T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Kültürden haz etmeyen bir bakanlık: Kültür Bakanlığı

Çok tuhaf değil mi? Zamanında özellikle "kültür"le uğraşsın diye kurulan bir bakanlık kendine meşgale olarak bula bula sözcüğün olumsuz anlamında kültürle "uğraşmayı" bulmuş! Böylesine dünyada az rastlanır doğrusu... Para yardımı yaptığı bir filmi sonradan kendi elleriyle yasaklayarak, filmin senaristi, yapımcısı ve yönetmeni Handan İpekçi'nin "son derece ironik bir durum" olarak nitelediği bir "ilk"e imza atmayı beceren Kültür Bakanlığı şimdi de Kalan Müzik'in faaliyetini durdurdu. Düşünün, Kalan Müzik'in kapısına kilit! Bugüne kadar hiç kimsenin başaramadığı bir büyük işin altından kalkarak biz dinleyicilere inanılmaz çeşitlilikte müzik taşıyan ve sevenlerinin "müzik arkeoloğu" olarak nitelediği Hasan Saltık'ın yoktan var ettiği Kalan Müzik'in kapısına kilit! Doğrusu bir Kültür Bakanlığı'na da bu yakışır..

Kültür Bakanlığı tarafından Kalan Müzik'in faaliyetinin durdurulmasının hikayesi tam bir "Soğuk Savaş" hikayesi. Saltık'ın 1993'te çıkardığı bir Kürtçe sözlü bir türkü kasetinde "Kürdistan" sözcüğü geçiyormuş. Yanlış anlamayın; söz konusu Kürtçe türkü öyle yakın zamanların bir türküsü filan değil. Tam 82 yıllık bir türkü! Yani bu anonim türkü yakılırken ortada ne Türkiye Cumhuriyeti vardır, ne de "Kürtçe öğretim ve yayın hakkı" tartışması. Yani daha da açıkçası, ülkenin anayasasının dibacesinde "Türk varlığının devleti ve ülkesiyle bölünemezliği esası" gibi ciddi bir yapıbozuma tâbi tutulduğunda üzerinden tuhaf kokular çıkan ilkenin henüz ortada olmadığı yıllar... Düşünmek lâzım; bu zamana kadar ne adlarla tanışmış bir ülkenin bugünkü yöneticilerinin, yüzyıllar boyunca bırakın bağımsız siyasi bir yapıyı, gerçek anlamda siyasi ya da idari bir özerklik durumuna bile işaret etmeyen, sadece demografik ve coğrafi temelde kullanılmış olan bir adla karşılaşınca bu derece celâllenmelerini nasıl açıklamak gerekir, düşünmek lâzım. Bu zamanda bu derece de "sözcük fetişisti"olunmaz ki!

Hasan Saltık, faaliyetlerinin durdurulması karşısında bu "anakronik" manzaradan söz etmiyor. Gösterdiği üstün başarılardan dolayı kendisine teşekkür borçlu olduğumuz bu müzik gönüllüsü, "Kasetin üzerinde 'Kürdistan' sözcüğünün yer alması tamamen bir unutkanlık ve dikkatsizlik eseridir" demekle yetiniyor: "Türkiye'de Türkçe dışındaki birçok dilde, mesela İngilizce, Almanca, Fransızca ya da ne bileyim Afrika'nın herhangi bir dilinde değil ama Ermenice, Lazca, Kürtçe gibi dillerdeki parçalardan bir albüm yapılacaksa, bunlar Kültür Bakanlığı'nın denetiminden geçiyor. Bakanlığa, Türkçe çevirileri gönderiliyor. Biz de hep göndeririz. Ama bu parçanın çevirisini, tabii ki ben Kürtçe bilmediğim için, müzik grubu yaptı. Ben de doğrusu kaset kapağına bakmamışım bile. Kısaca dikkatimden kaçmış." Saltık daha ne desin? Söz konusu kaset zaten 1993'de piyasaya çıkmış; türküyü seslendiren Grup Özgürlük zaten artık ortada yok... Ama olur mu hiç; Kültür Bakanlığı affeder mi hiç? Saltık, "faaliyet durdurma" kararı yerine geçebilecek makul tepkilerin neler olabileceğini, ancak bunların niçin denenmediğini de şöyle açıklıyor: "Tekrar uyarabilirlerdi, savunma alabilirlerdi. Bunun bir bahane olduğunu düşünüyorum. Bence birileri Anadolu kültürünü sahiplenmemizden, onun örneklerini günışığına çıkarmamızdan rahatsız." Tabii, böyle bir koleksiyon kabul edilebilir mi?" "Anadolu kültürü" dediğiniz sadece Türkler'in kültüründen ibaret değil ki... Türkülerin Ermenicesi, Lazcası, Kürtçesi, bin türlü çeşiti var, hiç olur mu öyle şey?

Saltık'ın yukarda aktardığım açıklamasından bugüne kadar bilmediğim bir şeyi de öğrenmiş oldum. Demek, İngilizce, Almanca gibi RTÜK Yasası'nın "evrensel kültüre hizmet edenler" faslında saydığı dillerde olanları değil de, Ermenice, Lazca, Kürtçe gibi bu topraklarda milyonlarca insanın her gün kullandığı "bizim diller" diyebileceğimiz dillerdeki parçalardan oluşan albümler Kültür Bakanlığı'nın denetimine bağlıymış! İşte gerçekten şapka çıkarılacak bir uygulama! Bu ülkenin Kültür Bakanlığı, başka ülkelerin dillerine "Geç!" derken, bu ülkenin dillerine"Dur! Kontrol var!" diyor! Hadi gelin, eski bir formülü hatırlayarak söyleyelim: Ermenice, Lazca, Kürtçe ve muhtemelen Rumca ve Çerkezce türküler ve şarkılar "kendi ülkesinde" kendi Kültür Bakanlığı'nca gözaltına alınmış da haberimiz yokmuş! Ne diyelim? En iyisi ülkenin muhteşem Kültür Bakanı'nı muhteşem bakanlığı ile başbaşa bırakıp, Kalan Müzik'ten Neyzen Tevfik, Neşet Ertaş, Muharrem Ertaş, Seyyan Hanım, Sabite Tur Gülermen, Yorgo Bacanos, Bestekar Padişahlar, Ermeni, Süryani, Laz, Kürt türküleri albümlerini peş peşe bir kez daha çalalım... Doğru söyleyin, gözünüz hiç "Kürdistan"sözcüğüne filan ilişiyor mu? İnsaf, oldu olacak bütün yapımcılara CD ve kasetlerin kapaklarına Anayasa'nın dibacesini yazma mecburiyeti getirin! Çal "Kardeş Türküler" çal! Aldırma bu da geçer...


10 Haziran 2002
Pazartesi
 
KÜRŞAD BUMİN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED