AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y E M E K
KONYA MEVLANA SOFRASI

1993 yılında hizmete giren Konya Mevlana Sofrası Konya'nın bamya çorbasından etli ekmeğe kadar olan bütün yöresel yemek çeşitlerini yapıyor. Konya yemeklerinin özlemini çekenlere birebir. Bu lezzetlerin keşfine gelin birlikte çıkalım.


Konya'da yemek demek etli ekmek demek

Farkında mısınız? Şimdilerde başta Amerika olmak üzere Batı'da Mevlana'ya gözle görülür bir ilgi artışı var. Konuyla ilgili haberler basın yayın organlarında sık sık okunabiliyor. "Ne olursan ol yine gel" çağrısının sahibi Mevlana'yı anlamak zaman işi ve onu anlatmak da bize düşmez. Zaten bahsimiz Mevlana haberlerinden birine göz atarken aklıma gelen Konya'nın ünlü etli ekmeği üzerine olacak. Nicedir hem bu özel kenti gezmek hem de ora lezzetlerini yerinde tatmak amacındaydım ama işte zamansızlık yok mu? Fakat kolayını buldum. İstanbul Haznedar'daki Konya Mevlana Sofrası'nı ziyaret ettim ve Konya'ya gitmiş kadar oldum…

1993 yılından beri hizmet veren Konya Mevlana Sofrası, Anadolu'nun orta yerinden özel lezzetleri ile İstanbullular'ı doyuruyor..

DÜĞÜN YEMEĞİ BAMYA ÇORBASI

Konya'da "düğün yemeği" ismiyle anılan bamya çorbası, mekanda ikram edilen ilk ürün. Ayıklanmasının maharet istediğini bildiğim bamyalar kararında bir dirilikte tutularak yapışkan özünün akmasının önü alınmış… Enteresan bir deneme olarak ilgilendiğim bamya çorbası gerçekten lezzetli bir çalışma…Çorbanın ardından servis edilen etli ekmeğe gelince… Kestirmeden söyleyelim, etli ekmek denemeye değer bir yiyecek… Mevlana Sofrası'nın sahibi Ahmet Tuzlu, etli ekmeğin özelliklerini şöyle anlatıyor: "Etli ekmekteki lezzetin önemli nedeni kullanılan etin kuzu etinden seçilmesidir. Kuzu etleri bıçak arası dediğimiz bir yöntemle doğranıyor. İki bıçak kullanarak çektiğimiz etin içine domates, biber, maydanoz ekliyor ve pişiyoruz. Üründe kullanılan hamurlar ise ustalarımız tarafından elde açılıyor."

Etli ekmekte kullanılan et ve un Konya'dan getirtiliyor. Sabah 11.00'de başlayan etli ekmek servisi 14.00'e kadar devam ediyor.

FIRIN KEBABI ODUN ATEŞİYLE PİŞİRİLİYOR

Konya Mevlana Sofrası'nın diğer özel ürünü olan fırın kebabını da tavsiye ederim… Konya'dan getirtilen kuzu eti kullanılarak hazırlanan fırın kebabı, odun ateşiyle pişiriliyor.. Ahmet Tuzlu, ayrıcalıklı bir lezzeti bulunan fırın kebabının daimi müşterileri bulunduğunu söylüyor.

2 bölümden oluşan müessesede kapalı mekanda 110, yazlık mekanda ise 70 kişi aynı anda hizmet alabiliyor. Çocuklar için özel oyun odasının da bulunduğu müessesenin kapalı mekanındaki incelikli dekor, yazlık bahçesinin ferah ortamıyla yarışır nitelikte şık… Otopark problemi olmayan müessese gece 23.00'e kadar hizmet veriyor… Gittim, gördüm, tattım, memnun kaldım. Tavsiye ederim...

NASIL GİDİLİR?

Tel: 0 212 505 86 18
Adres: Eski Londra Asfaltı No: 12/A Bahçelievler

BANA GÖRE EN İYİLERİ

Bayma çorbası,

Bıçak arası etli ekmek

ELEŞTİRİLERİM

Personel kıyafetleri yöresel giysilerden seçilebilirdi…
Tandır kebabının ve etli ekmeğin sunulduğu tepsinin folyoyla kaplı olması hoş bir görüntü vermemiş.
Etli ekmekle beraber sunulan tandır aynı tepsi içinde sunulmamalı

FİYATLAR

Bamya Çorbası 2 milyon
Etli Ekmek 3.500 bin
Fırın Kebabı 6 milyon
İçecek 1.500 bin
Çoban salata 2 milyon


Eski Türkler'de ET KÜLTÜRÜ

Türkler göçebe toplulukları halinde yaşarken et ağırlıklı yiyecekler yiyorlardı. Gerek av etlerini, gerekse besledikleri hayvanların etlerini doğrudan ateşte yani ateş üzerinde çevirerek pişiriyorlardı. Çevirme denen bu et pişirme usulü hem kolaydı hem de yemekten alınan lezzet tartışılmazdı. Mesela bir kuzu bütün olarak ortasından bir şişe geçiriliyor, ateş üstünde çevrilerek her tarafının nar gibi kızarması sağlanıyordu. Asıl makbul kuzu olmakla birlikte at eti de dahil diğer bütün av etleri de bu şekilde pişiriliyordu. (Türkler İslamiyet'e geçtikten sonra at eti yemeyi bırakmışlardır.) Çevirme etlerin hemen yanında hamur işleri de çevirmenin paralelinde Türkler'ce sevilen yiyeceklerdendi. Tutmaç adını verdikleri mantıya benzeyen bir hamur işi bugün bile Anadolu'da yapılmaya devam etmektedir.

Et, günlük ihtiyaçlar için taze olarak tüketildikten başka, bilhassa güneşte kurutularak saklanmak suretiyle sair zamanlarda da yeniliyordu. Türkler kurutulmuş ete kak et diyorlardı ki, bu şekilde kurutarak et saklamak, günümüz 'Türkiye'sinde de mevcuttur. Ayrıca, et pastırma yapılarak da saklanıyordu. Bazı baharat ile kurutularak pastırma yapılan ete yazok eti deniliyordu.

LEZZETLİ SÖZLER

Türk'e selam ver,
Yiyeceğini düşünme...


20 Temmuz 2003
Pazar
 
RAMAZAN BİNGÖL


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED