Avrupa Birliği ülkeleri, Bush yönetiminin geçtiğimiz haftalarda açıkladığı 'tehditleri önceden vurmayı' öngören stratejisinden kaygılı. Avrupalı yetkililer, ABD'nin uluslararası ittifak ve kuruluşlara dayanan düzenini değiştirmek ve bu yeni düzende Avrupa'ya yer vermemek niyetinde olduğu endişesi taşıyor. ABD'nin Irak'ı destek alarak ya da almayarak vurmakta kararlı olmasından endişelenen Avrupa Birliği, uluslararası politikada tek ses halinde konuşamamaktan da rahatsız.

AB'nin, ABD'nin Irak'a saldırısı konusundaki endişeleri, Bush yönetiminin yeni ulusal güvenlik stratejisini açıklamasıyla pekişti. Tehdit teşkil ettiğine inanılan ülkelerin tedbir olarak vurulabilmesini öngören strateji, ABD dışında bir askeri süpergücün oluşmasına da izin verilmeyeceğinin altını çiziyor.

Washington Post gazetesine konuşan üst düzey bir AB yetkilisi, söz konusu stratejiyi şu şekilde değerlendirdi: "Bu strateji bize diyor ki, (Bu bir imparatorluktur ve biz hiç kimsenin kapasitesinin bizim düzeyimize gelmesine izin vermeyeceğiz)."

AB ülkeleri, Bush yönetiminin 11 Eylül sonrasında benimsediği politikalarla, II. Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan ve barışın uluslararası kuruluşlar tarafından korunmasını öngören dünya sistemini bir kenara fırlatıp atmasından korkuyor.

ABD'nin Irak konusunda 'BM Güvenlik Konseyi kararı alınmazsa başımızın çaresine kendimiz bakarız' şeklindeki politikası da, söz konusu korkuyu güçlendiriyor. Böylece BM, NATO gibi kuruluşların bir kenara itildiklerine dikkat çekiliyor.

ABD dış politikası askerileşti

Amerika ile Avrupa Birliği arasındaki gerilim Amerikan basını tarafından da yakından izleniyor. Washington Post gazetesine konuşan Avrupalı yetkililer, Bush yönetiminin son dönemdeki politikalarının Avrupa'ya şu mesajı gönderdiği görüşünde birleşiyorlar: Savunma harcamalarınızı artırmazsanız dünya düzenindeki yerinizi ve öneminizi yitireceksiniz. Brüksel'deki genel hava, artık ABD'ye yönelik sert eleştirilerin sadece sol kanattan değil her görüşteki Avrupalı politikacılardan geldiği yönünde. AB yetkililerini endişelendiren temel noktalardan biri de, ABD'nin 'dediğim dedik' politikasına karşı AB üyesi ülkelerin de tek sesle konuşamamaları. AB, Washington'un dış politikasının gitgide 'askerileştiği' yönünde.