T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

E K O N O M İ
Kaynaklarımızı kullandırmıyorlar

Türkiye'nin 2 trilyon dolar düzeyinde yeraltı kaynağı olduğunu söyleyen Güven Önal, "Gelişmiş ülkelerin Türkiye'nin bu kaynaklarını kullanmasını engelleyecekleri açıktır" dedi.

Madencilik sektörünün GSMH içindeki payı %1-1,5 arasında değişiyor. Sektörde 1999 yılında %7,3 küçülme ve 2000 yılında ise %1,1 küçülme meydana geldi. Maden ihracatının Türkiye toplam ihracatı içindeki payı yıldan yıla azalarak toplam ihracat içindeki payı 1998 yılında %1,9 ve 2000 de %1,4'e indi. Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Başkanı Prof. Dr. Güven Önal ile sektörün Türkiye'deki durumu üzerine ayrıntılı bilgiler aldık.

Sayın Önal Türkiye'nin bir maden envanteri var mı, maden yönünden Türkiye'nin dünyadaki yeri neresi?

"Ülkemizin maden rezervleri açısından dünyanın zengin ülkeleri arasında yer aldığı bilinmektedir. Türkiye'de, bugün yaklaşık 4000 maden yatağından 50 civarında farklı madenin üretimi yapılmakta, bir kısmı yurt içinde değerlendirilmekte, bir kısmı da yurt dışına satılmaktadır. Tabi ülkemiz maden rezervleri içinde en yüksek payı bor ve kromit almaktadır. Dünya bor rezervlerinin yaklaşık %65'i (2,5 milyar ton) ülkemizde bulunmaktadır. Endüstride çok geniş bir kullanım alanına sahip olan bor ülkemizin petrolü olarak adlandırılmaktadır."

Türkiye'nin bilinen maden kaynaklarının değeri ne kadardır?

"Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü'nün resmi rezerv rakamları tabi bu konuda yetersiz kalıyor. Ancak Türkiye'nin bilinen maden kaynaklarının değeri 2 trilyon Amerikan doları düzeyindedir."

Peki neden Türkiye'de yeterince üretim yapılamıyor, bu kadar zengin kaynağa sahipse?

"Tabi bunun pekçok sebebi bulunuyor. Ancak özetleyecek olursak, yasal düzenlemeler yetersiz ve engelleyici, yabancı sermaye yatırımları da bürokratik engeller ve siyasal ve ekonomik belirsizlik nedeniyle gerçekleşemedi. Ayrıca teknik bilgi ve teknoloji eksikliği mevcut madenlerin ekonomik olarak işletilmesini etkilemektedir. Ülkemizde madencilik eğitimi yetersiz kalıyor."

Madencilikte yatırımlar neden durdu?

"Türkiye'de madencilik kamu eliyle yapılıyor. Madencilik faaliyetlerinin yüzde 85'i devlete ait. Özellikle 1985'ten itibaren kamu sektöründe madencilikle ilgili elle tutulur bir yatırım yapılmadı. Zaten küçük olan özel sektör yatırımı ise yetersiz durumda. Yabancı sermaye için ise sektörün cazip bir yönü yok."

AB üyeleğimiz madenlerimizin çıkartılması noktasında nasıl etki yapar?

"AB üyeliğinin madenciliğe olumsuz etki yapacağını düşünmekteyim. Gelişmiş ülkelerin Türkiye'nin kendi kaynaklarını kullanmasını engelleyecekleri açıktır. Ama zaten AB üyeliğini çok uzak bir ihtimal olarak görüyorum."

Meclis'te bekleyen yasalar çıkarılsın

Madencilik sektörünün 58. hükümetten beklentileri nelerdir?

"Vakfımız ve Madencilik sektörü 58. Cumhuriyet Hükümetinin kuruluşunda madencilik ve enerji ile ilgili tüm kuruluşların T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı çatısı altında toplanmasını çok olumlu olarak karşılamıştır. Yeni hükümetimizden madenciler olarak acil beklentilerimizi aşağıya sıralıyorum:

  • 57. Hükümet döneminde gündeme gelen ve yasalaşmayan maden kanunu değişiklik tasarısının tekrar ele alınarak özendirme maddelerini de içerecek şekilde, hızla yasalaştırılması.

  • Başta kömür olmak üzere, madenlerin aranmasına önem verilmesi.

  • Elektrik enerjisi üretiminde, doğal gaz yerine yerli kömür ve hidrolik kaynakların ön plana çıkarılıp özendirilmesi.

  • Türkiye'de üretilen kömür ve diğer madenlerin yurt dışından ithaline gümrük vergisi uygulanması.

  • Yabancı sermayenin özendirilmesi, altın madencilğinin önünün açılması.

  • Kömür yakan santrallerin tam kapasitede çalıştırılması."

    Açılan davalar yatırıma engel

    Türkiye'de maden deyince ilk aklımıza altın madenleri geliyor. Altında son durum nedir?

    "Türkiye'de önemli miktarda altın potansiyeli bulunmaktadır. Bu miktar 6500 ton olarak (Prof.Dr. Ayhan Erler) tahmin edilmektedir. 1987 yılından sonra Türkiye'ye gelen yabancı şirketler yeni arama teknolojilerini kullanarak çok sayıda altın ruhsatı almışlar ve 10 civarında ruhsat sahasında da önemli altın rezervleri bulmuşlardır. Ancak, belli çevrelerce, bilim dışı gerekçeler ileri sürülerek, açılan idari davalar ve bunların bazılarından çıkan olumsuz kararlar, yabancı yatırımcıları Türkiye'den soğutuyor. Kalanlarda yatırım yapmaya çekinmişlerdir. Yalnızca Normandy şirketi Ovacık (Bergama) daki yatırımı tamamlamıştır. Uzun yıllar atıl bekleyen maden ve tesisler, 57. Cumhuriyet hükümetinin cesur kararı ile Mayıs 2001'de deneme üretimine başlamıştır. Halen 5 tonun üzerinde altın ve 6 ton civarında gümüş üretimi gerçekleşmiştir. Ancak, devam eden davalar altın madenciliğini kapatıyor."

    Türkiye altın rezervinde dünya ikincisi

    Vakıf olarak sizin görüşünüz nedir?

    "Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı başlangıçtan itibaren ülkemizin çıkarları ile bilim ve teknolojinin üstünlüğünü savunmakta ve altın madenleri dahil tüm madenlerimizin vakit geçirilmeden işletilmesini talep etmektedir. Altın madenlerinde yatırımın hızlandırılması için 58. Cumhuriyet hükümetinin acil olarak siyasal kararlılık ve desteğini göstermesi ve işin önünü açacak yasal düzenlemeleri yapması gerekir. Türkiye'nin altın rezerv değerinin 70 milyar dolar olduğu tesbit edildi. Bunun ülke ekonomisine yaratacağı katma değer 300 milyar dolar olabilir. Türkiye 580 noktada 6500 ton altın rezervine sahip. Dünya altın rezervi toplam olarak 43 bin ton. Dünyada en çok rezerv bulunan ülke Güney Afrika. Bu ülkedeki rezerv 20 bin ton. Dünyada en çok altın rezervi bulunan ikinci ülke ise Türkiye. Türkiye'deki rezerv toplam 6 bin 500 ton. Türkiye'nin ardından, 4 bin 770 ton ile ABD, bin 780 ton ile Kanada, bin 400 ton ile de Avusturya geliyor. Ancak dünya üzerinde altın rezervi olup da üretmeyen tek ülke, yine Türkiye."
    RÖPORTAJ: FAHRİ SARRAFOĞLU, İSTANBUL

  •  
    Üç büyükler 2003'te özelleşecek
    2003'de tekel ile enerji özelleştirmelerinin yapılması ve geçen yıldan sarkan TÜPRAŞ, THY ve PETKİM gibi dev KİT'lerde de nihai sonuçların alınması bekleniyor.
    Savaş ekonomisine henüz hazır değiliz
    AK Parti iktidarıyla piyasaların yeniden canlanmaya başladığını söyleyen Nurullah Öztürk, esnafın bu olumlu gidişin olası bir savaş ile yeniden bozulmasından endişe ettiğini söyledi.
    Uslu: Zorunlu'da öteleme olamaz
    Hak-İş Sendikası hükümetin zorunlu tasarruf ödemelerini öteleme yönündeki tutumuna karşı çıktı.
    Tüp geçiş yapımında Japon onayı alındı
    Fındık tanıtımı için kaynak aranıyor
    Türkiye'nin önemli ihraç kalemlerinden fındığın dünya genelinde etkili bir tanıtımı için kaynak arayışı sürüyor.
    IMF heyeti Ocak'ta Türkiye'ye geliyor
    Türkiye Masası Şefi Juha Kahkonen başkanlığındaki IMF heyetinin, dördüncü gözden geçirme çerçevesindeki çalışmalarını tamamlamak üzere, Ocak ayının ikinci yarısında Türkiye'ye gelmesi bekleniyor. Alınan bilgiye göre, Kahkonen başkanlığındaki heyet yapacakları ziyarette, Hazine, DPT, Maliye Bakanlığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ve Merkez Bankası yetkilileriyle çalışacak. Ocak ayındaki ziyaretin sonunda, güncelleştirilmiş bir niyet mektubunun da IMF yönetimine sunulması bekleniyor. Dördüncü gözden geçirmenin onaylanması halinde, Türkiye, 1.6 milyar dolarlık krediyi alabilecek.
    Misafir işçiler patron oldu
    Türkiye Araştırmalar Merkezi (TAM) tarafından yürütülen "Avrupadaki Türklere Ait Ekonomik Veriler" konulu araştırma, 60'lı yıllarda Avrupa ülkelerine misafir işçi olarak giden Türklerin, bugün 82 bin 300 girişimciyle 100'ün üzerinde farklı branşta mal ve hizmet ürettiğini ortaya koydu. TAM Direktörü Prof. Dr. Faruk Şen konuyla ilgili yaptığı açıklamada, 60'lı yıllarda Avrupa'ya misafir işçi olarak giden Avrupalı Türklerden 82 bininin bugün işletme sahibi olduğunu, bunların 100'ün üzerinde branşta faaliyette bulunduğunu ve 411 bin kişiye de istihdam sağladını belirterek, şunları ekledi: "Avrupalı girişimciler sadece sayıları ile değil, ekonomik potansiyelleriyle de AB ülkelerinde önemli bir güç haline gelmişlerdir. Türk girişimcilerin, 1996-2002 döneminde toplam yıllık ciroları 21.8 milyar Euro'dan 35 milyar Euro'ya çıkmıştır. Gerçekleştirilen yatırım hacminin büyüme oranı yüzde 64, istihdam edilenlerdeki artış oranı ise yüzde 77'dir".
    UTP: ABD, dünya barışını tehdit ediyor
    Ulusal Tüketiciler Platformu (UTP) Genel Sekreteri ve Tüketici Hakları Derneği Başkanı Turhan Çakar, "ABD'nin Irak'a yönelik insanlık dışı saldırı planlarını kınıyoruz" dedi. Mülkiyeliler Birliği Konferans Salonu'nda bir basın toplantısı düzenleyen Çakar, 30 sivil toplum kuruluşu tarafından oluşturulan UTP'nin olası Irak Savaşı konusundaki görüşlerini bildirdi. Çakar, ABD'nin, insani değerleri hiçe sayarak, tamamen yapay gerekçelere dayanarak, Ortadoğu halklarını ve dünya barışını tehdit eden bir savaş rüzgarı estirdiğini ve bu konuda çeşitli tehditkar ifadeler kullanarak Türkiye'yi de yanına çekmek istediğini savundu. Türk halkının tamamının savaşa karşı olduğunu belirten Çakar, "UTP çatısı altında toplanmış 30 demokratik örgüt olarak, ABD'nin bu barbarca girişimini protesto ediyor, Türkiye'nin böyle bir oyun içerisinde yer almayacağı gibi, oyunu bozma yönünde çaba sarf edeceğine olan inancımızı belirtmek istiyoruz" dedi.
    30 Aralık 2002
    Pazartesi
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Reklam Tarifesi
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Röportaj | Karikatür

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED