T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R

Hele şükür

Gazeteciliğe başlayıp, Sarı Basın Kartımı aldıktan sonra defalarca Fenerbahçe'nin maçlarına gittim. Ama bu yıl, geçen haftaya kadar hiç maça gitmemiştim. Kendi kendime "Haydi bu hafta F.Bahçe -Malatya maçına gideyim de goller seyredeyim" diye çıktım pazar günü evden, tuttum Şükrü Saraçoğlu'nun yolunu. Uzun meşakkatlerden sonra vardık stada. Gerçekten uzun meşakkat çekiyorsunuz Kadıköy'e gitmek için, eğer arabayla gitmiyorsanız. Gerçi arabayla gitmek de o saatlerde zor ama en azından oturmanın keyfini çıkarıyorsunuz.

Zaman'da çalıştığım zaman ara sıra maça gider Fenerbahçe'nin maçlarını yorumlardım spor sayfasında "Sportre" isimli köşemde. Her nedense Fener'in maçlarına gittiğimde genelde ya yenilir ya da berabere kalırdı Sarı Kanaryalar. Onun için Zaman'daki arkadaşlar, "Sen devamlı Fener'in maçlarına git de ya kaybetsinler ya da berabere kalsınlar" diye takılırlardı.

Zaman'daki arkadaşların takılmalarını gazetemiz Yeni Şafak'ın spor servisindeki muhabbetlerde bazen anlatırdım arkadaşlara. Bunun üzerine o arkadaşlar da takılmaya başladılar ve "Hiç maça gitmiyorsun ki dediklerine inanalım" tarzında sözler sarfetmeye başladılar.

Fener-Malatya maçına gitmiştim geçen hafta. Sonra, sonrası malum işte. Bu kez de Galatasaraylı ve Beşiktaşlı arkadaşlar "Haydi Fener-Gaziantep maçına da git" de şu Fener "ya yenilsin, ya da beraber kalsın" demeye başladılar. Fenerbahçe-Gaziantep maçına gittik Cuma akşamı.

Şükrü Saraçoğlu'nda her zaman olduğu gibi yine inanılmaz bir atmosfer vardı. Ama seyircilerin yerli yersiz tezahüratları ve küfürleri ile bu atmosfere gölge düşürdüklerini söylemeden geçemeyeceğim.

Haftalardır düştüğü yanlışı tekrarlamadı dün. Fenerbahçe Teknik direktörü Werner Lorant. Basın trübününde elimize tutuşturulan listeye baktım. Hah... İşte Sarı Lacivertlilerin ideal 11'i diye hayıflandım kendi kendime. Maç başladı. Sanki geçen haftaki Fenerbahçe gitmiş yerine bambaşka bir Fenerbahçe gelmişti. Lorant'ın gerçekten çok formda olan Hakan Bayraktar'la ilk 11'e başlaması onu için bir artıydı. Özellikle Johnson , Abdullah, Hakan Bayraktar ve Fatih çok koştular ve takıma inanılmaz derecede faydalı oldular. Bu arada duran topların ustası Revivo'nun da hakkını yememek lazım.

Tam maç bitti uzatmalar oynanıyor derken, Gaziantep'in golü geldi 4-1 bitti maç. Sırf o "Batıl inanç"ı yıkmak için gitmiştim Fenerbahçe-Gaziantep maçına.

Yıktım da galiba.

Çünkü Fener, Gaziantep'i yenerek benim hakkımda böyle düşünenlerin "emel"lerini boşa çıkardı.


24 Mart 2002
Pazar
 
KADİR DEMİREL


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED