AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Nikâhta keramet vardır

BRÜKSEL- Avrupa başkentlerinde Türkiye'nin AB ile ilişkisi için yaygın kullanımda olan metafor 'evlilik' üzerine kurulu; bu durumu bizimkiler de benimsemiş görünüyorlar ki, 17 Aralık kararı için 'nişan' benzetmesi kullanılıyor. "Evlilikle sonuçlanacak bir nişan ise anlamı var" deniliyor; ya da tersinden yaklaşıp "Sonunda evlilik yoksa neden nişana râzı olalım" diyenler çıkıyor. Aynı metaforu kullanırsak, bazı AB başkentlerine egemen olan, evlilik vaadini bile Türkiye'ye çok gören bir hava; evlenen açısından evliliğin bütün nimetlerinden yararlanmayı getireceği halde hiçbir hukukî sonuç doğurmayacak bir 'metres' ilişkisi isteniyor...

Türkiye böyle bir ilişkiye râzı değil. Bunu siyasîlerin açıklamalarından da kamuoyunun konuya yaklaşımından da biliyoruz. Soru şu: Türkiye'ye 'özel statü' teklif edilebileceğini düşünen, ya da çıkacak kararı münasebetli-münasebetsiz bir dizi 'şarta' bağlama niyetinde olanlar Türkiye'nin kararlılığının farkındalar mı? Konuyu olabildiğince yakından izleyen diplomatik bir kaynak, "İşte bu noktada ciddi kuşkularım var" dedi.

Kıbrıs masa üzerinde yer alan konulardan sadece biri. Bazı çevreler, "Türkiye, müzakereler başlamadan önce Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanımalı" görüşünü karar içine sokuşturmak niyetindeler. 'Azınlık hakları' konusunda daha somut ve tepki çekmesi mutlak formüller üzerinde çalışanlar da var. Şimdiye kadar adı hiç geçmemiş yeni üyelerden biri de, nereden aklına geldiyse, "Türkiye Ermenistan sınır kapısının açılacağı sözünü vermeli" şartını kabul ettirme peşinde.

Daha ciddi olanı ise, 6 Ekim'de açıklanan İlerleme Raporu'na da girmiş 'şartlar' üzerinde yürütülen diplomatik pazarlıklar... Ucu açık ve tek taraflı kararla askıya alınabilecek bir müzakere süreci öngörüyor Brüksel ve müzakereleri de daha önce hiçbir aday için düşünülmemiş mekanizmalara bağlama niyetinde. Gelebilecek tepkileri göğüslemek için de, "Bundan sonraki bütün adaylardan aynı şart talep edilecek" demeye hazırlanıyorlar; bu da aynı yola son anda sokulan Hırvatistan'ın tepkisini çekiyor. En kötüsü de, Türkiye'den 'sürekli deragasyon' talep etme hazırlığı... Türkiye'den AB'nin özünü teşkil eden işgücü ve sermayenin serbest dolaşımı ayaklarından 'işgücü dolaşımı serbestliği'ni kendi eliyle reddetmesi isteneceği konuşuluyor...

Bütün bunlar, AB-Türkiye birleşmesini, karara on kala, hiç değilse Ankara açısından, 'metres ilişkisi' görüntüsüne sokuyor... Türkiye'nin bütün 'özel şartlara' boyun eğmesi, ilişkinin kurulması hatrına 'farklı' muamele görmeye ses çıkartmaması bekleniyor...

Gördüğüm kadarıyla, Avrupa, Türkiye'nin böyle bir ilişkiye hazır olmadığının ve bu tavırda ısrar edilirse iplerin kopabileceğinin pek farkında değil. Bu da, 17 Aralık zirvesine gidilen ortamı diplomatik açıdan muazzam belirsizliklere açık hale getiriyor. Karar tasarısı üzerinde yürütülen görüşmelerde, AB bürokratları ve AB üyesi ülkelerin diplomatları Türkiye'nin 'özel şartlar' konusundaki duyarlılıklarını tam anlamış görünmüyorlar.

Duyarsızlık bir 'sağırlar diyalogu' haline dönüşürse ne olabileceğini kestirmek çok güç.

Türkiye AB'ye üye olmak istiyor elbette; neredeyse yarım yüzyıla yaklaşan Türkiye-AB ilişkisi, bazı AB üyesi ülkelerin iç politika çıkarları yüzünden tam nikâh öncesi kesintiye uğrarsa bundan rahatsızlık duyulacağına da hiç kuşku yok. Ancak, evlilik vaadiyle başlatılan ilişkinin, tam nikâh öncesi 'metres tutma' biçimine sokulmak istenmesi herhalde hoş değil. Yanlış ilişki teklifine, Ankara'dan, eski Türk filmlerinde sık sık karşılaşıldığı replikle, "Ben sizin bildiğiniz tiplerden değilim" cevabını alırsa AB, hiç şaşırmamalı...

İki tarafın ilişkinin bundan sonraki aşamasından ne beklediklerini birbirlerine daha açık bir dille aktarmasının tam zamanı. Şunun şurasında nihâi karara iki haftadan az bir süre kaldı.


« Geri Dön

 

5 Aralık 2004
Pazar
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED