T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Kurt 'kapan'ı kurdu, evine dönüyor

Başbakan Ecevit'in "tam teşekküllü" doktor raporuyla katılamadığı, "sarışın gölge"nin "özel halleri" dolayısıyla kaytardığı Çankaya Zirvesi, Avrupa Birliği ile ilgili sonuçlarından çok, prematüre "28 Şubat hükümeti" için sonun başlangıcı olması açısından son derece önemli bir zirve oldu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Çankaya Köşkü'ndeki AB zirvesinde, "Artık ben yokum, başınızın çaresine bakın" diyerek "28 Şubat"a ve IMF'ye birlikte baş koyduğu kader ortaklarına bu kez "ürkek" değil, "erkek" bir çalım attı. Hem de ne çalım...

Evet kurt "kapan"ı kurdu ve Altaylar'dan peşine düşerek Anadolu'ya ve oradan da "rant muslukları"nın başına gittiği o "mübarek hayvan"ın izinden tekrar kendi evine dönüyor. Harç bitti, yapı paydos yani...

Sizin anlayacağınız, üç yıl önce "postmodern darbe"nin sterilize ortamında siyasetin "genetik kodları"na müdahale edilerek kurulan o "nazlı istikrar hükümeti" ufaktan ufaktan sıvışmak üzere...

Müthiş adam doğrusu şu Bahçeli, zamanlaması mükemmel... Sıvışmak için bundan daha iyi bir zaman olamazdı herhalde. Öyle ya, üç yılda memleketin anası bellenmiş, millet doğduğuna pişman edilmişti. Ve sonunda yüce Başbuğ, "Türklük gurur ve şuuru"na dönmeye karar verdi, "Toparlanın gidiyoruz, artık buralarda durulmaz... Yedik, içtik, haydi bana eyvallah...."

"Puslu havalar"ın muhteşem Başbuğ'u için "sıvışma"nın zamanı çoktan geldi de geçiyor bile... 28 Şubat sonrasında Bozkurtlar'ın "genetik kodları"na yapılan müdahale yüzünden eğilip bükülmek zorunda kalan MHP, önüne gelen bu fırsatı tepemezdi. Bunun için de, Avrupa Birliği'nin "demokrasi kriterleri" karşısında "erkek" bir nidayla o mübarek hayvanın önderliğinde titreyip yeniden kendine dönmesi gerekiyordu.

İşte şimdi vatan, millet için "titreme" zamanıydı... Ve küffarın "özgürlük", "demokrasi", "insan hakları" gibi baskılarının önüne bir kahraman gibi dikildi Bozkurtlar... Vatanımız Ecnebiler'in tasallutundan kurtulmuş oldu böylece... Bu arada "yavru vatan"ı da kurtardık, eh bundan iyisi Şam'da kayısı...

Artık MHP vatan için elinden geleni yapmış, ekonomiyi "salimen" batırmış, özgürlüklerin çanına ot tıkamış ama asla AB üyeliği uğruna kendini "satmamış" bir parti olarak seçime rahatlıkla gidebilir.

Ancak Bahçeli'nin o müthiş "Şark kurnazlığı" ile yaptığı planlarının önünde şimdilik küçük bir pürüz var. Korselere sarılı Bülent Ecevit'i Başbakanlık'tan "azat" etmiyorlar. Kaderi Başbakanlığa bağlanmış bir kere... "Sarı saçlarını deli gönlüme bağlamışım çözülmüyor Mihriban..." Bahçeli'nin kaderi de "kördüğüm" halinde Ecevit'e bağlı olduğuna göre, MHP şimdilik "çırpınırdı Karadeniz" şarkısıyla durumu idare etmek zorunda.

En azından "üç vakte" kadar falda hâlâ Ecevit var. Çünkü, Türkiye'de bir siyasi değişimin, hatta faaliyetin ancak "ecel eliyle" olabileceği anlaşılmış bulunuyor. Yanlış anlamayın, Allah gecinden versin ama şu anda Türkiye'nin tek gündemi Başbakanımız'ın sağlığı...

Şu anda hâlâ Ecevit misyonunu tamamlamış değil. Bu yüzden Başbakanlığı bırakamaz, hatta o kadar ki ölemez bile... Sanmayın ki, koltuğa yapıştığı için orada duruyor. Bir kere, ekonomi düzlüğe çıkmadan, Avrupa Birliği işleri hallolmadan oradan ayrılamaz.

Biliyorum, Bahçeli'nin zamanı çoktan doldu, Bozkurtlar'ın kükreyişi bundandır... Ancak Ecevit'in zamanı henüz dolmadı. Anlayacağınız, daha çilemiz dolmadı...


10 Haziran 2002
Pazartesi
 
MEHMET OCAKTAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED