AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Cahit Zarifoğlu kitabı ve yenilemeyen 'kompleks'

Cahit Zarifoğlu Şiir ve Edebiyat Girişimi'nin bir süredir hazırlıklarını yaptığı ve şairle ilgili görüş ve düşüncelerin seslendirildiği "Cahit Zarifoğlu/Yürek Safında Bir Şair" başlıklı kitap, Kaknüs Yayınları tarafından basılarak, Zarifoğlu'nun 16. ölüm yıldönümü olan 7 Haziran'da edebiyat/şiir kamuoyuna takdim edildi.

Öncelikle, gerek böyle bir 'kitap' düşüncesinin oluşmasında, gerek kitabın hazırlık ve basım aşamalarında, gerekse kitabın içerik kazanmasında katkıda bulunup, emeği geçenleri tebrik etmek istiyorum.

Cahit Zarifoğlu'nun özellikle Türk dili/şiiri içindeki yeri, önemi, anlamı ve özellikleri hususunda ifade imkânı bulan yaklaşım biçimlerinin bütünlüklü bir konseptle sunulması, "Cahit Zarifoğlu imgesi"nin edebiyat/şiir dünyasındaki konumunu sağlamlaştıracaktır; buna kuşku yok..

"Cahit Zarifoğlu/Yürek Safında Bir Şair"de, yirminin üzerinde imzanın çalışmaları bir araya getirilmiş. Çeşitli alan ve açılardan "Cahit Zarifoğlu imgesi"ne bakan bu metinler, şairin hayatında ve "eser"inde beliren ve zaman içinde koyulaşan 'çehre'sini yeniden değerlendirerek, okuyucu karşısına çıkarıyor.

İnsan ister istemez daha iyisini, daha hacimlisini, daha kuşatıcı ve kavrayıcı olanını arıyor. Zira, ortaya konan bu çalışma, bunun mümkün olabileceğini hissettiriyor. Örneğin iki, üç... yılda bir çıkarılacak bu tür kitaplarla hem yeni ve farklı seslerin duyulması sağlanır, hem de bir tür "Cahit Zarifoğlu araştırma kitaplığı" oluşturulabilir..

Öte yandan, doğrusu en azından Cahit Zarifoğlu ailesi, dostları, okuyucuları ve sevenlerine bir "Armağan" niteliği de taşıyan bu kitabın, her bakımdan daha kaliteli bir baskıyla okuyucu karşısına çıkmasını bekliyordum. Zira, 'kitap' düşüncesini bana iletenlerin ifadelerinden edindiğim izlenim buydu. Her neyse.. Olsun.. Bu da önemli bir katkıdır hiç kuşkusuz. Bilemiyorum, her hâlde imkânlar kısıtlıydı.

Ancak, burada tuhaf bir şey var: Kitabın, Cahit Zarifoğlu Şiir ve Edebiyat Girişimi Genel Sekreterliği imzasıyla yazılan Sunuş bölümünde, daha önce çeşitli vesilelerle Zarifoğlu şiiri hakkında beyan edilen görüşlerden kimi alıntılar, hiçbir ayrıma tâbî tutulmadan aktarıldığı hâlde; "Bu kitaba giren yazılara gelince;" cümlesiyle başlayan parağrafta, açıkçası benim anlamakta güçlük çektiğim bir tavır hemen öne çıkıyor ve kitaba yazısı giren yirmiden fazla imzadan, sadece birkaç isme özellikle vurgu yapılma ihtiyacı duyuluyor.

Neden acaba?

Söz konusu parağraf şöyle: "Bu kitaba giren yazılara gelince; en olgun ve öndeki kuşağın şairlerinden İlhan Berk'in değerlendirmesini, Talat Sait Halman'ın, Selim İleri'nin, Nursel Duruer'in incelikli ifadelerini, şaire yönelen takdir duygusunun sürüp gitmesinin değerli birer nişanesi olarak kabul ediyoruz."

İnsan şöyle düşünüyor: Acaba, tek tek sayılan bu isimlerin Zarifoğlu'yla ilgili yazılarındaki görüş ve yaklaşımlar, adı hiç anılmayan diğer yazarlardan/yazılardan daha mı güçlü, daha mı çaplı ve çarpıcı? Acaba, Zarifoğlu'nda bugüne kadar farkına varılmayan bir özelliğe, niteliğe mi işaret ediyor?

Yoo, hayır!

Bilâkis, diğerleriyle karşılaştırıldığında, sıradan değerlendirmeler ve daha ziyade hatıralara dönük izlenimler bunlar.. Hatta, bana sorarsanız, Cahit Zarifoğlu'nun kimliğinin/kişiliğinin ve "eser"inin yeni bir gözle okunmasında ve okuyuculara ufuk sağlamada verimliliği tartışılabilecek satırlar..

Örneğin, İlhan Berk'in yazısı.. Berk, ilk kitabının baskısı 1967 yılını taşıyan ve şiirindeki metafizik sıçrayışla başından beri şiir çevrelerinin kayıtsız kalamadığı Cahit Zarifoğlu gibi bir şair için, bir taraftan "Zarifoğlu'nun şiirini bilmiyormuşum." itirafını dillendirmiş, diğer taraftan onu salt "İslam haritası"na hapsederek, "bir ideoloji şairi olarak" yaftalamış, dahası bu bağlamda "savaşçı olduğunu da" çıkarsamış. Dolayısıyla, Zarifoğlu şiirindeki estetik/poetik akıntıların künhüne varmaktan uzak kaldığını yayan bir metnin altına imza atmış.. Açıkçası, yadırgadım ben bu bakışı..

Ama öyle anlaşılıyor ki; Girişim nezdinde, bu gibi isimlerin, Cahit Zarifoğlu hakkında öyle veya böyle bir-iki satır görüş serdetmeleri, fazlasıyla 'kıymet' ifade ediyor!

Niçin niçin?

Konumlandıkları yerden dolayı elbette.. Ve elbette, sayılan bu isimlerin konumlandıkları yerden, bir başka konuma (moda deyişle "öteki"ne) sahip bir şair için bir şeyler söylemeleri, yazıp çizmeleri ve bir bakıma o kişiye sözüm ona 'meşruiyet'(!) kazandırmalarından dolayı..

Dikkat edilirse, sayılan isimler, ne rahmetli Cahit Zarifoğlu'yla ne de Girişim'le aynı dünya görüşünü paylaşanlardan oluşuyor. "Karşı yaka"nın müntesipleri yani.. Dolayısıyla, Zarifoğlu'nun "eser"indeki 'uyarıcı sanatsal hamle'ye dair herhangi bir orijinal gözlem, yeni ve farklı bir görüş ifade etmekten yoksun kaldıkları hâlde, sırf bu özellikleri, onları 'ayrıcalıklı' kılmaya yetiyor Girişim gözünde!

Tuhaf, pek tuhaf!.

Bakın beyler! Eğri oturup, doğru konuşalım: Bu tutum, içinde tipik "kompleks" emareleri taşıyan malûl bir yönelimin acıklı neticesidir! Daha önce de birçok örneğini gördüğümüz/yaşadığımız bu 'melodram'dan gına geldi! Ne kadar etkili olur, bilemem ama; size tavsiyem şudur: Artık hem kendinizi, hem de sahip çıktığınız şairleri/yazarları 'şiirin/edebiyatın zencisi' olarak görmekten lütfen vazgeçin!..

"Bu yaka"nın en sahih ve özgün estetik yapı ve birikimlerinden olan Cahit Zarifoğlu şiiri, değeri ve kalitesini kendi içinde muhafaza eden bir şiirdir. O bakımdan, hiçbir zaman ve zeminde, herhangi bir "meşruiyet" ihtiyacı hissetmemiş, hissetmeyecektir de.. Kendisidir, kendisi olarak kalmış ve kalacaktır!

O'nu bir ideolojinin, bir coğrafya ya da haritanın veya bir kümenin, bir topluluğun şairi olarak algılayan ve yansıtan bakışlara ise sadece şu söylenebilir: Cahit Zarifoğlu, kendi şiirsel dilini oluşturmuş ve "eser"iyle yeni bir estetik/poetik 'dünya' kurmuş bir şair olması dolayısıyla, bütün bir Türk dilinin/şiirinin şairidir!

Öte yandan, kitabın bibliyografya bölümü de kimi eksikliklerle malûl: Örneğin, 2003 yılına ait bölümde, Kitap/Haber dergisinin hazırladığı Zarifoğlu dosyasından sadece 2 imzanın yazıları not edilmiş. Halbuki, o dosyada sadece 2 imza yok; yanılmıyorsam 13 ayrı imzanın yazısı var: Bu nasıl bakış ve 'görüş' böyle? Açık bir haksızlık, emek sahiplerine!..

Dikkatimi çeken bir husus daha var, unutmadan onu da zikredeyim: Kitabın kapağına, Cahit Zarifoğlu'nun 'kravatlı' bir fotoğrafı konmuş. Girişim'in bu fotoğraf 'tercih'i, enteresan tabii..

Onca sivilliğine, hayat algısının içeriğine ve sesindeki 'acı'ya rağmen; Cahit Zarifoğlu'nu, 'resmî' bir kimlikle/görüntüyle sunmak..

Evet evet, hayli enteresan!..


21 Temmuz 2003
Pazartesi
 
İHSAN DENİZ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED