T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Meleklerin şarkısını iyi dinle

MEKKE- Kabe'de bir düş gibi çabucak geçip giden günlerin resimlerini hafızama ve kalbime nakşediyorum. Bugün meleklerin milyarların kalbine dolan şarkısını iyi dinle. Çünkü şafağın gri göklerinde açan çiçekler gibi yüreğimizde eriyip gidiyor bütün sevgiler...

Korktuğumuz bütün sonbaharlar geçti. Ürkek ve yorgun adımlarla geldik dünyanın aşk merkezine. Yılların yorgunluğu var üzerimizde, ancak şarkımızı aramaktan yorulmadık. Söz verdik bu kez Şubat'ta ağlamayacağız. Allah'ın evinde söz verdik, hakları ellerinden alınan "şubat kardelenleri"ni savunmaktan vazgeçmeyeceğiz.

Eğer bir gün Mescidül Haram'da meleklerle aynı safta verdiğimiz sözü tutabilirsek, bütün şubatlarda yarım kalan ezgilerimizi baharda yeni bir şarkıyla buluşturmak için yüzümüz olacak.

Şimdi aşkın dayanılmaz merkezinde Hacerül Esved'in etrafında gökten bembeyaz karlar gibi melekler yağıyor milyonların kalbine...

Kalbimizin önündeki perdeleri kaldırdığımızda Şeyh Galib'in dizeleriyle, "Tedbirini terk eyle takdir

Hüdanındır

Sen yoksun o benlikler hep vehm ü

gümanındır

Birden bire bul aşkı bu tuhfe bulanındır

Devran olalı devran erbabı safanındır"

Tarifsiz sevgiler ve melekler içindeyim. "Taş taş değil" milyonların kalbindeki aşktır adın senin. Bakışın parlak ve görkemli yıldızlar gibi parlar gökyüzünde. Soluğun hala dudaklarımda, kalbinin atışları kalbime vuruyor. Aşkın merkezinde ne zaman var, ne mekan ne de sözcükler. Orada sadece sonsuzluk ve aşk var.

Gönlüm aşk şehrinin başkentinde kaldı, Hacerül Esved'de ise ateşim... İkbal'in dizeleriyle, "Aşk ve cezbe dünyasında ayrılık vuslattan daha önemlidir./ Kavuşmada aşkın ölümü, ayrılıkta arzu lezzeti vardır" Mekke'nin kalbinde perdeler birer birer açılıyor. Cebrail'in sesinde ilahi güzelliğin son şarkısı...

Geceyle gündüzün sırrında aşkın kadehinde senin keremli bakışın gizlidir. "Aşk Cebrail'in nefesi, aşk Mustafa'nın kalbidir."

Ey gönüllerin başkenti, aşk ateşinin güzel vuslatı Kabe!.. Seni Gırnata'nın, Kurtuba'nın, Endülüs'ün toprağında gizli "sessiz ezanları"yla selamlıyorum.


8 Şubat 2003
Cumartesi
 
MEHMET OCAKTAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED