AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Ceza Yasası sahada...

Yeni Ceza Yasası dün itibariyle yürürlüğe girdi. Önce zina meselesi, ardından kadın hakları, sonra basın özgürlüğü, en nihayet din eğitimi gibi maddeleriyle, çeşitli yönleriyle çeşitli dönemlerde gündeme gelen yeni yasa genel olarak bakıldığında ileri bir adım sayılır.

Yasada yer alan kimi hükümler, kadın bedenine saygı, töre cinayetlerinin kollanma döneminin sona ermesi, insanlığa karşı işlenen suçlara ağır yaptırımlar "birey temelli özgürlük alanı"nın genişlemesini devreye sokmaktadır.

Ayrıca yasa, içeriğinin tartışılması açısından da olabildiğince demokratik unsurlar taşımış, sivil toplum örgütleri ve kamuoyu devrede olmuş, genel itirazlar üzerine yasanın yürürlüğe girmesi iki ay ertelenerek kimi düzeltmeler yapılmıştır.

Ne var ki her şey toz pembe olamıyor...

Yeni yasa olumlu yanları yanında ağır sorunlar da içeriyor.

Nitekim Türk siyasi sisteminin kimi hastalıkları, üstelik ağırlaşmış biçimleriyle bu yasada yerlerini korumuş, değişiklik talep ve uyarıları dikkate alınmamıştır.

Örneğin yasa kamu hayatımıza yeni bir kavram armağan etmiş bulunuyor: Temel Milli Yarar kavramı... Bundan böyle, tanımı muğlak olan temel milli yararlara karşı harekette bulunanlara 3-10 yıl hapis verilecek. Bu suçun basın-yayın yoluyla propaganda amacıyla işlenmesi halinde ceza yarı oranında artırılarak 15 yıla çıkacak. Madde gerekçesi KKTC ve Ermeni meselesinde resmi politikalara aykırı beyanda bulunanları bu duruma örnek gösterdiğine göre, bunlara uygulamada yenilerinin eklenmesi, devletin resmi tezleri dışındaki görüşlerin bu maddenin tehdidi altında bulunması işten bile değil...

Bu madde ve gerekçesi konusunda bir atlama, unutma da söz konusu değil. Bu konuda sivil muhalefet elinden geleni yaptı. Kendi payımıza yasa tasarısının ortaya çıktığı ilk günden, 1998 yılından beri bu maddenin üzerine onlarca yazı yazmamız, çeşitli adalet bakanları ve TBMM Komisyon başkanlarıyla görüşmemiz hiçbir iye yaramadı.

Öte yandan basın ve haber alma özgürlüğünü sınırlayan, kötü kullanıma açık başka maddelerde yasayı "süsleyen hastalık kalıntıları" arasında yer alıyor.

Malum:

Çete ve yolsuzluk soruşturmalarını haber yapan gazetecilere 4,5 yıla kadar ceza verilebilecek.

Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi 1-4 yıl hapse mahkûm olacak. Bu suçun basın yayın yoluyla işlenmesi halinde cezalar üçte biri oranında artırılacak.

Devlete karşı tahrik suçuna verilecek olan 20 yıla kadar hapis, basın yoluyla işlenmesi halinde üçte birine kadar artırılabilecek. Haberleşme içeriklerini hukuka aykırı ifşa eden kimseye 3, yayımlayana 4,5 yıla kadar hapis cezası verilecek.

Örneğin dün Vatan Gazetesi'nin manşetini süsleyen, 8 Nisan 2005 tarihinden bu yana MİT'in mahkeme kararıyla tüm ülkedeki telefon ve internet haberleşmelerini takip etme iznine sahip olduğunu ve dinleme yaptığını ortaya çıkaran çarpıcı ve önemli haber de suç kapsamına girebilir.

Bu durumda basın ne denetleme görevi yapabilir ne de kamu yararına haber aktarıma işlevini yerine getirebilir...

Ülkenin bireyden çok devleti koruyan uygulama alışkanlıkları ve hukukçu zihniyeti akla getirilirse ortadaki tablonun vahim sonuçlar yaratabileceği rahatlıkla söylenebilir...

Umalım zaman içinde bu aksaklar giderilsin ya da yargıçlar bu maddeleri basın ve birey özgürlüğünü esas alan bir mantık içinde yorumlasın ve uygulasın...


2 Haziran 2005
Perşembe
 
ALİ BAYRAMOĞLU
ALİ BAYRAMOĞLU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED