Ta dünyanın öteki ucundan, Amerika'dan sesleniyor. İsmi saklı. "Bu savaşı durdurun" diyor, "İnsanların kanını emerek semiren Texas yamyamlarına dünyayı bırakmayın. Bu savaşın haksız olduğunu onlara anlatın."

Cesim İnanç'ın, "sorumluluğumuzu" hatırlatan mektubu daha incelikli.

Mümkün olsa da, tümünü alıntılasam.

O da özetle şunu söylüyor:

"Dünya halklarının ezici çoğunluğu bu anlamsız ve iğrenç savaşı istemiyor. Türk halkı da istemiyor. Yanı başındaki kardeş bir halkın başına bombaların yağmasını, anaların, çocukların ölüm korkusu yaşamasını istemiyor. Hele hele bu kirli savaşa ortak olmayı hiç, ama hiç istemiyor. Lütfen, bu ülkenin aydınları olarak, bugüne kadar bireysel olarak karşı olduğunuzu her fırsatta açıkladığınız bu kirli savaşı durdurmak için tüm toplumu ayağa kaldıracak örgütlü bir çıkışın öncülüğünü yapın..."

Yapalım yapmasına da, Türkiye cezaevleri "örgütlü çıkış" yapanlarla dolu Cesim Bey...

Elimiz kolumuz bağlı.

Gücümüz, şimdilik, niçin bütün dünyanın onlardan nefret ettiğini, niçin bütün Arapların ve İslam dünyasının bu "değerli" müttefiki kaypak, tarafgir, sözüne ve politikalarına güvenilmez, dostluğundan sakınılacak/sakınılması gereken bir partner olarak gördüğünü anlatmaya yetiyor...

Niçin umum kamuoyunun, Amerika'yı "siyonist çetelerce" rehin alınmış ve varoluşunu insanlık değerlerine saldırarak ikame etmeye çalışan "en büyük terörist" saydığını...

Niçin Mağrip ve Asya halklarının yeryüzündeki Amerikan varlığından tiksinti duyduğunu...

Sadece biz mi?

Amerikan kamuoyu da nefret ediyor onlardan.

"Oval Ofis işgalcisi" George W. Bush...

Bugün yok etmeye çalıştıkları Irak yönetimiyle gizli kapaklı ticari faaliyetler yürüten Halliburton firması hissedarı Dick Cheney...

Hayatını bir "azınlık düşmanı" olarak geçirmiş, "Savaş Dönemi Yetkileri Belgesi"nin mucidi ve aynı zamanda "Bush yolsuzluklarına" hukuk danışmanlığı yapan John Aschroft...

Çevre katili Don Rumsfeld...

Silah taciri Colin Powell...

Özgürlükler ülkesi Amerika'yı iki yılda "polis devleti" haline getirmeyi başaran Gale Norton...

Bizim işimiz onları deşifre etmek.

Mesaj, gitmesi gereken yere gidiyor Cesim Bey.

Hiç merak etmeyin.

Çünkü burada yazılan her haber, her makale, her yorum, iyi saatte olsunlar, hem derin mahfillerce, hem de "dost ve müttefik" (!) ülkelerin gizli servislerince satır satır taranıp ilgili mercilere havale ediliyor, asıl görevi "savaş fizibilitesi" yapmak olan "think-tank" ve güya sosyal araştırma kuruluşlarının istifadesine sunuluyor.

Hatta arşivleniyor.

Elektronik posta marifetiyle gönderildiği için sizin mektubunuz da arşivlenecek.

İsmi mahfuz arkadaşın yazdıkları da...

Bu "açık istihbarat" tabir ediliyor.

Hem kolay, hem ucuz.

ABD Büyükelçiliği ve konsolosluklarında "menfa" (mukim), çoğunluğu sarı saçlı, Douglas çeneli, kötü bakışlı, "akredite" dostlarımızın, sadece kokteylden kokteyle boy gösterdiğini mi sanıyorsunuz?

MEHMET E. YAVUZ

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu