T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

İ Z L E N İ M

Gönülleri köyde kaldı

Onlar şehrin cazibesine kapılıp göç etmişler köylerinden... Biraz da dar arazi ve nüfusun her geçen gün artmasının etkisi var tabii ki. Ancak onlar her ne kadar şehirde yaşasalar da köyleri için yapmayacakları bir şey yok.

Anadolu'da yaşam biçimi bir başkadır şüphesiz... Hele yemyeşil ormanların, havanın ve suyun en temiz ve leziz olduğu yerlerde daha da bir başka özellik taşır. Bir de buna "sıla hasreti" girerse daha ayrı bir özellik ihtiva eder.

Kızılcahamam'ın Salın Köyü'nde hayatının son günlerini geçirmekte olan Hatice Nine Kıbrıs çıkarması öncesinde, evinin önünden geçmekte olan köy öğretmenine şöyle seslenir:

"-La öğretmen,...oğlum harp çıkacak diyorlar doğru mu?"

Öğretmen Hatice Nine'nin baktığı pencereye doğru yönelip, "Hatice Nine, öyle diyorlar galiba çıkacak" demiş.

Hatice Nine merakını bir başka konuda da gidermek ister...

"Oğlum, harp çıkarsa Başköylüler bizden yana mı olurlar, gavurlardan yana mı olurlar?" der.

Öğretmen önce güler, daha sonra cevap verir: "Bizden yana olurlar, bizden yana olurlar" deyince; esasen büyük anlam ifade eden şu sözler dökülür Hatice Nine'nin dudaklarından: "La oğlum ne korkup duruyorsunuz o halde!"

Görüldüğü gibi Başköy'"ün çevre köyler halkı nezdinde büyük itibarı vardır. Ankara-Çankırı hududunda yer alan Eğerliözü köylerinin en büyüğü ve en hatırı sayılanıdır Başköy... İnsanlarının (özellikle benim nezdimde) büyük saygınlığı vardır. Acı ve tatlı hatıralarım olmuştur. Sofralarında taam yemiş, hürmet görmüş, ben de onlara imkanlarım dahilinde ilgi göstermeye çalışmışımdır. Tarihi kalesi, efsanevi özellikleri ve tabiat güzellikleri ile Ankara'nın en müstesna köylerindendir Bakköy.

Başköyü temsilen dernek başkanı Kamil Bostancı, Kuzeren köyünden Şükrü Coşar, Dereköy Dernek Başkanı Ramazan Bektaş, Akcabayır Dernek Başkanı Abdullah Aldağ ve o yöreden bazı vatandaşların bulunduğu bir organizasyon yapıldı ve ben de bir gazeteci olarak davet edildim. Benimle birlikte o özün köylerinin yer aldığı EĞDER'in başkanı Yunus Sever ile birlikte katıldık toplantıya.. Dernek başkanları ve köy temsilcileri köylerinin iktisadi ve içtimai durumlarını, hizmetin gelmesi ve bazı aksaklıkların zuhur etmesinden söz ettiler.. Bu arada, o yöreye ilk defa bir bakanın gelmesi münasebetiyle Köy Hizmetleri'nden sorumlu Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz'a müteşekkir olduklarını, bölge milletvekillerinin de hizmet açısından gerekli çalışmaları yaptıklarını yazmam için ısrar ettiler. Tam Özallı yıllarda asfalt yapılan grup köyleri yollarının yıllardır bakımının bile yapılamadığı, şimdilerde ise bakanın gelmesiyle -bu yaz- yollarının yeniden asfaltlanacağını gururla ifade ettiler.

Ancak, onların özellikle üzerinde durdukları bir husus var... Devlet yeterli hizmeti verirse şehirden köye göç başlayabilir.. Hiç değilse emekli olanlar köylerine dönüp evlerinin, bağ, bahçe ve tarlalarının başında çalışıp, hem ev ekonomisine, hem de toplumsal manada birşeyler yapabilmenin gururunu yaşasınlar.

Başköy Dernek Başkanı Kamil Bostancı "Aman Mehmet Bey, bizi siyasete karıştırma" diyor. Bu yörenin köy temsilcilerinden oluşan EĞDER Dernek Başkanı Yunus Sever de aynı şeyleri söylüyor. Onları haklı buluyorum çünkü, onlar hem siyasetçilerden, hem de gazetecilerden korkmuşlar.

Eğerliözü'nde toprağın kabullenebileceği bazı ürünlerin yetiştirilmesi mümkünken devletin genel olarak yeterli desteği vermemesi ve göç hastalığına yakalanan bu yörenin çocuklarının Ankara, hatta İstanbullara kadar gitmesi sonucu, bazı verimliliklerin elde edilemediği biliniyor. Örneğin meralarda dağ fındığı ağaçları var.. Elma teşviğinin verileceği beklentisi var. Ayrıca kuşburnu alabildiğine çok dağlarda, bununla ilgili bir proje geliştirildiği taktirde istihdam alanları açılabilir. Bu arada hayvancılık, bu yörede alabildiğine geliştirilebilir. Yunus Sever şunları söylüyor: "Biz devlete muhtaç olmadan yaşamak istiyoruz. Hatta biz kazanalım ve devlete vergi verelim, ürettiğimiz ürünleri pazarlayalım, döviz girdisi sağlayalım, ekonomimize katkıda bulunalım. Bizim oralarda her şey yetişir. Özellikle hayvancılık, bahçecilik ve arıcılık gerekli teşviği görsün, dünyaya kafa tutacak verimlilik elde edilir. Yeter ki devlet bizim alt yapımızı oluştursun ve bizden istesin ne istiyorsa." Bu konuda örnek tavuk çiftlikleri var ki bu konuda büyük gelişme var. Millete hizmet etmek, köye dönmek, verimli olmak ve üretmek gibi sözleri işittikçe göğsüm kabarıyor. Ancak kabul etmek gerekir ki, bu güçlü devletle olur. Kendine hayrı olmayan bu hükümet mi benim köylerime yeni projeler uygulayacak!.. Nerede Anadolu insanının duygu ve düşüncelerini anlayabilecek devlet yöneticileri ve nerede devleti -halkımın istediği gibi- yönetecek hükümet erkânı?



21 Haziran 2001
Perşembe
 
Künye
Temsilcilikler
Reklam Tarifesi
Abone Formu
Mesaj Formu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED