T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

P O L İ T İ K A
Önce yasaklar kalkacak

"Siyasi engel çıkartmak isteyenler hukuki bir kılıf bulma amacıyla hareket ettiler. 4 Kasım'da yapacağımız ilk şey, Anayasa'nın 76. maddesi dahil, özgürlükleri kısıtlayan maddeleri değiştirmek olacaktır."

AK Parti Grup Başkanı Bülent Arınç, "Erdoğan gibi pek çok siyasiye, siyaset yolunu kapatan Anayasa'nın 76. maddesidir. 4 Kasım sonrası bu madde ve diğerlerini değiştireceğiz" dedi.

Arınç, TBMM'deki makamında Yeni Şafak'ın sorularını cevaplandırdı.

YSK kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Karar çok yanlış ve eksik. Bu karar bir oy farkıyla verilebilmiştir. Bu da gösteriyor ki, bütün hukukçular aynı düşünmüyor. Anayasa değişikliği oldu. Anayasa Mahkemesi Hasan Celal Güzel ile ilgili verdiği karar emsal oldu. Erdoğan'ın ceza aldığı 312. maddenin 2. fıkrası değiştirildi. Erdoğan, şimdi Siirt'te aynı konuşmayı yapsa ceza almayacak. Ancak Yargıtay 8. Dairesi'nin mümkün olmayan yollardan aldığı karar ile YSK kararı bir araya getirildi ve Erdoğan'ın milletvekili olamayacağı belirtildi. Çelişkiler yumağı haline getirilen konuda, hukuk sürekli görüş değiştirdi. Siyasi engel çıkartmak isteyenlerin hukuki kılıf bulma amacıyla hareket ettiklerini gösteriyor.

Algan, sözünü izah edemedi

YSK Başkanı Algan, önce '312 değişikliğini dikkate alırız' dedi. Ardından da Çanakkale ve Kurtuluş savaşlarına atıfta bulundu...

Yargı mensupları sadece kararları ile konuşurlar. Ama önlerine her gün kamera ve mikrofon uzatıldıkça bazen ne söyleceklerini de şaşırıyorlar. Algan'ın hiç yeri yokken Çanakkale'den bahsetmesi anlamlıdır. Kendisi bu durumu izah edemedi. Ortada bir harp yok ki! Yılların hukukçusu Algan, yasaktan yana oy kullanmıştır. Aksi yönde oy kullansa idi sadece Erdoğan'ın değil özgürlüklerin önü açılacaktı.

Asparuk paşa, "Şeriatın kestiği parmak acımaz" dedi. Sizce de öyle mi?

Bu gelişigüzel söylenmiş bir sözdür. Ancak önemlidir. Anadolu halkı saygı açısından 'şeriatın kestiği parmak acımaz' demiştir. Ancak buradaki şeriat din anlamındadır. Laik düzende böyle bir sözün yeri olmaması gerekir. YSK, şeriata dayalı bir karar vermiyor ki? Bu sözü biz kullansak bütün medya: 'gördünüz mü şeriattan bahsettiler. Demek ki bunlar hukuk anlamında şeriatı kastediyorlar' diyebilir.

Gerekçeye katılmıyoruz

YSK kararın gerekçesinde, Erdoğan'ın 312. madde değişikliğinten yararlanamayacağı belirtildi. Ayrıca Kanadoğlu, 'Erdoğan aynı konuşmayı yapsa yine ceza alır' diyor. Öyle mi?

Gerekçeyi okudum. Muhalefet şerhi koyan üç üyenin görüşünü daha hukuka uygun buluyorum. Yargıtay Başsavcısı'nın, kendini hakim yerine koyarak hüküm makamında söz söylemesi, görevini aştığınını bir göstergesidir. 312 değişikliğinden sonra mahkemelerden beraat kararları çıkmıştır. Örneğin Fehmi Koru'nun yargılandığı dava beraatle sonuçlanmıştır. Sayın Savcı'nın, Erdoğan aynı konuşmayı bugün yapsa dava bile açılmayacağını, açılsa bile beraat kararı verileceğini bilmesi gerekir.

DYP, MHP ve SP'nin korkusu

Yasakların kaldırılması için Anayasa değişikliği paketi bir fırsattı ama...

AK Parti, o zaman yasakların kaldırılması için bir yılda üzerine düşeni fazlasıyla yaptı. Anayasa'nın 76. maddesindeki değişikliği bizim dışımızdaki partiler kendi imzaları ile getirmelerine rağmen kabul etmediler. DYP, MHP'liler, 'Erdoğan korkusuyla' destek vermediler. Daha da ilginci SP'li milletvekillerinin yarıdan fazlası ikinci oylamaya katılmadılar. Yarısı kuliste çay içmeyi tercih etti.

Erdoğan'ın AK Parti hükümetinde yer alabilmesi için Anayasa'nın 109. maddesinin değişmesi lazım. AK Parti, 4 Kasım'dan itibaren bu yasakları kaldırmak için ne yapacak?

Önce 76. madde değişecek

Biz 3 Kasım seçimlerine hedeflendik ve tek başına iktidar olarak çıkmayı planlıyoruz. Türkiye, 4 Kasım'dan itibaren AK Parti hükümeti ile karşılaşırsa ilk yapacağımız şey ekonominin düzelmesi ve halkın fakirlikten kurtarılmasıdır.

Ayrıca eş zamanlı olarak ikinci yapacağımız şey, temel hak ve özgürlüklerin genişletilmesi olacak. Yasakların tamamen kaldırılması gerekir. Bugün Erdoğan gibi pek çok siyasetçiye, siyaset yolunu kapatan Anayasa'nın 76. maddesidir. 109'dan önce 76 değişmelidir. 4 Kasım sonrası bu madde ve diğerlerini değiştireceğiz.

Kaldı ki Sayın Erdoğan milletvetkili olamayacak. Oysa siyasetin her sahasında rahatlıkla çalışacak ve AK Parti'nin genel başkanı olarak görevini sürdürecektir.

Başbakan adayımızı 4 Kasım'da açıklarız

Başbakan adayı kim olacak?

Partimiz büyük kongresini yapmadığı için bu konuda tek yetkili yer Kurucular Kurulu'dur. Ama bazılarının beklediği gibi, ümit ettiği gibi parti içinde bu konuda bir çekişme yaşanmayacak. Şu an Erdoğan ister vekil olsun ister olmasın, onun genel başkanlığında seçimlere katılmayı uygun görüyoruz. Aksi bir gelişme olursa Kurucular Kurulu toplanarak gerekli kararı alır. Şu anda Sayın Erdoğan'ın genel başkanlığı devam ettiği için 3 Kasım seçimlerine Erdoğan'la gitmek ve 4 Kasım'da başbakan adayımızı Çankaya Köşkü'ne bildirmek istiyoruz.

19 Ekime kadar Erdoğan'ın kurucu üyelikten çıkması gerekiyor. Tekrar genel başkan seçilmesi halinde partiye kapatma davası açılması söz konusu olabilir mi?

Kesinlikle hayır. Kapatma sebebleri SPK'da ve Anayasa'nın 69. maddesinde bellidir. Bunun dışında yapılanlar sadece bir tehdittir, şantajdır. Yargıtay Başsavcısı da böyle hukuk dışı bir şantaja alet olmaz. 19 Ekim'e kadar bize verilen ihtar kararını yerine getireceğiz. Erdoğan normal üye olacak ama tüzüğümüze göre hiç üye olmasa dahi genel başkan atanabilir.

Erdoğan'ın milletvekilliği adaylığının engellenmesinden sonra neler hissettiniz?

Çok üzülüyorum. Bazen ağladığımı görüyorum. Adam 11 kişi öldürmüş, ancak memnu hakların iadesi yoluyla aday olabiliyor. Şu anda 18 milletvekili geçmişte cinayetten mahkum olmuş kişilerdir. Erdoğan'ın ne suçu var ki aday olamıyor? Hırsızlık yapmamış, adam öldürmemiş, silahlı eyleme teşvik etmemiş. Sadece düşünmüş ve bunu ifade etmiş. Özgürlüklerin bedelini biz ödeyeceğiz ve halkımız bu özgürlüklere kavuşacak. Bir açıdan memnunum. Vatandaş bilinçleniyor. Genel Başkan, adeta 'halk kahramanı' bir insan. Son 50 yıl içinde hiçbir siyasetçi halk tarafından bu kadar sevilmedi. Bu sevgi Erdoğan'ın ötesine taşınarak AK Parti'de kabullenildi. Oylarımızın artacağını düşünüyorum."

 
Meclis iradesi
yok sayıldı

Yüksek Seçim Kurulu, AK Parti lideri Tayyip Erdoğan, Necmettin Erbakan, Murat Bozlak ve Akın Birdal'ın itirazını kabul etmedi. YSK, 312'deki değişiklik, şartla salıverme yasası ve Diyarbakır 4 Nolu DGM'nin kararını görmezden geldi.
İzgi küskünleri püskürttü
TBMM Başkanı İzgi, TBMM'yi toplama çağrısını dikkate almadı. Meclis 1 ekimde toplanacak.
'ANAP oyun içinde oyun peşinde'
Çiller, ANAP'ın, siyasi yasakların kaldırılmasına yönelik girişimini "oyun içinde oyun" diye değerlendirdi.
Fırat'a YSK vizesi
Türkiye AB'den gözlemci istemiyor
Ankara, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin (AKPM) genel seçimleri izlemek üzere Türkiye'ye heyet göndermesine sıcak bakmıyor. Üst düzey diplomatik kaynaklar, Türkiye'nin "saklayacak bir şeyinin olmadığını da" belirterek, "1999 yılında İstanbul'da yapılan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) zirvesi sonunda İstanbul Belgesi imzalanmıştı. Bu belge ile tüm katılımcılar AGİT heyetlerinin ülkelerinde yapılacak seçimleri gözlemci sıfatıyla izleyebilmesine onay vermişti. Zaten isterlerse AGİT heyeti gelebilir, aynı çağrıyı iki kere yapmaya gerek yok" diye konuştular.
Perinçek için ihbar
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ile Siirt'ten bağımsız milletvekili adayı olan Fadıl Akgündüz'ün adaylık başvurularının kabul edilmemesi istemiyle YSK'ya başvurdu. Kanadoğlu, ihbar yazısında, Perinçek'in Ankara 1 No'lu DGM'ce Terörle Mücadele Kanunu'nun 8/1. maddesinden bir yıl iki ay hapis cezasına çarptırıldığını ve bu cezanın ertelendiğini anımsattı. Kanadoğlu, Milletvekili Seçimi Kanunu'nun 11/e maddesine göre, bu suçun milletvekili seçilme yeterliliğini engellediğini belirtti. Kanadoğlu, Fadıl Akgündüz'ün de, başvurusunu avukatı aracılığıyla yaptığını belirterek, mevzuata göre, bağımsız adayların "bizzat" başvuruda bulunması gerektiğini hatırlattı.
Öksüz: Halk BBP'ye doğru yönelecek
BBP Genel Başkan Yardımcısı Enis Öksüz, halkın BBP'ye yöneleceğini savundu. Öksüz, Parlamento'da düzenlediği basın toplantısında, seçimin olup olmayacağı tartışmalarıyla belirsizlik pompalandığını belirterek, medyanın halkın arasına çıkamayacak hale gelenleri desteklediğini gören halkın bu oyuna gelmeyeceğini de vurguladı. Enis Öksüz, halkın BBP'ye yöneleceğini savundu.
25 Eylül 2002
Çarşamba
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED