T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Kıbrıs'a fetih çıkarması

Lanet bir savaşın yaklaşmakta olduğu şu günlerde, sanki ülkenin başka bir derdi yokmuş gibi sonunda ordumuz Kıbrıs'ı yeniden fethe hazırlanıyor. Avrupa Birliği'ne girmek için büyük çabalar sarfettiğimiz bir dönemde bu "fetih işi" de nereden çıktı demeyin, çıktı işte... Türk ordusu gavurlardan kurtulmanın başka yolu olmadığını anladı ve çözümsüzlüğün "büyük mücahid"i Denktaş'ı şefkatli kanatları altında alarak "AB gavurları"na ve "Annan Planı"na bir güzel meydan okudu...

AK Parti lideri Tayyip Erdoğan'ın "Denktaş ve Klerides 40 yıldır masaya sorunu çözmemek için oturuyor" sözlerinin ardından KKTC'ye adeta bir çıkarma yapan Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman bir bakıma Erdoğan'a da açık mesajlar göndererek, Dentaş'a "TSK, liderliğiniz ve diplomatik çabalarına hayrandır" dedi.

Dahası Org. Yalman "Denktaş'ın değişiklik teklifleri dikkate alınmazsa Doğu Akdeniz'in sürekli bir kriz ortamında" yaşayacağını, "TSK bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da adada ve Doğu Akdeniz'de barış ve huzuru bozucu herhangi bir yaklaşıma müsaade etmeyeceğini" söyleyerek, Kıbrıs konusunda çözümün adresinin "siyasi irade" değil, "askeri irade" olduğunu bütün dünyaya ilan etmiş oldu.

Yani Yalman Paşa Avrupa Birliği ülkelerine diyor ki, "sakın yanlış adrese gitmeyin Türkiye'yi gerçekte siyasi iktidar değil, biz yönetiyoruz." Bu durumda AK Parti hükümetinin önünde pek fazla seçenek yok, ya gerçekten "iktidar" olacaklar, ya da anahtarları Paşa'ya teslim edip ülkenin gerçek iktidarını "resmen" tescil edecekler.

Kimbilir belki daha iyi olur, ekonomi düzlüğe çıkar, memleket güllük gülistanlık olur, özgürlük ve demokrasi isteyen parazitlerin sesi kısılır. Daha da önemlisi, "Kopenhag Kriterleri"yle memleketimizi ifsat etmeye çalışan "AB gavurları"ndan kurtuluruz!.. Ne güzel olur, sabahları hepimizi hazırola geçirip tırnak kontrolu bilem yaparlar... Bir de "yavru vatan"ı ilhak ettik mi, gel keyfim gel, çatlasın düşmanlar...

Gerçi 28 Şubat'tan sonra Kıbrıs'ta işler biraz alengirli olacak gibi gözüküyor ama, olsun ordumuz ona da bir çözüm bulur nasıl olsa. Mesela, Rum kesimi AB'ye girip KKTC kendi kaderi ve Türkiye'den gidecek "üç kuruş" parayla başbaşa kalınca Kıbrıs Türk halkı Denktaş'ı "hain" ilan edebilir. Ya da bazı Türk vatandaşları sefalet yüzünden kahredip Rum vatandaşlığını tercih edebilir. Ancak devletimiz için bunların hiçbir kıymeti harbiyesi yok, çünkü Kıbrıs zaten Türkiye'nin gözünde orada yaşan Türk halkından dolayı değil, stratejik konumu yüzünden bir anlam ifade ediyor.

İsterse hepsi Rumlarla birlikte Avrupa Birliği'ne gidebilirler. Bize mücahit Denktaş ve Denktaş sayesinde KKTC'de görkemli villalar edinmiş olan "kuvvacı" büyüklerimiz yeter...

Galiba burada işin en dramatik tarafı, günlerce Avrupa başkentlerinde AB için diplomasi savaşı veren Tayyip Erdoğan'ın çabalarının boşa gitmiş olmasıdır. Çünkü fiili anlamda askerlerin yönettiği bir ülkenin AB üyesi olması sadece kocaman bir hayaldir. Kaldı ki, bu küresel çağda hala "fetih rüyası" gören bir ülkenin "Avrupa projesi" içinde yer almaya talip olması da ayrıca abesle iştigaldir...


31 Ocak 2003
Cuma
 
MEHMET OCAKTAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat| Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED