T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Demirel: Başörtüsü yasağı mantıksız

Demokrat Hanımlar ile görüşen Süleyman Demirel, başörtüsü yasağının mantıksız olduğunu söyledi. Başörtülülerin haklarını savunmaları gerektiğini ifade eden Demirel, 'Hakikat inancı olan insanlar haklarını, dâvâlarını anlatmaktan yorulmaz, kendini savunur' dedi.

Kuleli Sokaktaki çalışma ofisinde Demokrat Hanımları kabul eden Demirel, Anadolu kadınının bir çoğunun başörtülü olduğunu, başını örtenler ile başını açanlar arasında herhangi bir problemin olmadığını vurgulayarak, 'Herkes birbirini olduğu gibi kabul ediyor. Kimse bu farklılıktan dolayı birbirini kırmaz, saygısızlık etmez. Benim anamın, nenemin, bacımın başları örtülüydü. Eşimin başı açık. Bizim aile bir araya geldiği zaman başı örtülü veya açıklar arasında hiçbir zaman kutuplaşma olmuyor' şeklinde konuştu.

Başörtüsü yasağının 'mantıksız' olduğuna dikkat çeken Demirel, inançları siyasetlerine alet edenlerin inanan insanlara büyük zararlar verdiğini anlattı. Demirel, 'Bir takım siyasiler okulları kendi siyas' amaçları için kullanmaya kalktılar. Bu yüzden toplumun bir kesimi başörtüsünü tahrik meselesi olarak algılıyor. Siyasi kimliği olanlar bu meseleyi üzerlerine almazsa daha kolay çözülür. Ortaya siyasi amaç girdiği zaman bazıları başörtünün istismar edildiğine inanıyor. Şu anda yasağın önündeki fikir budur. Şu andaki durum de facto yani fiili bir durumdur. Herşeyin mantığı olmuyor. Başörtüsü yasağının da mantığı yok' dedi.

"Kamuoyu desteğini önemsiyorum. Bu çok önemli. Kendinizi, derdinizi anlatmaya devam edin diyorum. Toplum bu tür yasaklara karşı çıkmalı. Hakkın savunuculuğunu üstlenmeli. Ancak bugünkü toplum bunu yapmıyor. Kafi miktarda kamuoyu baskısı olsa zaten bu iş çok kolay çözülür. Başörtüsü yasağının okulların bahçelerine, bazı askeri müzelere kadar indirilmesi çok yanlış bir olaydır. Bir şeyin karşıtı bilinmezse tezinizi savunamazsınız. Bu olaya karşı çıkanların hangi argümanlarla karşı çıktığını öğrenmek lazım" biçiminde konuşan Demirel, daha sonra şu tavsiyelerde bulundu:.

'Makul olan başörtüsünü takanların okul ve çalışma yerlerinde müsamaha ile bulunabilmeleridir.'

"Eğer inançlarınız devam ediyorsa haklılığınızı anlatmaya devam edin. Hakikat inancı olan insanlar haklarını, dâvâlarını anlatmaktan yorulmaz, kendini savunur. Mücadelenizi sürdürmeye, sıkıntılarınızı anlatmaya devam edin. Kuríânída tesettürün olduğunu kabul ettirmeniz için zamanınızı harcayın."

TEDAVİNİN FAYDASI

Adam bara gider bir kadeh içki ister. Barmen içkiyi uzatır, adam bir yudum alır ve kalanını barmenin suratına fırlatır. Barmen çok kızar, tam yakasına yapıştığı sırada adam yalvarmaya başlar:

"Çok üzgünüm. Bende bir hastalık var; işte böyle, ne zaman bara gidip içki istesem, hep içimden bir yudum alıp kalanını barmenin suratına fırlatmak geliyor. Çok utanıyorum ama kendime engel olamıyorum, üzgünüm."

Barmen çok anlayışlıdır.

"Üzüldüm" der. "Benim tanıdığım iyi bir psikolog var annem ve kızkardeşim de ona gidiyorlar, size adresini yazayım onu bir görün, çok iyidir..."

Adresi yazıp adama verir.

Altı hafta sonra adam tekrar bara gelir ve bir kadeh içki ister. Barmen;

"Nasılsınız? Size söylediğim doktora göründünüz mü?" der.

Adam;

"Evet evet" dedikten sonra bir yudum alıp yine kalanını barmenin suratına fırlatır...

Barmen şok olur.

"Anlaşılan o da işe yaramamış" diye çıkışır.

"Hayır" der adam, "aksine, bana çok faydası oldu."

Barmen köpürür:

"Ama yine bir yudumdan sonrasını suratıma fırlattınız!"

Adam;

"Evet.." der.. "Ama artık bundan utanmıyorum."

Retorik

- Yahu usta, sen bilirsin... Tayyip Erdoğan bu günlerde piyasaya çıkan on yıl önceki kasetlerle ilgili açıklama yaparken, torikten falan bahsediyor. Anlamadım bir türlü. Söyler misin bu ne toriktir?

- Retoriktir.
- Hıı? O ne?
- Retorik, konuşma, hitabet.

Dünya böyledir

Bazen yanlış adam doğru konuşur, bazen de doğru adam yanlış konuşur...

Bazen dört yanlış bir doğruyu götürür, bazen bir doğru dört yanlışı... Bazen yanılgılar yolumuzu aydınlatır, bazen bir yanılgı aydınlık içindeki yolu karartır...

GÜNÜN SÖZÜ

Allah bile insanlar hakkındaki hükmünü, ömürleri sona erdikten sonra veriyorken, biz aciz insanlar kim oluyoruz ki onları birkaç kez görmek, iki üç yazı okumak, birkaç dedikodu dinlemekle hüküm verebiliyoruz?


1 Mayıs 2002
Çarşamba
 
MEHMET ŞEKER


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED