T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Siyaset ve ticaret

Rahmetli hocamız Nurettin Topçu, daha ziyade yüksek tahsil gençliğinden oluşan biz talebelerine (meşrep ve eğilimlerini göz önünde tutarak) siyaset ve ticaretten uzak durmamızı telkin eder, bilim ve sanat alanında varlık göstermemizi isterdi.

Geçtiğimiz yirmi yıl içinde en azından ilk ve orta tahsilini Osmanlı geleneği içinde yapmış hocalardan, Şeyh efendilerden hemen çoğunu kaybettik.

Onlar geleceğin imanlı nesillerini yetiştirmek, bu nesiller elinde ülkede bir "ahlak nizâmı"nın tesisini arzulamışlardı.

Geçirdiğimiz yüzyıl ülke insanı üzerinde kurulan alafranga zihniyetin hakimiyetine karşı bu mübarek zatların gösterişsiz ve nümayişsiz gayretleri, iğne ile kuyu kazar gibi verdikleri mücadele ile doludur.

Bu zatlar kendi meşrebleri uyarınca kendi semalarında birer yıldız idiler. Çevreleri için cazibe merkezi oluşturuyorlardı. Geçen zaman içinde fert, fert; tuğla tuğla örülen binalar, haliyle genişleyen cemaatlar durumuna yükseldi. Ve bu potansiyelin ülkedeki ticaret ve siyaset alanına yansımaları görüldü.

Ancak hakim ticaret ve siyaset ilkelerinin, dış bağlantıları da hesaba katılınca cemaatın kazandığı ahlak ve zihniyet ile bağdaştığı söylenemez.

Bu tenakuz insanımızın batılılışma tarihi boyunca yaşayageldiği bir açmazı dile getirmektedir. Çelişkinin aşılması esasen bilim ve sanat alanında gösterilecek entellektüel çabalara; takva sahibi fertlerin ahlâkî direnişine dayanacaktı. Ve tabiatıyla insanlar içine doğdukları kalp ve ruh iklimini terketmeyeceklerdi. İşte yukarıda işaret ettiğimiz büyük zatlar dergâhlarında bu iklimin rüzgârını sürekli estirdiler. Ve bu rüzgârı ardına alan siyaset ve ticaret kesimi bir biçimde gelişme grafiğinin en üst noktasına ulaştı. Aynı gelişmenin bilim ve sanat alanında vukubulduğu iddia edilemez. Artık rüzgâr esmiyor. O güzel insanlar aramızdan ayrıldılar. Acaba yerleri doldurulmuş mudur?...

Ahlakın önüne paranın konulduğu bu devirde, yerlerinin doldurulması mümkün müdür?

Günümüzde fertlerin yerine kurumlar, şirketler, partiler yerleşiyor. Ve bu oluşum sanal bir karizma ile beslenmeye çalışılıyor. Bilançolar, kâr payları, şûbe sayısı, oy potansiyeli her yanı kuşatıyor. Kapitalizmin kıyıcığında yeni bir mevzi kazılıyor sanki.

Yükselen grafik eğrisi tepe noktasından aşağıya doğru inmektedir. Bu iniş "hız"lı bir çağ olarak yirmibirinci yüzyılda daha da "hız"lanacak. "Hız" tutkunları bundan epeyce keyif alacak. Toplum ve siyaset bilimcilerimiz, sosyologlarımız, islâmî bilimler alanında çalışanlarımız bu tabloyu incelemeli.

Nasıl bir geleceğe doğru yürüdüğümüzü görmeli.

Bir yanda aşk, öte yanda poster.


2 Ekim 2002
Çarşamba
 
MUSTAFA KUTLU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED