|
|
Oyumu bugüne sakladım
kadınların sırtında artık erkeklerin iktidara taşınmayacağını ifade eden İstanbul AK Parti Kadın Kolları Başkanı Canan Kalsın, şimdiye kadar siyaset içinde kadının yaptığı çalışmalara bir nokta koyarak yepyeni bir sayfa açıyor. Toplumda kışkırtılmış cinsellik ve erkeksileştirilmiş kadın kimliği arasında sıkıştırılan kadını 'gerçek kimliği'ne kavuşturmak için ekibiyle birlikte bir dizi proje başlatan Kalsın, buradan Türk kadınına ''merhaba'' diyor. Biz de siyaset dünyasındaki tekelciliği sert dille eleştiren ve bu yüzden seçimlerde bugüne kadar oy bile kullanmadığını ifade eden Canan Kalsın'dan kadınlara yönelik projelerini dinledik. Siyaset dünyasına girince hayatınızda neler değişti? Daha önce sadece iş ve sosyal hayatım vardı. İkiside yoğundu ve dengeliydi. Ancak bu iki alanda hep arka planda yer almayı tercih eder ve bundan da memnun olurdum. Siyaset dünyasına girdikten sonra durum değişti. Artık ön plana çıktım. Bir de kendi çevremden çıkıp daha geniş çevrelere geçtim. Herkese açık bir hayatım olmaya başladı. Peki daha önce kadınlarla ilgili sosyal ya da siyasi gruplarla birlikte çalışmış mıydınız? Açıkçası daha önce sadece kadınlara yönelik bir çalışma içinde yer almadım. Ancak biz kalabalık bir aileyiz. 6 erkek kardeşim ve yengelerim var. Yani ailede hem kadınlar hem erkekler oldukça yoğun olduğu için kadınları da erkekleri de yakından tanıyorum. Bir de ben zaten kadın ve erkek olarak yapılan ayrımlara hep karşı çıktım. Böyle bir ayrıma gitmek yerine sorunu olan, mağdur olan kişinin yanında olmak gerektiğini düşünüyorum. Neden siyaseti girdiniz? Daha önceki dönemlerde siyaseti sadece dışardan takip eden biriydim. Ama beni rahatsız eden şey siyaset dünyasında herşeyin aynı kalması ve gündemin hiçbir zaman değişmemesiydi. Aynı zamanda Türkiye'de zaman da ilerlemiyor. Bakın Ecevit, Demirel ya da bilmem kim tarafından bu ülke 40 yıldır yönetiliyor. İsimler aynı, söylemler aynı.. Bu yüzden yıllardır oy bile vermedim. Bu sırada siyaset dünyasına Tayyip Erdoğan girdi. Zaten söylemleriyle yaptığı icraatlarla dikkatimi çeken farklı bir isimdi. Siyaset dünyasına girdikten sonra partinin yaptığı birkaç toplantıya katıldım. Hazırlanan tüzükler, söylemler benim düşünce yapımla fazlasıyla örtüşüyordu. Ne zaman partide aktif rol aldınız? Parti kuruluş aşamasında iken Sarıyer bölgesinden ilk girdim. Ardından Kadın Kolları Başkanlığı'na getirildim. Peki partinin kurucuları arasında yer alan başörtülü isimler birtakım tartışmaları beraberinde getirdi. Bu tartışmalar sizi tedirgin etti mi? Bu ülkede insanlar başörtülerinden dolayı kamusal alanda sıkıntı yaşıyorlar. Ve bu sorun bir türlü aşılamıyor. Başörtüsü yasağı beni hep olumsuz olarak etkilemiştir. Öyle ki, üniversite yıllarında okulda kalmayı düşünüyordum. Ancak profesörlerin başörtülü arkadaşların isimlerini almaları ve ardından da başörtülü arkadaşların derse alınmaması ve başörtülü arkadaşımın çıkarıldığı sınıfta ders dinlemem beni son derece üzüyordu. Herkesin istediği şekilde bu ülkede yaşayabilmesi gerektiğini düşünüyordum. Bilim yuvasında yaşanan bu tür sorunlar beni üniveritede kalmaktan vazgeçirdi ve kendi işimin başına geçtim. Siyaset ve iş dünyası.. Bu iki dünya birbirine benziyor mu? Bir kere iş dünyasında seçtiğiniz insanlarla birliktesiniz. Herşey neden, sonuç ve rakamsal bir mantığa dayanıyor. Ama siyaset böyle değil. Herşey her an değişebiliyor. Kadınlarla çalışmak, onları organize etmek nasıl, zor mu? Yönetimde 50 kişilik bir ekip var. Ekipteki herkes son derece başarılı ve iyi eğitim görmüş kişiler. Bu yüzden ekibimde bir sorun yaşamıyorum. Zaten Türkiye'de bu derece iyi donanıma sahip işi bilen tecrübeli bir başka kadın ekibi olduğunu da doğrusu sanmıyorum. Bu ekip yine erkekleri mi iktidara taşıyacak dersiniz? Kadının yeri birilerinin arkası değil diye düşünüyorum. Kadın olması gerektiği, hakettiği yerde olmalı. Erkeklerle her zaman işbirliği içinde olmalı ama her zaman her yerde hakkettiği yere da sahip çıkmalı diye düşünüyorum. Siyaset dünyasından beklentiniz ne? Benim şu an hedefim bana verilen görevi en iyi şekilde yapmak. Kadının toplum içinde sosyalleşmesi ve siyasallaşması için elimden geleni yapıyorum. Şimdiye kadar kadın, iktidara erkekleri taşıdı. Bunu katıldığım bir televizyon programında siyasetin içindeki kadınların üstelik kendileri ifade etti. Kadınlar erkekleri iktirdara taşırken bir kere neden onların arkasında kaldıklarını düşünmeleri lazım. Bu sorunun cevabını artık verebilmek gerekiyor Tansu Çiller bir kadın olarak ikdidara geldiği zaman siyasete büyük bir farklılık getirdiğini de gözardı etmemeliyiz. "Yeni oluşum" sloganıyla ortaya çıkan bir partide çalışıyorsunuz. Yeni oluşum olarak görüp etkilendiğiniz ne var? Bir kere herşeyden evvel parti söylediğine inanmış, içseleştirmiş ve programına bunları koymuş. Kadınlara büyük değer veriyor. Diğer partilerde de evet kadınlara değer verildiği söyleniyor ama bu söylemde kalıyor. Aslında böyle bir şey yok. Bir de diğer partilere baktığımızda genel başkan 40 yıldır aynı, değişmiyor. Ama bizim partinin tüzüğünde aynı genel başkan dört kereden fazla üst üste seçilemiyor. Yine kadınlarla ilgili bir başka durum da şu: Meclis'te Medeni Kanun'daki değişimi destekleyen milletvekillerinin AK Partili milletvekilleri olduğu gerçeği. Hatta kadın milletvekilleri bile olmadığı halde.. Bir de kendi içinde çok tutarlı bir parti, bir aykırılık görmüyorum. Ayrıca, genç ve dinamik başkan bu ülkeye yakışıyor, çünkü nüfus da böyle.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv Bilişim| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |