T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Her mesleğe Deniz Akkaya'lar gerekiyor

Ne kadar ayıp değil mi? Bazı işadamları, ünlü ve güzel manken hanımlara, uygunsuz tekliflerde bulunmuşlar..

Çıkar sağlamak (veya para vermek) karşılığında, cinsel ilişkide bulunmayı teklif etmişler..

Olur mu böyle şey?

İnsan çıkar karşılığı, etini ve ruhunu satar mı?

Bu, neye benzer biliyor musunuz?

Mesela, bir ülkede iktidarda bulunan politikacılara gideceksiniz..

Şu teklifi yapacaksınız..

-Sadece beni ve benim çıkarlarımı ilgilendiren bir yasa çıkartın.. Bu yasayı çıkartırsanız, elimdeki araçlarla sizi desteklerim..

İktidarda bulunan politikacılar, bu uygunsuz teklifi aralarında tartışacaklar..

Biri diyecek ki,

-Bu teklifi almayı bile içime sindiremiyorum..

Diğeri de şöyle konuşacak,

-Benim sindirim sistemim böyle bir teklifi hazmetmeye uygun değildir..

Bir tanesi de şöyle konuşacak,

-Böyle bir yasa çıkartırsak, ne Avrupa Birliği'ne girebiliriz, ne de basın ve ifade özgürlüğü kalır ülkede..

Aralarında böyle konuşacaklar..

Sonra, onların adına iktidarın sözcüsü çıkacak ve açıklayacak..

-RTÜK Kanunu, hiç değiştirilmeden, vetolu haliyle, aynen geçirilecektir.. Sonra da bu kanunun aksaklıklarını giderecek yeni bir kanun için çalışmalar başlatılacaktır..

Hiç, manken hanımlara, çıkar karşılığında cinsel ilişki teklif edilir mi?

Hiçbir siyasi kadroya, çıkar karşılığında, vetolu ve ayıplı bir yasayı mutlaka çıkartmaları teklif edilir mi?

Eğer bu RTÜK Yasası, basında rekabeti yok ediyor, tekelleşmeyi meşrulaştırıyorsa.. Medya sermayesine, kamu ihalelerinin yolu açılıyorsa.. İnternet, sansür düzeni içine sokuluyorsa.. Yerel medya yok ediliyorsa..

Bu durumda gazeteciler, basın mensupları ne yapar?

Eğer "patron böyle istiyor" diye "susma hakkı" kullanılırsa olur mu?

Gazetecinin gerçek patronu, "okur"u, "halk"ı, "mesleği" değil midir?

Sen kalkıp, Af Yasaları çıkartılırken, "ne hukuk, ne adalet kaldı" diye, mangalda kül bırakmayan yazılar yazacaksın..

Sonra doğrudan senin mesleğini ilgilendiren ve Af Yasaları kadar yanlış ve ayıplı RTÜK Yasası konusunda "susma hakkı" kullanacaksın..

Olur mu böyle şey?

Bu millet kör mü, sağır mı, belleksiz mi?

Politika ve basın mesleğinin mensupları, Deniz Akkaya veya Çağla Şikel kadar yürekli ve açık sözlü olamazlar mı?

-Bana uygunsuz teklifler yapıldı.. Çıkar karşılığı ilişkiye girmemi istedi bazı işadamları!..

Veya deseler ki,

-Ben de biliyorum.. Bu RTÜK Kanunu'nun ayıplı olduğunu biliyorum.. Ama bu kanunu çıkartmazsam, bana medya desteği gelmez..

-Ben de biliyorum bu RTÜK Kanunu ile gazetecilik, televizyonculuk ayıplı hale geliyor.. Ama bunu eleştirirsem, ekmeğimden olurum..

Bravo Deniz Akkaya'ya.. Keşke Deniz Akkaya'ların sayısı her meslekte artsa..

ŞAKA

Susma birader!..

-Anayasa bir kez delinse ne olur?

Özal böyle dedi diye, yıllarca onu eleştirenler, şimdi Af Yasaları ile, RTÜK Kanunu ile her gün Anayasa'yı kevgire döndürmekteler..

Ülkenin medyası ise, özellikle RTÜK konusunda "susma hakkı" kullanıyor.

Çünkü "susma hakkı" Amerikan Anayasası'nda var..

Böylece hiç olmazsa, Amerikan Anayasası delinmiyor..

ÖLDÜ MÜ-ÖLDÜRÜLDÜ MÜ?

Özal'ın ölümünü kutlayanlar oldu mu?

Dün akşam yayınlanan Reha Muhtar'ın "İtiraf" programında, Özal ailesi üyelerinin "Turgut Özal zehirlendi mi" sorusunu seslendirmeleri, mutlaka değerlendirilmelidir..

Bu programda, gerçek bir bilim adamı ve "ciddi bir insan" olan Prof. Dr. Yüksel Bozer'in sözleri ise, gözardı edilecek gibi değildir..

-Özal'ın naaşı gerekiyorsa mezardan çıkarılabilir. Bazı zehirler yıllarca saç ve deride kalabilir. Naaştan alınacak örnekler incelenebilir.

Böyle dedi Prof. Dr. Bozer..

Bu tür kuşkulu durumlarda, önce şu soru gündeme gelir?..

-Turgut Özal'ın ölmesinden kimler en fazla çıkar sağladı?

Geçenlerde Semra Özal ile sohbet ediyorduk..

Özal'ın öldüğü 17 Nisan 1993 Cumartesi gününün akşamında, Ankara'daki bazı evlerde, şampanyaların patlatıldığını ve kutlama şenliklerinin yapıldığının duyumunu aldığını söyledi..

Bu "Ankara Evleri"nin kimlere ait olduğunu söylemedi..

Gerçekten, bu "kutlamalar" yapıldı mı?

Merak etmiyor musunuz?..


1 Mayıs 2002
Çarşamba
 
MEHMET BARLAS


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED