T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Çalışma hayatı dinamiktir

Türkiye'de çalışma ve sosyal güvenlik mevzuatında yapılacak yenilikleri konuşup değerlendiren oldukça geniş bir kesim bulunuyor. Toplumun bütünü ile içerisindeki işçi ve işveren kesimlerinin yakın ilgisini çeken yasal geliştirme esaslı değişiklikleri olanca dikkatiyle kaçırmamaya ve habersiz yakalanmamaya özen gösterenlerin çoğalması, dinamik bir toplumsal yapıya doğru yöneldiğimizi göstermektedir.

Emekçi veya girişimci olmanın dayanılmaz etkileşimi içerisinde, gerek bireylerin ve ticari tüzelkişilerin, gerekse üye oldukları sendikaların ve konfederasyonların bu konulara duyarlıkları da yadırganmamalı. İş Güvencesi Yasa Tasarısı hakkında yapılan tartışmalar, Türkiye'nin geleceğine ilişkin senaryolarda farklı konumlandırmaları içeriyor. Ancak bu senaryolardaki olumsuz etkileşim çağrışımlarının ekonomik kriz ve uluslararası rekabet şartlarına dayandığını söylememizde sakınca yok. Dünyada ve ülkemizde çok olumlu ekonomik konjonktür olmuş olsaydı, sanıyorum, bugünkü gümbürtü koparılmayacaktı. Bu anlamda, ekonomik krizden çıkışın anahtarı olan ihracat artışını sağlamanın uluslararası rekabet piyasasıyla doğrudan bağıntısının bulunduğunda kuşku yok.

İş Güvencesi Yasası ile emek birim maliyetinin daha da yükseleceği öngörülmekte ve buna göre de tavır alınmaktadır, işveren kesiminde. İşveren sendikaları da bu görüş doğrultusunda geliştirdikleri üretim senaryolarında bu yaklaşımı topluma anlatmaya gayret göstermektedir. Örneğin MESS (Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası) Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul KUTADGOBİLİK'e göre, sözkonusu tasarı, "zaten çok önemli boyutlara varmış olan kıdem ve ihbar tazminatlarına ek olarak yeni ve cömert tazminatlar yaratmaktadır. Bunlar hem 'üretimi pahalılaştırmakta' hem de zaman zaman işletmelerde karşılaşılan ispat zorluğu veya imkansızlıkları nedeniyle işçi çıkarımını güçleştirmektedir. Geminin kaptan tarafından değil, hakimler tarafından yönetilmesine yol açmaktadır."(MESS İşveren Gazetesi, Sayı: 746, Şubat 2002, s.1). Genel Sekreter Av. İsmet SİPAHİ de 25 Haziran 2001 tarihinde CNBC-E Kanalı'nda "Sektör Raporu" isimli programda İş Güvencesi Yasa Tasarısı hakkındaki görüşlerini açıklamıştır : "Yaklaşık 10 aydır, reel sektör ekonomik savaşına devam ederken İş Güvencesi Yasa Tasarısı başlığı altında getirilen son derece zamansız, yersiz ve isabetsiz bir tasarı ile meşgul ediliyor. 15 acil yasa gündemi içinde yer alan bu tasarı, krizin tam orta yerinde, sanki bu konunun gündemde bir önceliği varmış gibi, biraz da popülist bir yaklaşımla, reel sektörün gündemine sokuldu. Eğer reel sektörde, özellikle bu yaşam savaşı içinde rekabet gücüne zarar verecek bir teşebbüs varsa, bu teşebbüsü asla kimsenin gözardı etmemesi lazım. Reel sektörün rekabet gücünü düşürecek her şey ölümcüldür." (MESS İşveren Gazetesi, Sayı: 738, Haziran 2001, s.1). İşveren kesimince, bu ve benzer düşüncelerle, İş Güvencesi Yasa Tasarısı 'sendikal kıyak' olarak nitelenmektedir.

Buna karşılık, krizler ve küreselleşmenin de bir sonucu olarak, önemli üye ve güç kayıplarına uğrayan işçi sendikaları ise, 'Tasarı'yı desteklemektedir. Çünkü üyeliği teşvik etmesi ve koruması öngörülen bu tasarı sayesinde sendikal örgütlenme gücündeki azalışın telafisi ve güç artırımı da gerçekleşebilecektir. Çünkü yasa çıktığında sendikal örgütlenme sırasındaki hizmet akdini feshin cezai yaptırımı katlanılmaz hale gelecek ve sendikalı işçinin hizmet akdinin haksız feshi büyük ölçüde önlenmiş olacaktır. Ancak bu zorlukların da dolanılmasına ilişkin pratik çözüm örnekleri de kendiliğinden gelişecektir. Hatta yasa çıkmazdan yada yürürlüğe girmezden önce, yoğun işçi devri yaşanabilecektir, tahminlere göre. İşçi sendikaları veya konfederasyonlarının bu tür olumsuzluklara ilişkin görüş oluşturup açıklamaları gerekmektedir.

Çağdaş iş mevzuatı oluşturma çabalarından ayrık olarak İş Güvencesi Yasa Tasarısı'nın TBMM'nden geçirilmesinin zor olacağı görüşleri kuvvet kazanmaya başlamıştır. 'İşçi Sendikaları'nın örgütlenme zorluklarını aşmak için destekledikleri yasa tasarısının işyerlerini katletmesine izin vermeyeceklerini düşünüyorum. Çağdaş iş mevzuatı içerisinde iş güvencesine ilişkin akılcı ve etkin düzenlemelerin yer almasının sosyal tarafların uzlaşmalarıyla gerçekleştirilebileceği umudunu taşıyorum.


18 Mart 2002
Pazartesi
 
TAHSİN SINAV


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED