AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Girişimciye dünyada her şehir fethedilecek bir İstanbul'dur

Kıtalar arasındaki zaman ve mesafe farkı azalınca, ülkelerden daha çok şehirler güç ve önem kazandı. İstanbul Türkiye'den, Berlin Almanya'dan, Paris Fransa'dan, Londra İngiltere'den ve New York da Amerika'dan daha iyi biliniyor. Ticaretin hız ve yoğunluk kazanmasıyla, ülkelerin değil, şehirlerin ağırlık kazandığı bir dünya oluştu. Şehirlerin yeni sahipleri, babalarından çok daha donanımlı, çok daha iyi eğitim almış ve bütün şehirleri fethedilecek bir İstanbul gibi gören genç girişimcilerdir.

İster Brüksel'e, ister Stockholm'e isterse de Amsterdam'a gidin, her şehirde, Yeni İstanbul'ların peşine düşmüş, babalarından çok daha ileri gitmek için, dünyayı cihad alanı olarak gören akıncılarla karşılaşırsınız. Ancak onlar cephelerde değil, çarşılarda savaşıyor. Onların cihad alanı savaş meydanları değil, bütün şehirlerin kıran kırana yarıştığı pazarlardır. Onlar doğrulukta, iyilikte ve güzellikte sınır tanımaz. Onlar iç dünyalarının sınırsız zenginliklerini, sınırlı dünyayı yaşanır kılma yolunda değerlendirir.

Görünen dünyayı, görünmeyen dünyanın bir işyeri, bir okulu ve bir hizmet alanı olarak görenlerin kurduğu "İnsan" ve "Girişimci" vakıfları geçen pazar günü Belgrad Ormanları'nda geleneksel yıllık kır gezisini düzenledi. "Eğitim, yalnızca eğitim, ömür boyu eğitim" diyerek, üstesinden gelinmeyecek bir sorun olmadığı gibi, gerçekleştirilmeyecek rüya da olmaz. Büyük rüyalar gören Mehmet Güney ve Vakfın Başkanı İlhan Yörükçü gezide yaptıkları konuşmalarda, vakıfların misyon ve vizyonlarını anlattı.

Anadolu insanı, yirminci yüzyılın ikinci yarısında büyük bir dönüşüm yaşadı. Yahya Kemal'in aynı yüzyılın başında keşfettiği sırrı, Anadolu insanı, İstanbul'da değil de, Münih, Köln, Rotterdam, Viyana ve Lyon'da keşfetti. Yahya Kemal Topkapı Sarayı'nda okunan "Kur'an" ve Ayasofya'da okunan "Ezan" susmadıkça, Türkler'i İstanbul'dan hiçbir güç çıkaramaz demişti. Avrupa en güçlü döneminde bile İstanbul'da kalamadı.

Bütün bir Anadolu, "Son Haçlı Seferi"ni düzenleyen Avrupalılar'a karşı canını dişine takarak, büyük bir savaş verdi. O yanında silahtan daha çok kitap taşıyan, kendisini yalnızca Emevi, Abbasi ve Selçuklular'ın değil, Doğu'su ve Batı'sıyla birlikte Roma'nın da mirasçısı olarak gören Fatih'in emanetini korudu. Şimdi İstanbul tek başına Yunanistan, Bulgaristan, Avusturya, Sırbistan, Hırvatistan, Danimarka ve İsveç'ten daha büyük.

İstanbul Fatih'in aldığı, Rum, Ermeni ve Yahudiler'e sonuna kadar kendi içlerinde özgürlük tanıdığı ve Müslümanlar'ın çoğunluk olmadığı şehir de değildir. Bütün bir Anadolu bugün İstanbul'dadır.

Bırakın İstanbul'u Anadolu insanı Japonya'dan Amerika'ya kadar her ülkede bir İstanbul kurdu. Artık Topkapı'da "Kur'an" ve Ayasofya'da "Ezan" okunmuyor. Ancak Tokyo'dan Washington'a kadar her şehirde bir Ayasofya ve bir Topkapı var. Yirmibirinci yüzyılda dünyada içinde "Kur'an" ve "Ezan" okunmayan hiçbir şehir yok. Elbette hiçbir şehirdeki Ayasofya kılıç gücüyle kiliseden çevrilmedi. Onların ürün, hizmet, emek ve bilgisini yeni cihad alanı pazarlara taşımasını bilen Müslümanlar inşa etti.

Yeni dönemde fethedilecek şehir İstanbul değil, İstanbul onbeş milyonu bulan Anadolu insanı tarafından milyonlarca defa kuşatılmış ve fethedilmiş. Artık bütün dünya şehirleri birer fethedilecek İstanbul'dur. Kuşkusuz yeni şehirler, toplarla değil hizmette sınır tanımayan kuruluşlarla fethedilecek.

İnanan herkese, her şehir bir İstanbul'dur.


9 Temmuz 2003
Çarşamba
 
NAZİF GÜRDOĞAN


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED