AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
D Ü N Y A
Hedefimiz kansız devrim

Gürcistan, Kırgızistan ve Ukrayna'dan sonra devrim sırasının Özbekistan'a geldiğini belirten Özbek muhaif lider Muhammed Salih, Kerimov'a görevi bırakması çağrısında bulundu. Salih, Özbekistan'a Türkiye'yi model almasını önerdi.

RÖPORTAJ: MEHMET KOÇAK / FRANKFURT
Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov'un baskıları yüzünden ülke dışında yaşayan Özbek muhalefet liderlerinden Muhamed Salih, ABD ziyareti sonrası Özbekistan'daki siyasi gelişmeleri, Andican olaylarının dış yansımalarını ve ABD ile Özbekistan arasında yaşanan üs krizi konularında arkadaşımız Mehmet Koçak'ın sorularını cevaplayarak önemli açıklamalarda bulundu. Sovyetler Birliği'nin dağılması sonrası başlayan yeni yapılanmalar içinde İslam Kerimov yönetiminin sonunun geldiğini savunan muhalefet liderleri Muhammed Salih, "amacımız kansız devrimdir, Kerimov, kan dökülmeden terk edip gitsin" dedi. Özbekistan'da yaşanan katliamlara Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkelerinin sessiz kaldığı hatırlatan Muhamed Salih, Türkiye'nin bölgede daha aktif olmasını beklediklerini söyleyerek şu görüşlere yer verdi.

Yakın zamanda bir ABD gezisini gerçekleştirdiniz. Bu gezinizin amacı neydi ve kimlerle görüşme imkanı buldunuz ? Gezinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Amerika'ya 10 yıl sonra tekrar gitmiş oldum. Bu seyahatim Harvard ve Columbia Üniversitelerinin daveti üzerine gerçekleşti. Her iki üniversite de konferans verdim. Tatil olmasına rağmen katılım yüksek idi ve beklediğimden fazla ilgi gördüm. Katılımcıların tümü bilim adamı ve Sovyetler Birliği sonrası bölgede demokrasinin güçlendirilmesi ve desteklenmesi üzerinde çalışmalar yapan uzman kişiler idi. Bir defa daha gördüm ki ABD bölgede duyarlı ve aktif. Bu görüşmeler sonucu anladım ki bundan sonra da daha aktif olacaktır. Heritage Foundation, Brookings Institute ve American Enterprise Institute gibi etkili düşünce kuruluşları, Demokrat ve Cumhuriyet Partisi'nden siyasi gruplar, Ulusal Demokrat Enstitüsü ve Uluslararası Cumhuriyetçi Enstitüsü gibi önemli kuruluşların temsilcileri ile de bir araya gelme fırsatı buldum. Human Rights Watch idari direktörü Holly Cartner ile ve Kongrenin Orta Dogu ve Orta Asya Komisyonu Başkani İliana Ross ve Poe ile de görüştüm. Görüşmede ana konu Özbekistan'daki yaşanan anti demokratik rejim, insan hakları ihlalleri ve Andican olayları oldu. Bu görüşmeler esnasında muhataplarım daha çok beni dinlemek istediler. Olayların tarihi seyri içindeki gelişimini ve bizim demokratik, hukuk mücadelemizi anlatmış oldum. Kongre'nin Helsinki Komisyonu'nda bir konuşma yaptım. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği ABD Komisyonu tarafından düzenlenen oturuma Amerikalı Senatör Sam Brownback başkanlık yaptı .Oturumda Sovyetlerin dağılmasıyla demokratik sürecin nasıl bir tıkanma noktasına getirildiğini, Kerimov diktatörünün Özbekistan halkına reva gördüğü baskı ve zulmün yanında ülkemizde yaşanan ekonomik, sosyal ve iktisadi alandaki sefaleti dile getirme fırsatı buldum. Radyo Free Asia radyosunun daveti üzerine gerçekleşen röportajlarda da ABD'de ki temaslarımı ve Özbekistan ile ilgili görüşlerimi geniş şekilde anlattım"

ABD'nin desteğini önemsiyoruz

Amerika gezinizden hedeflediklerinizi elde etmiş oldunuz mu.? ABD yönetiminden destek sözü alabildiniz mi. ? ABD yönetiminin Özbekistan ile ilişkileri ne yönde devam edecek. ?

Geziden ve temaslarımdan fevkalade memnun olduğumu söyleyebilirim. Amerikalı siyasiler, sivil toplum kuruluşları ve bazı resmi kurum temsilcileri ile görüşmelerimde demokrasi mücadelemizde bize destek vereceklerini açıkça ifade etmişlerdir. Ben Amerikalıların sözünde duracaklarına ve Özbekistan'da demokrasinin gelişip yerleşmesinde gerekli oranda destek vereceklerini ve bölgede bundan sonra daha etkin olacaklarına inanıyorum ve bu yönde de hazırlıkları olduğuna şahit oldum. Özbekistan konusunda ABD'nin önünde iki seçenek vardı. Ya üslerini orada bırakmak ve Kerimov diktatörü ile ilişkilerini devam ettirmek veya Amerikan kültürünün önemli bir parçası sayılan demokratik değerlere sahip çıkmak. Amerika ikincisini tercih etti ve Özbekistan'da devam eden zulmü kınadı. Andican olayları için özel komisyonlar kurulmasını ve olayların araştırılmasını istedi. Bunlar bizim için çok önemli şeylerdir."

Bundan sonraki mücadelenizde ABD ile işbirliği içinde mi olacaksınız?

Biz sadece Amerika ile değil, Özbek halkının zalim diktatörden kurtulması ve ülkemize demokrasinin yerleşmesi için başlattığımız mücadelede kim destek verirse onlarla da işbirliği içinde olacağız. Amaç ve hedef bir olduktan sonra neden olmasın."

Peki mücadelenizdeki metodunuz ne olacak ve Kerimov'u nasıl uzaklaştırmayı planlıyorsunuz? Bundan sonraki süreç nasıl işleyecek?

Biz kansız devrimden yanayız. Bunun içinde Özbekistan'daki askeriye, polis ve istihbarat birimleri başta olmak üzere tüm kurumlarda bulunan etkili ve yetkililerle temas halindeyiz. Andican olaylarının tekrarlanmasını istemiyoruz. Numayışa çıkan kendi halkına yönelik bir katliam yapmamaları ve yaptırmamaları konusunda uyarıyoruz. Ukrayna, Gürcistan, Kırgızistan'dan sonra yönetim değişikliği sırası şimdi Özbekistan'da. Halkı bilinçleştirmek ve hareketlendirmek bizim işimiz. Şimdi sıra zalim diktatörün devrilmesinde, Andican olayları büyük halk ayaklanmasının ayak sesleri idi. Biz burada Kerimov'a çağrımızı tekrarlıyoruz: "Kan dökülmeden terket git." Onun Özbekistan'da daha fazla kalma şansı yok. Yolun sonu geldi ve zaman tamamdır. İnşallah, çağrımıza uyar ve kan dökülmez. Biz, Ghandi yöntemini kullanacağız. Bu rejimi barışçıl yollarla devireceğiz."

Özbekistan içinde ve dışında sizin dışınız da muhalefet grupları var. Mücadelede sizi destekliyorlar mı.?

Biz daha öncesinden başlattığımız ortak ve birlikte hareket etme toplantılarımızdan olumlu netice aldık. 2 parti ve 11 ayrı sivil toplum kuruluşu bir araya gelerek 'Birleşik Özbek Demokratik Koalisyonu'nu kurduk. Bu yılın Ekim ayında Amerika'da tüm Özbek muhalefet grupları bir araya geleceğiz. Benim genel Başkanı olduğum ERK Demokratik Parti Özbekistan Demokratik Partisi, ayrıca 11 Sivil toplum kuruluşu bu toplantıda hazır olacak. Bir kısmı halen Özbekistan dışında çeşitli ülkelerde bulunuyor ancak büyük bir kısmı Özbekistan'dan gelecek. Birleşik Özbek Demokratik Koalisyanu (BÖDK)'te, çok önemli Özbek muhalefet liderleri de bulunuyor. Bunlardan bazıları; Özbekistan'ın Türkmenistan eski Büyükelçisi Abdurreşid Kadirov, parlamento eski üyesi Adbuvahit Pattayev, Fergana eski Valisi ve Özbekistan Demokratik Parti lideri Dr. Avazhan Muhtarov ve başkaları. Muhalefeti çatısı altında toplayan bu önemli kuruluşun başkanlığına seçildim. Bunlar Özbekistan'daki yardıma muhtaç, işkence görmüş, baskılara maruz kalmış insanları savunmak için birleşme zamanı geldiğine inanan ve şuurunda olan insanlar.

Peki Özbekistan devletinin başına geçtiğiniz de nasıl bir devlet yönetim modelini düşünüyorsunuz?

Model olarak Türkiye örneğimizdir. Türkiye'de bazı eksikleri olmasına rağmen demokratik bir model var. İsteyen camiye gidiyor, isteyen rakı içiyor. Müslüman nüfusu olan bir devletin modeli böyle olmalı. İslam'da zorlama yoktur. Türkiye, Özbekistan'a uygulanabilecek tek modeldir. Türkiye'nin laiklik modelinin de mutlaka Özbekistan'a uygulanması gerekir. "Ancak laiklik, dini hiçe saymak demek değil. Bazıları laikliği, ateizm gibi göstermeye çalışıyor. Bu yanlıştır.

Özbekistan içinde ve dışında mücadele veren İslamcı gruplarlara yönetime geldiğinizde tavrınız nasıl olacak..?

Bu gruplar, Kerimov'un büyüttüğü kadar değil. Kerimov bu konuyu, Batı'dan destek almak için büyüttü. Batı da bu yalanı yuttu. 1999 Taşkent olayları Batı'yı inandırdı. Ancak bu olaylarda da Kerimov'un parmağı vardı. Andican'daki olaylarda halktan bazı silahlı kişilerin hapishaneyi basmalarında da Kerimov'un parmağı var. Ben şahsen terörün her türlüsüne karşıyım. Biz teröre müsaade etmeyeceğiz. İslami kuruluşları demokrasiye entegre edebiliriz. Ülkede zülüm ve baskıların son bulup demokratik sürecin başlamasıyla bu gruplar da diğerleri gibi bu sürece dahil olurlar.

Türkiye diktatör rejimleri değil, demokratik süreci desteklemeli

Türkiye hükümetinden veya devletinden beklentileriniz nelerdir ve Türk halkına mesajınız nedir.?

Türkiye hükümeti demiyorum, çünkü bu bir devlet politikasıdır. Hükümetler değişiyor ancak bu politikaların değişmesi çok zor oluyor. Türkiye diktatör rejimleri ve diktatörleri değil demokratik halk hareketlerini desteklemelidir. Umut ediyorum, Andican katliamı bu unutulan gerçeği hatırlatmış olur.

Tehditkar Çin ve Rusya'ya karşı ABD tercihimiz

Çin ve Rusya gibi iki önemli güçlü ülkeyle komşusunuz. Neden ABD'yi tercih ediyorsunuz?

Türk Cumhuriyetleri, jeopolitik olarak Çin ve Rusya gibi iki büyük gücün arasında yaşıyor. Andican olaylarında Çin ve Rusya kendi halkına karşı katliam yapan diktatör Kerimov'un tarafını tuttular. Bu durumda biz ülkemizdeki demokratik süreci destekleyen ve bizi tehdit etmeyen bir devletin varlığını Çin ve Rusya'ya tercih ederiz. ABD demokratik bir ülke, bizden coğrafi olarak uzak bir ülke, yayılmacılık hedefleri olmayan bir ülke ve bu özellikler tercihimizde etkili oluyor.

Kerimov, ABD'nin üslerini geri çekmesi için ültimatom verdi. ABD ile Özbekistan arasındaki krizi değerlendirir misiniz?

ABD'deki temaslarım sırasında ABD'nin, üsleri kaybetme korkusuyla Kerimov karşısında sessiz kalmamasını, Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov'a demokrasi ve insan hakları konusunda baskı yapması gerektiğini söyledim. Özbekistan ile yapılan üs anlaşmasının demokratik talepleri gölgelememesi ve gerekirse ABD'nin, üslerinden vazgeçmeyi demokrasi adına kabul etmesi gerektiğini açıkça dile getirdim. ABD'nin bu çağrılarımıza kulak vererek demokratik değerleri tercih etmesi önemli olduğu kadar takdire şayan bir olaydır. Kerimov demokrasiye ve ABD'ye karşı yeni metodlar ve yeni müttefikler buldu. Bugün Rusya'nın Uzak Doğusundan Kazakistan ve Kırgızistan sınır bölgelerine kadar uzanan geniş bir alanda başlanan sivil göç akımı gün geçtikçe hızlanmaktadır. Yasal olmayan yollardan bölgeye sızan Çinli işadamı ve turist kılıfındaki Çin vatandaşları sayısı hızla çoğalmaktadır. Kazakistan bu yayılmacı siyasete karşı önlem almaya çalıştı fakat son gelişmeler, özellikle Çin ile enerji dalındaki anlaşmalar bu demografik ve jeopolik meseleyi ikinci plana atmak zorunda kaldı.

Diğer taraftan, Kerimov'un Rus lider Putin'le son görüşmeleri Özbekistan ordusunu Rusya askeri stratejisi boyunduruğuna sokmak üzere. Kerimov, Özbek ordusunu teknik mühimmat cihetten tamimiyle Rus ordusu standartlarına uyduracak. Aynı zamanda Kerimov Rusya uçaklarına Özbekistan'da 6 havaalanını kullanma izni verdi. Yani, Kerimov'un küçük, ferdi menfaatleri uğruna yapılan akılsızca siyaseti Asya'nın anahtar ülkesi Özbekistan'ı tehlikeli bir jeopolitik maceraya sürüklemek üzere. 5 Temmuzda Astana'da gerçekleşen Şanghay Birliği toplantısında iki büyük komşumuz Çin ve Rusya menfaatlerini gözeten bir strateji üzerinde anlaşıldı.



6 Ağustos 2005
Cumartesi
 
Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED