Aslen İtalyan olan ve New York'ta büyük bir altın şirketinde yöneticilik yaparken görevli olarak geldiği İstanbul'a sevdalanan Yusuf Danilo Giannoni, önce İstanbul'a yerleşmiş daha sonra da İslâm'ı seçmiş. Üniversite yıllarında Bizans ve Avrupa sanatı üzerine eğitim görürken geleneksel Türk-İslâm sanatına da ilgi duyduğunu söyleyen Giannoni, Türk-İslâm sanatı üzerine master yapmış ve 'suyun renklerle dansı' olarak tanımlanan ebru sanatı ile de bu yıllarda tanışmış. Giannoni, İstanbul'a geldikten sonra buradaki ünlü ebruculardan da ders almış.

Ebruyu dünyaya tanıtacak

"Sanatla gizemin buluştuğu yer" olarak tarif ettiği İstanbul Sultanahmet'te bir ofis açan Giannoni, geleneksel İslâm sanatını tüm dünyaya tanıtmak istiyor ve ebru sanatçısı Hatice Aksu ile birlikte önümüzdeki Ekim ve Kasım ayında Avrupa'nın değişik şehirlerinde sergi açmaya hazırlanıyor. Aradığı sanatın gizini İstanbul'da bulduğunu söyleyen Giannoni, İstanbul'a nasıl yerleştiğini ve neden İslam'ı seçtiğini şöyle anlatıyor:

"İstanbul'a bir buçuk yıl önce geldim. Buraya ilk gelişim, iş nedeniyleydi. New York'ta bir İtalyan şirketinde yöenetici olarak çalışıyordum. İstanbul'a geldim ve ilk kaldığım yer Sultanahmet'ti. Burada geçmişi ve sanatı yeniden keşfettim. Çünkü sanatla gizemin buluştuğu yer İstanbul. Aynı zamanda İslâm'ın ruhunu burada duydum. Bir Hristiyan olarak doğdum ama hiç bir zaman dindar bir Hristiyan olmadım. Bu şehirde ise çok iyi Müslümanlarla tanıştım ve onların anlattığı İslâm beni etkiledi. İşim bittikten sonra New York'a geri dönüyordum ama İstanbul'da kalma kararını almıştım bile."

Irak savaşını ebruyla anlattı

Hem geleneksel hem de modern desenler çalışarak ebru yaptığını söyleyen Yusuf Danilo Giannoni, "Ebru sanki yeni yaşam tarzımın bir parçası" diyor. Irak'ın işgali üzerine orada yaşananları yaptığı bir ebru ile anlattığını söyleyen Giannoni, bu tablosunda kuru ve boynu bükük bir gül ile renkleri patlayan bir ebru deseni çalışmış. Tabloyla ilgili Giannoni şu yorumu yapıyor: "Ebru desenleri bir patlamayı anlatıyor. Gül ise hem Peygamber Efedimizi'i (sav) hem da barışı simgeliyor. Ancak bu gül kurumuş. Bu gülün ölümü, Peygamber Efendimiz (sav) bize neyi öğretiyorsa öğretsin biz başka şeyler yapıyor olduğumuzu ve onun ilkelerini yok saymamamızı temsil ediyor.