tarihi bazı bilgileri aktırmıştı ..

Önemli olduğu için konuya değinmek istedim..

Dostumuz Bardakçı sözde Basra şehrine giren Amerikalı askerlerin halk tarafından kurtarıcı olarak ve sevinçle karşılandıklarını söylüyor ve tarihten bir bilgi veriyor..

Bardakçı'ya göre Arap ve müslüman Basra halkı 1914 yılında'da işgalci İngiliz askerlerini 'bizi Türklerden kurtarın ' sloganları ile aynı sevinçle karşılamışlardı..

……..

Oysa teslim olduğu söylenen General Haşimi dün Basra merkezinde basına bilgi verdi ve Basra halkı da ne dün ne de 1914 yılında hiç kimseyi sevinçle karşılamamştı..

Eğer 3-5 satılmış bunu yaptıysa bunu tüm Basra halkı için genelleştiremeyiz.. Çünkü satılmışlar her çağda ve her yerde olmuştur ve olacaktır !!

…….

1912 yılından itibaren Kuveyt ve Irak'taki Arap aşiretleri İttihat ve Tarakki hükümetine haber göndererek İngilizlerin bölgedeki komplolarına karşı tedbir alınmasını istiyorlardı ..

Ancak İttihatçılar oralı değildi!!

20 Kasım 1914'te şiddetli çatışmalar sonunda Basra'ya girebilen İngiliz komutanlardan biri olaran Cox halka 'sizi zalim Türklerden kurtarmaya geldik' diyordu..

Yani Basralılar dostumuz Bardakçı'nın söylediği gibi kolay teslim olmamıştı ve 'Hoş geldiniz.. bizi Türklerden kurtarın' diye bağırmamşlardı..

Nitekim İngilizler Basra'yı aylarca süren çatışmalardan sonra kontrol edebildiler ve Amara'da uğradıkları büyük yenilgiden sonra ancak Mart 1917 yılında Bağdat'a girebildiler..

İngiliz işgal yönetimine karşı direnen Irak halkı 1932 yılında bağımsızlığına kavuştu .

Kral Faysal başta olmak üzere ve Saddam Hüseyin dahil tüm Irak yönetimleri Türkiye ile hep en iyi ilişkiler içinde olmuşlardır..

Bunu bilmeyenler devlet arşivlerinden yararlanabilirler..

Bunu ise en iyi yapacak olan biri varsa o da değerli dostumuz Bardakçı'dır !!

Irak halkının çok zor günler yaşadığı ve bazılarının Türkiye'yi Irak savaşına bulaştıma çabalarının sürdüğü bu günlerde hepimizin daha dikkatli ve daha duyarlı olması gerekiyor..

Irak'taki yönetimi sevmeyebiliriz.. Sevmemekte haklı da olabiliriz ..

Irak halkı da Türkiye yönetiminden hoşlanmayabilir..

Amerikalılar da daha önce İngilizlerin yaptığı gibi Irak'ı işgal edebilir..

Ama İngilizlerin başına gelenler Amerikalıların başına da er ya da geç gelecektir. Amerikalılar geldikleri gibi geri gideceklerdir..

Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın!!

Unutulmamalıdır ki Türkiye Amerika'nın değil Irak'ın komşusudur!!

Dr. HÜSNÜ MAHALLİ

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu