|
|
|
|
Meseleyi bir intikam maçı gibi görmek her ne kadar profesyonellikten uzaksa da Galatasaray'ın hala bir amatör ve duygusal yanı kaldığından 5-0 kafalardan atılmamıştı. Bu nedenle aşırı iştah ve kabara kabara oynama duygusuyla Bülent ve Emre de saldırınca göbekten delinen Galatasaray, Mondragon'a gelen ilk topta golü yiyiverdi. İlk yarı boyunca genel hücum isteğine rağmen Hasan, Arif ve Berkant yüzünden hep Bursa defansı yerleştikten sonra tehlike bölgesine top atabildiler. Markaja emanet ettiği üçlü forvete asla alamayacakları saçma-sapan hava toplarıyla saldıran Lucescu, yine yeni bir felaketin mimarı gibi Ali Sami Yen'in buzdolabı durumundaydı. Sonra sahanın en kötüsü Berkant'ın golü umutları yeşertirken koca bir 45 dakika kalesine hiç top gelmeyen Galatasaray'ın yenilgiden güçlükle kurtulması bir başka mantık sorunuydu. İkinci yarıda Hasan, Arif ve Berkant yani ilk yarının en kötüleri aynı yerlerde ama çok farklı oynayınca Galatasaray öne geçti. Hasan birde ortalamaya başlayıp büyük oynayınca Serkan ve Arif de hareketli oyunla ona katılınca, Berkant da işportayı bırakıp en azından seyyar satıcılığa başlayınca Galatasaray 3 puana yapıştı. Bursaspor gibi mükemmel bir takıma karşı hatalı bir taktikle sahaya çıkan Lucescu, doğru değişikliklerle tedaviyi oyunun içinde yaptı. Galatasaray'ı hep en yorgun olduğu anlarda yakalayıp bol pas ve üstün fizik gücüyle ezen Bursaspor ikinci yarının başındaki şip-şak gole engel olamayınca son yarım saat çok üstün oynadığı oyundan puansız çıktı. Galatasaray'ı eze eze yenildiler...
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |