AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
E K O N O M İ
Cari açık krize neden olmaz

Türk ekonomisinin şu anda cari açık dengesini oluşturduğunu ifade eden Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, cari açığın artmasının geçen hükümet dönemlerindeki gibi krize yolaçmasının mümkün olmadığını söyledi.

  • ERHAN SEVEN / ANKARA
    Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, cari açığın artmasının kriz yaratmayacağını belirterek, Türk ekonomisinin şu anda cari açık dengesini oluşturduğunu ifade etti. Şener, cari açığın AB sürecini yaşayan her ülkenin başına geldiğini ifade etti.

    Şener, daha önce yabancı sermaye ile ilgili açıklamalarının yanlış aksettiğini belirterek, "Yabancı sermaye düşmanı değilim demeye gerek bile yok" dedi. Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Yeni Şafak'ın ekonomide son günlerde yaşanan sıcak gelişmelerle ilgili sorularını cevapladı.

    'Yabancı sermaye ile bir düşmanlığım yok'

    Geçtiğimiz günlerde yabancı sermaye ile ilgili yaptığı açıklamalarla gündem yaratan Şener, bu konudaki gerçek görüşlerinin ne olduğu yönündeki soruya ise şu cevabı verdi: "Değerlendirmemin siyasi bir zemine alınmasına gerek yoktu. Bazıları bunu hemen siyasi bir zemine soktular. Netice itibariyle belli bir noktada, belli bir uzun vadeli bakışa bağlı sadece ekonomik analiz olması gereken bir noktaya dikkat çekme amacıyla söylenmiş sözlerdir. Maksat da hasıl olmuştur." "Yabancı sermaye düşmanı değilim diyebilir misiniz?" sorusuna da Şener, böyle bir şeyi söylemeye gerek bile olmadını, zaten kendisi hakkında bir tereddüt öyle olmadığını belirterek, "Birkaç marjinal değerlendirme yapan oldu, o kadar" diye cevap verdi.

    "Cari açıktaki durum nedir, bir kriz aşaması var mı?" sorusu üzerine de Bakan Şener, bu açığın AB süreciyle ilgili olduğunu söyledi. Türkiye'nin 3 Ekim'de üyelik müzakerelerine başlayan bir ülke olduğunu ve bu sürecin başlamasıyla birlikte dünyanın Türkiye'ye bakışı değiştiğini kaydeden Şener, uluslararası sermayenin bakışında müspet gelişmeler olduğunu belirterek, şöyle devam etti: "Türkiye'ye yönelik döviz girişi artmıştır. Döviz girişinin artmasıyla birlikte AB sürecini yaşayan ülkelerdekine benzer cari denge noktası Türkiye'de de yaşanmaktadır. Hükümetimiz bu konuyu takip etmek istiyor. Yapılması gereken işler olduğunda da bunu gerçekleştiriyor. Geçen yıl KKDF oranlarında değişiklik yapıldı, teşvik kalktı, ÖTV'de bazı değişiklikler yapıldı."

    Cari açıkta önemli olanın açığın karşılanmasındaki kalite olduğuna dikkat çeken ve ithalat-ihracat arasındaki farka da bakmak gerektiğini belirten Şener, doğrudan yabancı sermaye girişinin arttığını, bu artışın da cari açığın finansmanında sağlıklı bir durum olduğunu söyledi. Cari açık konusunda ayrıca açığın niteliğinin de önemli olduğunu kaydeden Şener, sözlerini şöyle sürdürdü: "Rakamlara da dikkat etmek lazım. Geçen yılın ilk altı ayında 17,1 milyar dolar yatırım malı ithalatı varken bu yılın aynı döneminde 18,7 milyar dolarlık yatırım malı ithalatı gerçekleşti. Bunlar dış ticaret açısından bizi olumlu etkileyecek kalemler olarak belirtiyorum. Bir finansman sorunu yok, finansmanın kalitesinde de sürekli iyileşmeler olduğunu görmemiz gerekiyor."

    'Genel müdür istifası özelleştirmeyi etkilemez'

    Başbakan Yardımcısı Şener, ekonomiyle ilgili genel değerlendirmeler de yaptı. Şener, Türkiye'de daha önce yabancısı olunan bir enflasyon düşüşü yaşandığını, büyümenin arttığını, faizlerin düştüğünü ve bu sayede istikrarı sağlandığını belirtti. Şener istikrarın sağlanmasıyla birlikte girişimcilerin önünü görebildiğini, üretim ve yatırım kararlarını alabildiğini, ekonomide rasyonelleşme olduğunu, sermaye üretim kabiliyetinin arttığını, finans sektöründe olumlu gelişmeler olduğunu, YTL'nin dünyada itibarlı bir para haline geldiğini, iş çevrelerinin 12-14 yıllık dış borç alabildiğini, kurumlarla insanlar arasındaki ilişkilerin de düzeldiğini belirtti.

    "İsdemir ve Erdemir'deki genel müdürlerin istifası bu işletmelerin özelleştirmesini aksatır mı?" sorusuna da Başbakan Yardımcısı Şener: "Özelleştirme kapsamındaki kuruluşların genel müdürleri, bu işletmelerin özelleştirilip özelleştirilmeyeceğine veya nasıl ve ne zaman özelleştiriliceğine karar verme yetkisine sahip değildir. Bunları yapacak olan Özelleştirme İdaresi Başkanlığıdır" şeklinde cevap verdi. Bakan Şener, ihracatta düşüş ve tıkanma olduğu yönündeki iddiaların da doğru olmadığını, kur farkından kaynaklanan sıkıntı yaşandığını, ihracata aylık değil dönemsel bakılması gerektiğini de belirtti.

    'Ekonomide elde edilen başarı bizim'

    Bakan Şener, "Bazı grupların AK Parti hükümetinin uyguladığı politikaların daha önce uygulanan programın devamı olduğu şeklindeki değerlendirmeleri" konusunda da AK Parti iktidarının öncelikle piyasalara güven ortamı getiren iktidar olduğunu söyledi. Reel faiz düzeyleri, kişi başına milli gelir gibi rakamların kıyaslandığında AK Parti iktidarının önceki iktidarların devamı olmadığının anlaşılabileceğini söyleyen Bakan Şener söyle konuştu: "O zaman da, bu zaman da IMF vardı derseniz de yine farklı bir şey var. Veriler farklı, izlenen yol yöntem farklı. Biz hiçbir zaman enkaz edebiyatı yaparak yollara dökülmedik. Devraldığımız koşullar ne kadar zor olursa olsun biz önümüze bakalım diye çaba harcadık. Ama devraldığımız ekonomi ağır borç yükü ve enflasyon yükü altındaydı, üretim ve ihracatın düşük seyrettiği bir dönemdi. İhracat, 2002 yılında 36 milyar dolardı, 75 milyar dolara çıktı şimdi. Aynı fotoğrafı resmediyor olamaz. Elbette benzerlikler, ayrışmalar var ama herşeyden önce yeni bir yol, yöntem var, kararlılık var."

    Yapı ve Kredi Bankası için karar gelecek hafta alınabilir

    Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, hazırlanan bankacılık kanununda üç maddenin Köşk'ten geri dönmesi nedeniyle, Yapı ve Kredi Bankası'nın satışıyla ilgili olarak yaşanan belirsizlikle ilgili olarak, tarafların yasanın vetolu maddelerinin yeniden Meclis'ten geçmesini beklemeksizin devir sürecini devam ettirdiklerini söyledi. Bakan Şener: "Bankacılık Kanunu Meclis'ten geçti. Sadece üç maddesiyle ilgili rezervle Sayın Cumhurbaşkanı tarafından görüşülmek üzere TBMM'ye iade edildi. Bu gruplar Bankacılık Kanunu'nun çıkmasını beklerler mi, beklemezler mi diye kamuoyunda beklenti vardı. Bu konuda kararı verecek olan taraflardır. Ama kurumlar ile de bağlantılı boyutu var işin. O da devirin BDDK tarafından onaylanması işlemidir. Bunun onaylanması için başvuruyu yapmışlardır. BDDK konuyu zannedersem bir hafta içinde değerlendirecektir. Ondan sonra taraflar istedikleri an devir işlemini tamamlayabileceklerdir."

    Af umuduyla primlerini ödemeyenler zarar eder

    "SSK ve Bağ-Kur'lu af çıkacak diye primlerini ödemiyor şu anda. Bu konuda neler söyleyeceksiniz" sorusuna Bakan Şener şu cevabı verdi: "Biz bütçenin ayrıca beşte birini sosyal güvenlik açıklarını kapatmak için ayırıyoruz. Bu çok yüksek bir rakamdır. Şu anda sosyal güvenlik kurumlarına ödenmesine gereken primler düzenli ödeniyor mu, ödenmiyor mu? Sosyal güvenlik kurumlarının geçmişten biriken borçların ödenmesiyle ilgili olarak bir alacağı da var. Bunun miktarı çok fazla olduğu için, yeniden yapılandırmak süretiyle eski alacakların tahsilini mümkün hale getirmeye çalışıyoruz. Ancak, bugünlere ve önümüzdeki aylara ait olarak bir düzenleme yapılmayacaktır, ödeniyor olması lazım. Ödenmeyen kamu borçları gecikme zammına tabi olduğu için yüksek maliyetlerle ve zorla tahsil edilmektedir. Ödeme gecikmesinin bu bakımdan olmaması lazımdır. Beklenti içinde olanlar zarar ederler."



  • 6 Ağustos 2005
    Cumartesi
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Online İlan

    ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED