T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

K Ü L T Ü R
Beşinci kat vardır, altıncı kat hayaldir

Azeri yazar Anar'ın ünlü romanından sahneye taşınan 'Beş Katlı Binanın Altıncı Katı' adlı oyun geç tanıdığımız Azeri insanınını içerden bir bakışla anlatıyor.

  • HALE KAPLAN ÖZ
    Şehir Tiyatroları sahnelerinde oynanan, Anar Resuloğlu Rzayev'in yazdığı ve Can Doğan'ın yönettiği Beş Katlı Binanın Altıncı Katı, 1960'lı yıllarda, Sovyetler'de yaşanan bir aşk öyküsünü konu alıyor. Hazar Denizi kıyısında başlayıp, bir binanın olmayan altıncı katında son bulan hikayede, Zaur'un gerçek ve hayal arasında geçen serüveni hazin sonun etkileyiciliğiyle aktarılıyor.

    Şarkıcı kız mazbut aile çocuğu

    Bizim kültürümüzde de çok sık rastlanan, birçok Türk filmine konu olmuş bir dramdır; bar kızı ve ak pak aile çocuğunun aşkı. Bir türlü kavuşamazlar, oğlan ana kuzusudur, kız da fazlasıyla anaçtır ve göğüs gerer tüm acılara... Sonunda esas oğlan ailesinin istediği kızla evlenir, mutsuz olur. Evlendiği kız ise herhangi bir dışavurum yapmaz duygusal bağlamda, söylediği üç söz var; tamam, evet ve hayır... Uçlardaki kadın tiplemelerinin ortak noktası bir erkektir, biri sevgilisi olur, diğeri ile evlenir.

    Bu tür hikayelerin sonunda mutlaka biri ölür... İyi ya da kötü olmaya kimsenin vakti yetmez, bu oyunda ölen Tehmine'dir, sirozdan...

    Genç Zaur gözünü kapadığı her yerde, eski sevgilisi Tehmine'yi görmektedir. Balayı dönüşü aileler birbirine girer Zaur'u eskisinden daha zorlu bir ikilem beklemektedir...

    Altıncı kata fazla takılmayın

    Zaur, Tehmine'nin hayalinin peşinden gittiği altıncı katta yaşar. Oysa hayatın altıncı katı yoktur. İnsanoğlunun düş dürnyasıdır bu kat. Ve gözünü kapadığında, canı istediğinde çıkıp mutlu ya da mutsuz olmada özgürdür.

    Sevil Akı'nın canlandırdırdığı Tehmine karakteri, toplumda kabul görmeyen, fakat kendi yaşam standardında popülaritesi yüksek bir sanatçı rolünde bu oyunda. Aynı zamanda ayakları üzerinde durmanın ötesinde güçlü ve vakur olan Tehmine'nin genel duruşu, Akı'nın ses tonundaki kararlılıkla örtüşüyor. Akı, abartıya kaçmayan etkili tavrlarıyla oyunun genel konsepti içinde etkileyici, Zaur'u canlandıran Cengiz Tanör ise yansıttığı pasif karakterde başarılı. Sade bir dekorla kotarılmış, soyutlamalara yer verilmeksizin kurgulanan oyun genel itibariyle sade bir kurguya sahip.

    Cemiyet birey çatışması

    60'lı yıllardan bugüne uzansa da güncelliği koruyan bir konuya sahip olan oyunda, Zaur'un aile etkisiyle akışı tersine dönen hayatında, toplumsal beklentinin, bireyle çatışan yönüne dikkat çekiliyor. Sovyet toplum yaşantısından kesitler arka fonu oluşturuyor. Ahlaki değerlerin çöküşü anlatılırken gereksiz yere uzun tutulan bar muhabbeti izleyeni sıkıyor.



  • 5 Ocak 2003
    Pazar
     
    Künye
    Temsilcilikler
    ReklamTarifesi
    AboneFormu
    MesajFormu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Röportaj | Karikatür

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED