AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Ankara "tutuklama krizi"nde ne yaptı, şimdi ne bekliyor?

11 Türk askerinin Amerikalılar tarafından tutuklanması üzerine yaşanan ve bir ölçüde hala devam eden krizin ardından iki ülke arasındaki ilişkilerde oluşan tabloyu okuyalım. Ankara (hükümet) krizin derinliğini nasıl algılıyor ve süreçle ilgili olarak bundan sonra neler bekliyor? Başta, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek olmak üzere, konuyla dolaylı dolaysız ilgisi bulunan birçok kişiyle görüştüm. Ankara'nın genel manzarayla ilgili algılaması için söylenebilecek ilk cümle Çiçek'ten: "Şu an o konuda bir sorun kalmadı."

Hükümeti bu cümleye ulaştıran olaylar zincirinde ABD yönetiminin ikna süreci bulunuyor. Türkiye'nin ikna olmasındaki temel faktör Washington'un gelişmelerden habersiz tavrı oldu. Hem Gül, hem de Başbakan Erdoğan ilk telefon görüşmelerinde Powell ve Cheney'nin olay konusunda bilgileri olmadıklarını anladılar. Powell'la üç kez görüşen Gül, bu durumu şu sözlerle ifade ediyor:

"Sürekli olarak bize 'ne oldu, nasıl oldu' diye soru soruyorlardı. Olaydan haberdar olmadıkları anlaşılıyordu. Sadece onların değil, tutuklamalar konusunda Irak Genel valisi Paul Bremer'ın da bilgisi yoktu. Cheney de ikinci arayışında gerçekten sıkıntılıydı ve yanlış bir iş yaptıklarını kabul ediyordu."

Ankara için bu habersizlik durumu rahatlatıcı çünkü, ilk başta iki ülke arasında ciddi bir uluslararası sorun olarak patlayan tutuklama olayının önemi azalmasa bile en azından çapı daralmıştı.

Bunun üzerine Washington'a esir askerlerin derhal bırakılması talebi iletildi. Powell ve Cheney de bu talep üzerine harekete geçerek askerlerin serbest bırakılmalarını sağladılar. Yani Türkiye ilk istediğini kısa sürede elde etmeyi başardı. Türkiye'nin bir talebi de hem olayın araştırılması hem de bundan sonra yaşanabilecek başka gerilimlerin önlenmesi için bir komisyon kurulmasıydı, o da kuruldu.

Çiçek "iki talebimiz de hemen yerine getirildi. Amerika yanlışında hızlı bir şekilde döndü. Bu da diplomatik olarak yapılacakların hepsinin yapıldığı anlamına gelir" diyor. Gül de "Cheney'le konuştuk ve mutabık kaldığımız herşeyi ertesi gün yerine getirdi. Bu kadar açık... Ne zaman bırakılsın dediysek o zaman bıraktılar" bilgisini aktarıyor.

Dışişleri Bakanı'nın aktardığı bir bilgi de şu: "Olay duyulur duyulmaz, konu zaten bizim ilgi alanımıza girdiği için Dışişleri olarak inisiyatifi ele aldık. İlk aradığım kişiler Powell ve Genelkurmay Başkanı Özkök oldu..."

Kriz diplomasisinin bütün ayakları daha ilk saatlerde yerli yerine oturtulmuştu. Peki, şimdi ne olacak? Yani, herşey bitti mi, yoksa bir adım daha mı var?

Öncelikle şunu belirtmekte yarar var. Türkiye, ABD'den açık bir özür beklemiyor. Çiçek, "Böyle beklenti sözkonusu değil. Özür beklemeye kalkarsak bunun sonu gelmez. Onlar da bizden ikinci tezkere için özür isterler! Ama özürün birkaç yolu var. Biz de olaya karışan Amerikalı askerlerin cezalandırılmasını umuyoruz" diyor.

Gül'ün yaklaşımı da böyle: "Komisyon çalışmalarını bitirdiğinde, olaya sebep olan askerlerin bir şekilde cezalandırılmasını umuyoruz. Bu, görev yerlerini değiştirmek ya da geri çekmek şeklinde de olabilir. Böyle bir adım dolaylı olarak ABD'nin hatasını kabul ettiği anlamına da gelecektir."

Özetleyecek olursak, Türkiye'nin "tutuklama skandalı"na ilişkin kırmızı çizgisi "olaya karışan Amerikalıların cezalandırılması"dır.

Peki, Daha ileri bir adımın atılması ve Kuzey Irak'taki Türk askeri varlığının artırılması mümkün mü?

"Hayır" diyor Dışişleri Bakanı. "Kuzey Irak'a daha fazla asker göndermeyi düşünmüyoruz. Zaten, bizim orada niye bulunduğumuz belli, şartlar ortadan kalktığında çekiliriz de..."

Hükümet, bu tatsız olayın Türkiye-ABD ilişkilerine sanılanın aksine yeni bir ivme kazandırabileceğini de düşünüyor. Gül, ABD'nin bundan sonra Türkiye'nin önemini daha iyi anlayacağını ve Washington'un daha özenli davranacağını düşünüyor.

Bütün bunları yine de "şimdilik" kaydıyla değerlendirmek lazım. Malum, ABD Kongresi yarın da "Ermeni Soykırımı" tasarısını oylayacak...


9 Temmuz 2003
Çarşamba
 
MUSTAFA KARAALİOĞLU


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED