Ortodoks milletler arasında "dini birliği korumak" ve teolojik konularda "türdeşliği sağlamak" amacıyla 1884 yılında kurulan Heybeliada Ruhban Okulu, 1971 yılında kapatıldı.

Ertuğrul Özkök'ün yaptığı derin araştırmaya göre, Anayasa Mahkemesi 1971 yılında "özel yüksek okullara izin veren kanun"un bazı maddelerini iptal edince, bu okullar devletleştirilmiş oldu. Bu karar, Ruhban Okulu'nun Türk üniversitelerine bağlanmasını zorunlu hale getiriyordu. Ancak Fener Patrikhanesi bunu kabul etmedi ve okul kapandı.

Okulun kapatılmasında Ertuğrul Özkök'ün de küçücük bir rolü vardı.

Nasıl? Şöyle:

Ertuğrul Özkök İzmir kökenliydi, Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksek Okulu'nda okuyordu. Utangaç bir öğrenciydi. İzmir'de başına gelen müessif "ford hadisesi"nden sonra uzun süre halk otobüsüne binememişti. Ankara'da hem bu utangaçlığını yendi, hem de halk otobüsüne binmeye başladı. İzmir'deyken "otobüsüne binemediği halkın kurtuluşu" için de "devrimci" olmaya karar verdi.

Ertuğrul Özkök devrimi çok seviyordu. Mahir Çayan ve Deniz Gezmiş'le oturup devrim planları yapıyordu. Mahir Çayan o yıllarda mavi lens takıyordu, Deniz Gezmiş de eski bir askeri parkayla dolaşıyordu.

1965 yılında özel yüksek okulların açılmasına izin veren yasa çıkar çıkmaz, yurt genelinde bu okulların kapatılması için büyük bir kampanya başlatılmıştı. Mitingler yapılıyor, yürüyüşler düzenleniyordu. Ertuğrul Özkök de "devrimci bir öğrenci" olarak bu mitinglere katılıyor, hükümete baskı uyguluyordu.

Baskı semeresini verdi.

Anayasa Mahkemesi özel yüksek okulların açılmasına cevaz veren yasayı iptal etti. Böylece birçok yüksek okul gibi, Heybeliada Ruhban Okulu da kepenklerini indirmek zorunda kaldı.

Ertuğrul Özkök aslında Heybeliada Ruhban Okulu'nun kapatılmasını amaçlamamıştı. Ama neylersin ki, kurunun yanında yaş da yanıyordu.

32 yıl sonra düşününce Ertuğrul Özkök bir gerçeğin daha farkına vardı: Mezkur yasanın iptal edilmesi hem eğitimde Türkiye'ye 20 yıl zaman kaybettirmiş, hem de devlet üniversitelerinde kalite düşmüştü.

Şimdi özel yüksek okullara izin var.

Ancak Heybeliada Ruhban Okulu açılamıyor. Neden? Oysa Ertuğrul Özkök bu okulun yeniden açılmasını istiyor; kamuoyunu da seferber olmaya çağırıyor...

1999 yılında Ermeni Patriği Mutafyan'ın teklifiyle YÖK'e bağlı İlahiyat Fakülteleri'nde Hıristiyan din adamı yetiştirilmesi için bölüm açılması gündeme geldi. Bu çerçevede İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ne bağlı bir "Rum-Ortodoks Teoloji Anabilim Dalı" kurulacaktı.

Ancak son anda bir sorun çıktı.

Din eğitimi alacak Ortodoks öğrencilerin YÖK Kılık Kıyafet Yönetmeliği'ne uymaları isteniyordu. Patrikhane bunu reddedince proje rafa kaldırıldı.

Ertuğrul Özkök, "Meğer bu okulun kapanmasında benim de küçücük bir rolüm olmuş" diyor ama, bence asıl rolü okulun yeniden açılamamasında oldu...

Nasıl?

Üç-beş yıl öncesine kadar, yüksek okullarda kıyafet yasağı uygulanmıyordu. İlahiyat Fakülteleri'ne bağlı bir "Rum-Ortodoks Teoloji Anabilim Dalı" olsaydı, Ortodoks öğrenciler herhangi bir engelle karşılaşmadan derslere devam edebileceklerdi.

Artık böyle bir imkan yok.

Çünkü, Ertuğrul Özkök'ün de yaratıcı katkılarını esirgemediği "postmodern darbe süreci" Ortodoks din adamı yetiştirmeyi de yasaklıyor.

AHMET KEKEÇ

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu