AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Amerikan tarzı mutsuzluk

Hali vakti yerinde dört Amerikalı ev kadınının, içinde debelendiği ümitsizliğin izini süren bir dizi yayınlanıyor CNBC-e'de: Desperate Housewives. Amerika'da ABC kanalında yayınlanan dizi, yayına başlar başlamaz kucak dolusu Emmy toplamış bir drama.

Dizinin farkı ise, Amerikan banliyölerinden birini mekan tutmasına rağmen, Hollywood sayesinde artık tüm dünya nazarında kabak tadı vermeye başlamış bulunan bahçeli, beyaz çitli, iki katlı beyaz ahşap evlerin arasındaki yaşamların, karanlık yüzünü anlatma derdine düşmemesi.

Satın alarak ABC'nin ardısıra yayına başlayan CNBC-e'nin şimdilerdeki en popüler yapımlarının başında gelen dizi, Bridget Jones'la başlayan ve televizyonlarla giderek ivme kazanan bir "mutsuz kadın" hikayesi daha anlatıyor.

Mükemmel yuvaya erişmek için gösterdiği titiz çaba, sonunda evliliğini ve ailesini bitirme noktasına getiren takıntılı Bree, para için evlenen ama parayla saadet olmayacağını çok geç anlamış bulunan Latin asıllı eski model Gabriella, 4 çocuğu yüzünden işini bırakmak zorunda kalan ve annelik kurumuna karşı med-cezirli duygular yaşayan Felicity ve boşandıktan sonra hayatın tadını çıkarmanın zannettiği kadar kolay olmadığını gören, kadınların en stereotipik "ümitsiz"i olan Susan, dizinin dört ana karakteri.

Ally McBeal'dan esintiler taşıyan, Stepford Kadınları'nı hatırlatan dizi, American Beauty'nin uyandıkları her günü boşluğa yuvarlanma hissiyle geçiren karakterlerine de zarif göndermelerde bulunuyor. Dizi, aile kurumuna ise en az bu bol Oscar'lı film kadar öfke duyuyor... Elbette satıraralarında.

Tüm dünyaya Amerikan film endüstrisinden servisi yapılan ve şaşırtıcı bir biçimde de tutan "herşeye sahipken mutsuz olmak" temalı dizi, türünün son dönemdeki en başarılı örneği ve Türkiye'de de bol bol izleniyor.

İnsanın çöküşü

Sırların, entrikanın ve polisiye sosunun bolca yedirildiği Desperate Housewives, temiz bir semtte, beyaz çocukları ve garajlarında lüks arabalarıyla yaşayan evli ya da boşanmış kadınların neden mutsuz olduğu üzerine konuşuyor.

Kadınların tercihine sunulan "aşk mı, güvenlik mi?", "kariyer mi, aile mi", "bağımlılık mı, bağımsızlık mı?" gibi klişe seçeneklerle dalga geçen dizi, ev kadınlığının ve genel tanımıyla ailenin mutsuzluk anlamına gelebileceğini düşündürtürken, mutsuzluğun sadece insanın içiyle orantılı büyüyüp küçüleceğinin farkında değilmiş gibi yapıyor.

Çünkü, Türkiye şartlarında güllük gülistanlık sayılabilecek bir hayatın içinde kendi kendileriyle cebelleşen kadınların mutsuzluğu, birkaç hafta önce olaylı bir biçimde yayından kaldırılan kadın programlarında bütün dertlerinden, ancak konuşmakla kurtulacağını sanan mağdurlarla kıyaslandığında komik geliyor.

Hayatlarında yaşadıkları en büyük lüks, büyük şehri hayatlarında bir kez olsun görmek olan kadınların, hiçbir sosyal güvencesi olmayan, mali olarak berbat hayatlar süren insanların memleketi için yani, Desperate Housewives'ın mutluluk tanımı fazlasıyla lüks kaçıyor.

Mutluluk ve ümidin sürekli değişmekte olan dış şartların değil, "iç"in uzmanlık alanı olduğunu unutmuş, hayatı birbirine dönen birkaç rutinden öteye gidememiş, ruhu gıdasızlıktan çoraklaşmış insanların mutluluk arayışı, elbette dizisi çekilecek, çekilen o dizi de izlenme rekoru kıracak kadar önemli bir sürecin gidişatını anlatıyor.

Çünkü bu ve benzeri diziler, insanın varlıkla imtihanını ve büyük bir çöküşün başlangıcını haber veriyor.

Dikkat ederseniz, Amerika'nın o mükemmel, şaşaalı yaşam tarzını bütün dünyaya servis yapan dizilerde, -varlıklı ya da yoksul- Nasılsın diye sorulduğunda: "İyiyiz çok şükür" diyebilecek hiç kimse bulunmuyor.


2 Haziran 2005
Perşembe
 
ÖZLEM ALBAYRAK


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED