AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
'Kürt kartı', 'İran'ı kurtarma yasası' ve Türkiye'nin zaafı...

Türkiye, Amerika'nın İran'a yönelik saldırgan politikalarını, rejim değişikliği, terör ve kitle imha silahı iddialarının hangi amaca yönelik olduğunu, müdahale için hangi yöntemleri kullandığını çok iyi izlemek ve analiz etmek zorunda. On yıldır Irak ve bölgeye yönelik politikalarını Amerika ve İsrail'in önceliklerine göre şekillendiren, Irak saldırısıyla bu politikanın kendini de tehdit etmeye başladığını fark eden, geciken uyanışın verdiği savunma refleksi ile Irak'ta işbirliğini sorgulayan, Irak savaşının boyutlarının çok ötesinde fedakarlık hatta teslimiyet içeren işbirliği çerçevesini kendi çıkarları ölçüsüne indirgeyen Türkiye, Washington tarafından bu uyanışın bedelini ödemekle yüz yüze bırakılıyor.

Irak konusunda ABD'nin taleplerine teslim olsaydı bile Washington'ın bölgeye yönelik planları er geç Türkiye'yi bu sonuçlarla yüzleştirecekti. Dolayısıyla Türk-Amerikan ilişkilerindeki gerilim, ABD'nin bölgenin geleceğine yönelik politikaları çerçevesinde doğrudan Washington tarafından tırmandırılıyor. Amerika'nın gerilim stratejisi, belli siyasal kesimleri veya kurumları değil, Türkiye'nin bütününü hedef alıyor.

Yeni Ortadoğu düzeninin şekillendirilmesinde Türkiye, işbirliği yapsa bile, potansiyel gücü ve konumu itibariyle caydırıcı bir güç ve engel olarak görülüyor, görülecek. Bu yüzden, Irak'a, İran'a veya Suriye'ye yönelik Amerikan-İngiliz-İsrail politikaları için söz konusu ülkelerin rejimleri, sosyal ve ekonomik durumları belirleyici değil. Bu özel nitelikler sadece birer zaaf olarak kullanılıyor ve saldırganlığa kılıf olarak pazarlanıyor. İşgal ve yeniden dizayn politikası aslında İran, Irak, Suriye, Türkiye ya da bir başka bölge ülkesini aynı çerçeve içinde görüyor. Bu ülkeler, bölgede bütün güçlerin kontrol altında tutulmasını ve zayıflatılmasını yeni Ortadoğu projesinin ağrılık merkezi olarak görüyorlar.

İki ön koşul ve Türkiye'nin zaafları

İşgal öncesi Irak'a, şimdi de İran'a yönlendirilen kriz stratejisinde kullanılan yöntemler aynı. Rejim, demokrasi, kitle imha silahı, terör, muhalif güçlerin o ülkeye karşı kışkırtılması, etnik zaafların kullanılması. Washington Irak'ta sömürge yönetimini kurmayı bile beklemeden İran'a müdahale politikasını devreye soktu. İran'a yönelik kriz stratejisinin olgunlaşmasını beklemeden Türkiye ile ilişkilerini bu iki krize endeksledi.

Amerika'da küresel savaşın öncü isimleri ve medya temsilcileri ile bir araya gelen TÜSİAD heyetinin de Türkiye'ye yansıttığı gibi Washington, Ankara ile ilişkilerini iki şarta bağladı. İran'a müdahalesine destek vermek ve Kuzey Irak'ta Kürtler'in imtiyazlı konumunu tanımak. ABD'nin bu taleplerini "çeşitli kanallardan" Türkiye'ye ilettiği belirtiliyor. Perşembe günü "ateşin Türkiye'ye de ulaşacağını" yazmıştım. Ulaşmaya başladı. Hedef aldığı ülkelerin zaaflarına göre politika belirleyen ABD, Türkiye'ye karşı da aynı yöntemi kullanıyor.

Türkiye, on yıldır ABD'nin Kuzey Irak'taki çalışmalarına destek verdi. Ancak bölgedeki Kürtleri sadece güvenlik sorunu olarak algıladı. ABD de bu zaafı kullanıyor şimdi. Oysa Türkiye, ABD'yi devreden çıkararak Kürtler'le etkili bir diyalog kurabilirdi. Kurmadı. Şimdi bu zaaf bir yaptırım olarak önüne çıktı. Amerika'nın İran'a yönelik hedefleri doğrultusunda neler yapmayı planladığına bir bakalım. Belki, bugün Türkiye'ye karşı "Kürt kartı"nı uygulamayı tasarlayan ABD'nin daha sonra neler yapabileceğini öngörebiliriz.

"İran'ı kurtarma yasası" rejim değişikliği paketi

Terörle mücadele gerekçesiyle bir dünya savaşı başlatan ABD'nin daha önce terörist ilan ettiği bir örgütle resmen anlaşma yapması bütün dünyanın tepkisini çekmeliydi. Terörle mücadele palavrasıyla kendisine karşı olan örgütleri yok edip, taraftar olanlara koruma sağlayan ABD, şimdi anlaşma yaptığı Halkın Mücahitleri Örgütü'nü koruyup güçlendirmek için yasa tasarısı hazırladı.

ABD tarafından güçlendirilen ve hala Washington'da bürosu bulunan örgüt, Bill Clinton zamanında İran'la yakınlaşma niyetiyle terör listesine alınmıştı. Daha sonra listeden çıkarıldı. Nisan ayında Irak'ta bu örgütle anlaşma imzalandı. Şimdi örgütün güçlendirilmesi ve İran'a karşı kullanılması için bir dizi hazırlık yapılıyor. Pentagon, örgütün çok iyi eğitilmiş, laik ve Batılı yönüne vurgu yaparak İran rejimine alternatif olacağına inanıyor. Örgütün en büyük savunucusu da Poul Wolfowitz.

Cumhuriyetçi Kansas Senatörü Sam Brownback tarafından İran'da halk ayaklanması çıkarmak için hazırlanan ve "İran demokrasi yasası" adı verilen yasa tasarısına göre, Radyo Ferda adıyla Farsça yayın yapacak bir radyo kurulacak. Amerika'daki İranlılar bu yayınlarla İran'da kamuoyu oluşturmaya teşvik edilecek. İran'a yayın yapacak bir televizyon istasyonu ile özel radyo istasyonları kurulacak. Yine aynı yasaya göre, İran'da sivil toplum kuruluşların oluşturulması, Farsça kitap çevirileri ve video yayınları finanse edilecek. İran Demokrasi Vakfı adında bir vakıf kurulacak. Amerika'dan İran'a yayın yapacak televizyon ve radyo yayınları bu vakıf tarafından desteklenecek.

Şahinler, İran konusunda o kadar şartlanmışlar ki, özellikle son bir ay içinde bütün yazı ve konuşmalarında İran halkının kurtarılmak için kendilerini beklediği gibi paranoyak söylemlerini tekrarlayıp duruyorlar. Mesela "yağma çetesi"nin sembol isimlerinden Michael Ladeen, bakın ne diyor: "İran halkı İslam dünyasındaki en Amerikancı toplumdur. İran rejimi ise dünyadaki en Amerikan karşıtı rejim. Gelin onları destekleyelim ve rejimi paketlemelerine yardım edelim."

Türk-Amerikan ilişkilerinin geleceği için İran krizinden alınacak çok ders var. Poul Wolfowitz'in şantajları gerçekleşiyor. ABD'nin Türkiye'ye yönelik "İran, Suriye ve Kürt şartı"na önümüzdeki günlerde yenileri eklenecek. Ateş bütün bölgeyi saracak. Zaten ABD'nin birinci dereceden hedef ilan ettiği İran, Irak, Suriye Libya ve Kuzey Kore'den sonra düşmanları arasında Mısır, Türkiye ve Pakistan'ı da potansiyal tehdit gördüğünü bilmeyen mi var?


31 Mayıs 2003
Cumartesi
 
İBRAHİM KARAGÜL


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED