AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Off-Shore kurbanlarına "Oh olsun!"

Kimse eveleyip gevelemesin. Kimse İmar Bankası'nı ve Uzanları suçlamasın.

Kimse devleti sorumlu tutmasın.

Kimse acımasın, üzülmesin..

"Vah vah, yazık oldu..." demesin.

Evet ben kendi hesabıma diyorum ki, bu kez Off-Shore kurbanlarına iyi oldu.

İmar Off-Shore'a paralarını kaptıranlar için söylüyorum bunu.

Size acımasız gelebilir.

Hiç de değil.

Bu milletin uyanması için galiba biraz katı olmak gerekecek.

Bunlar yine herkesten önce el konulan bankaların önünde. Bağırmalar, çağırmalar. Devleti hükümeti suçlamalar.

Kardeşim İmar Off-Shore paranı yatırırken daha önce olanlardan ders almadın mı?

Parasını bu bankalara kaptıranların feryatlarını televizyonlardan hiç izlemedin mi?

Tüm bunlara rağmen, üç kuruş fazla faiz alacağım diye bile bile riske girmedin mi?

Eee, şimdi sen kime kızıyorsun!...

Bu ülkede daha önce benzer olaylar yaşanmadı mı?

Çok yakın zamanda Halis Toprak'ın Toprakbank Off-Shore, Ali Balkaner'in Yurt Securiyt Off-Shore, Murat Demirel'in Egebank Off-Shore gibi kıyı bankalarında binlerce kişinin parası batmadı mı?

Devlet size demedi mi?.... Gazeteler yazmadı mı?

-Ey ahali, Off-Shore bankalara yatırılan paralara devlet güvencesi yoktur. Bu bankalar batarsa, paranız da gider, diye.

Ey İmar Off-Shore kurbanları.

Tüm bu uyarılar ve kötü örnekler önümüzde iken siz niçin gidip, paranızı Uzanların Kıbrıs'taki bankasına yatırdınız?

Bir söyleyin hele.

Ekonominin, aklın, mantığın kabul etmediği yüksek faizleri almak için değil mi?

Öyleyse şimdi kimi kime şikayet ediyorsunuz?

Asıl şikayetçi olunması gereken sizlersiniz.

Çünkü yüksek kazanç uğruna kötü niyetli kişilere bir anlamda geçit veriyorsunuz.

Paranızla onları destekliyorsunuz.

Ben bu tür olaylara çok tanık oldum.

1982 bankerler krizinini yaşadım. O zaman çalıştığım gazetede Kastelli'nin batabileceği yolunda haberler yaparak yatırımcıları uyarmıştık.

En büyük tepki Kastelli'den değil yatırımcısından geldi. Küfür eden mi dersiniz, bizi kınayan mı...

"Kastelli batarsa devlet batar. Sizin bu işlere aklınız ermez." diyenler arasında emekli bir general bile vardı.

Sonra Kastelli battı.

Bunlarda bir gürültü, bir kıyamet.

Bu kez haklarını yeterince savunmadığımız iddiası ile bizi suçladılar.

Jet Fadıl olayında yatırımcıyı uyaran gazeteler önünde protesto gösterileri yapıldı.

Örnekler daha saymakla bitmez.

Bir musibet bin nasihatten iyidir derler.

Bin musibet yaşandı, hala aynı hata hala aynı terane.

Bu manzarının değişeceğini de hiç sanmıyorum.

Off-Shore bankacılık nedir?

Kıyı bankacılığı olarak bilinen Off-Shore bankacılığın amacı şirketlere ve büyük işadamlarına fon sağlamaktır.

Genelde denetimden uzaktır. Çok az vergi verirler. Bahama Adaları, Bermuda, Çayman Adaları, Hong Kong, İsviçre sevdikleri yerlerdir. Türk işadamları son dönemde Kuzey Kıbrıs'ı üs seçtiler.

Diğer bankalara göre daha yüksek faiz verdikleri için tercih edilirler. Ancak mevduatları için hiç bir devlet güvencesi yoktur.

Köşe yazarlarına savaş açtım

Basında tuhaf bir anlayış vardır. İlginç bir fikri ya da araştırmayı bir Türk ilk kez ortaya atarsa diğer gazeteler bunu önemsemez.

Aynı konuyu bir Amerikalı, bir İngiliz yazarsa büyük haber...

-Vay vay vay. Adam ne yazmış yahu...'ya kadar varır iş.

Son günlerde basında bir köşe yazarı geyiği sürüp gidiyor..

Konu da şu:

Efendim İngiliz The Guardian gazetesi yazarı Hugo Young buyurmuş ki:

-Muhabirlik gazeteciliğin temelidir. Köşe yazarlığı gereksiz bir iştir.

Bu fırsat kaçar mı?

Kaleme sarılan sarılana. "Köşe yazarı ne işe yarar?" diye tartışan tartışana. Köşeler yetmedi, tartışma sayfalara taştı.

Bre arkadaşlar...

Young adlı meslektaşımız bunu 28 Haziran'da yazmış.

Oysa ben, köşe yazarlarına ilişkin yaptığım bir araştırmanın sonuçlarını 17 Haziran ve daha sonraki tarihlerde 3 gün art arda yayınlamıştım.

Benimki üstelik geyik muhabbeti değil, 17 gazetenin taranması ile bulunmuş sonuçlardı.

408 köşe yazarının ne yazdıklarından, bıyıklı olup olmadıklarına kadar herşey vardı bu araştırmada.

Sabah'ta Mehmet Barlas üstadım hariç benim vardığım sonuçlar üzerinde duran olmadı.

Hugo Young yazınca akan sular durdu.

Örneğin, Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Yılmaz.

Hemen heyecanla kaleme sarıldı:

Yazdı:

"Köşe yazarlığı gereksizdir görüşüne katılmıyorum. TV'ler ile rekabette köşe yazarları gazetelere büyük avantaj sağlamaktadır. İngiltere'de 221 köşe yazarı varmış. Bu sonuç, Türk gazetelerinde çok fazla köşe yazarı var görüşünün palavra olduğunu gösteriyor."

İtiraz ediyorum.

Bir kez İngiltere'de kaç gazetede var, onu belirtmemiş. Herhalde 221 köşe yazarı 100'ün üzerinde gazeteye yayılmıştır.

Ben ise 17 gazetede 408 köşe yazarı saymıştım. Diğer gazetelerle birlikte bunun 550'yi bulduğunu tahmin etmiştim.

550 sayısı 211'den çok büyük değil mi?

Bu durumda, "Türkiye'de çok fazla köşe yazarı var" görüşü niçin palavra olsun ki?

İngiltere basını bizden geri mi?. Onlar köşe yazarının önemini bizim kadar bilmiyorlar mı?

Radikal'in pazar ilavesinde de konu geniş şekilde yer almış.

Köşe yazarlarına sormuşlar:

- Siz gereksiz misiniz? diye.

Onlar da tabii ki, "Vallahi çok gerekliyiz..." cevabını vermişler.

Şimdi aynı soru bana sorulsa ne cevap verecektim...

"Gereksizim" diyecek kadar saf mıyım!!.

İşin özeti şu:

Çok değerli yazarlarımızın olduğu bir gerçek.

Çetin Altan, Mehmet Barlas, Necati Doğru, Hıncal Uluç, Hasan Pulur, Fehmi Koru, Emin Çölaşan, Fatih Altaylı, Hakkı Devrim ve daha niceleri yazmasa gazeteler çorak kalırdı.

Ama bu arada, hak eden de yazıyor hak etmeyen de.

Kimi torpilli olduğu için kimi de bayan olduğu için köşe sahibi.

Kimi ise patronun sesi.

Toplamda nüfusları fazla.

Şu da var:

Bir şey çok bol olunca, iyi şeyler de arada kaynayıp gidiyor.

Son iki not:

Birincisi: Galeyana gelip üstüme saldırmayın. Başlığı heyecan olsun diye attım.

İkincisi: Köşelerde gözü olup da köşe kapamayanların tuzağına düşüp yazar düşmanlığı da yapmamak lazım.

Bunun da farkındayım...


9 Temmuz 2003
Çarşamba
 
ŞEMSİ YÜCEL


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED