AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Krizin arkasında ne var var?

Her şeyden önce şunu görmek gerekiyor: Süleymaniye'de yaşananlar, Türk askerlerinin baskına uğrayarak gördükleri muamele bazılarının iddia ettiği gibi 1. Tezkere meselesiyle açıklanamaz. Başka bir deyişle "ABD'nin Irak savaşı konusundaki talepleri karşılansaydı, Türkiye bugün farklı bir konumda bulunurdu, hepsinden önemlisi bu süper güç ile bir çıkar çatışması yaşamazdı" demek "kısa zekalılık"tan başka hiçbir şey ifade etmez.

Böyle bir ihtimal Türkiye'nin ABD'ye tam bağımlı derebeyi olmasından, bölgedeki ona ait ve onun tanımladığı çıkarları mutlak kabul ederek kendi çıkarlarından taviz vermesinden başka anlam taşımazdı.

Bugün yaşanan sıkıntı Kuzey Irak'taki Kürt sorunu etrafında yaşanıyorsa, ki öyledir, bu konuda ABD ile Türkiye'nin tavırları yıllardır ayrı hatlarda ilerlemekteydi. Dengeyi Saddam rejiminin varlığı sağlıyordu. ABD'nin Irak'taki varlığı bu dengeyi kaçınılmaz olarak değiştirecekti ve değiştirdi.

Üstelik Bush yönetiminin geliştirdiği yeni Irak düzeni ve pax-amerikana arayışı ile Irak Kürtleri ve Kuzey Irak ABD açısından düne oranla daha fazla önem kazanmıştı. Bush'un Kürtlerle çok yakın ilişkide olduğu ve bu ilişkilerin Türkiye'nin resmi tezlerine ters düştüğü ortadaydı.

Bu durum Türkiye'nin ABD'yle işbirliği yapması ya da yapmaması durumunda değişmeyecekti.

Sadece boyun eğme ve eğdirmenin yöntemleri farklı olacaktı.

Türkiye savaş çıkmasını bunun için istemiyordu.

O zaman uzak açıyla bakınca sorun açık:

Yıllardır Kürt sorununu demokratik yollarla çözmek yerine silah zoruyla halletmeye yönelen, bu güç politikasını ülke içinden Kuzey Irak'a ve Ortadoğu'ya transfer eden Türkiye'nin, bugün daha güçlü bir silah zoru karşısında zora düşmesi, bu politikanın iflası yaşanıyor.

Kısacası sorun "Türkiye'nin tartışmaya kapalı resmi tezlerinin yanlış olmasında, siyasi, toplumsal ve uluslararası alanda sadece askeri akılla hareket ederek, her tür esneklikten uzak durmasındadır"...

Onur, itibar gibi kavramlar bu gerçeği gölgeleyemez...

Evet, aslında tartışılması ve sorgulanması gereken budur...

Türk basınının sağcısıyla solcusuyla tek vücut haline geldiğinden söz ediliyor. Bu tespitin doğruluğu tartışılır. Ama tartışılmayacak bir şey varsa, o da hemen tüm yorumcuların, hatta devletin, Vatan gazetesinde

  • BİLAL ÇETİN'in aktardığına göre şu ortak kanıya varmış olmaları:

    "Bu operasyon Washington'da planlandı, amaç Türk askerinin Kuzey Irak'ta istenmediğinin ifadesi, hatta ilk gönderilme çabasıdır..."

    ABD, Türk askerini Kuzey Irak'ta istemiyorsa bunun tek anlamı vardır:

    Türkiye'nin çıkarları ile ABD'nin çıkarları çelişmektedir. Dahası uluslararası kurallar, demokratik eğilimler açısından Türkiye'nin Kuzey Irak'ta, yani yabancı bir ülkenin toprağında bulunmasının savunulacak yönü pek bulunmamaktadır.

    Bu konudaki ısrar silah gücüne dayanamayacağı gibi, uluslararası meşruiyete ve uluslar arası siyasete de yaslanamaz.

    O zaman Türkiye'nin önce tartışması, Kürt sorununa demokratik çözüm bulması, bunun için de gerçekten sivilleşmesi gerekiyor...

    Bu tür görüşler meselenin dün üzerinde durduğumuz sıcak yanlarını elbette ortadan kaldırmıyor.

    Bu operasyon neden şimdi ve bu şekilde yapıldı?

    Operasyondan bir gün önce PKK-KADEK liderlerinden Cemal Bayık'a yapılan suikast girişimi ile operasyonun ilgisi var mı?

    Peki bu suikasti kim yaptı?

    Murat Yetkin'in dünkü yazısında belirttiği gibi bu suikasti ve benzer faaliyetleri Ankara'dan bağımsız Türk timlerinin yapması ihtimali var mı?

    PKK-KADEK'in ya da onlara bağlı yönlendirilen bir grubun yeniden silahla sarılmasını akla getiren, dün Tunceli valisine yapılan, iki erin şehadetiyle sonuçlanan saldırının bu gelişmelerle bir ilgisi olabilir mi?

    Bu bir provokasyon mu? Yoksa KADEK'in politikasında bir değişiklik mi?

    Eğer öyleyse, neden şimdi?

    İç siyasette yaşanan gerginlikler, kimilerinin ordunun yeniden siyasetin içine girme yolunu araması ve açmaya çalışması, kimi şahin askerlerin, Ağustos şurasına yaklaşılırken bu olaydan hareketle imajlarını ve seslerini yükseltmeler, şüphe doğuran zemin ve işaretler değil mi?

    Unutmayın ki, ordu, 12 Eylül sonrası siyasete geri dönüşünü, Çiller zamanında Kürt meselesi üzerinden yapmıştı.

    Washington'da ne olduğuna bakmak kadar Ankara'yı da yakından izlemek önemli...

    Ertuğrul Özkök gibi "nevzuhur demokratlar"ın gözlerini iyi açmalarında fayda var...

    Ya da yakında gözlerinin zaten pek açık olduğu ortaya çıkacak...


  • 9 Temmuz 2003
    Çarşamba
     
    ALİ BAYRAMOĞLU
    ALİ BAYRAMOĞLU


    Künye
    Temsilcilikler
    AboneFormu
    MesajFormu

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Karikatür | Çocuk
    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED