T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Kirli çamaşırlar

Cenin'de katliâm yapıldığı yolundaki haberler İsraillilerin hiç hoşuna gitmiyor. Genelde dengeli, sinirlerini aldırmış görüntüsü veren İsrailli diplomatlar, söz dolaşıp Cenin'e geldiğinde, kendilerini kaybediyorlar. Bundan çok rahatsız değilim ben; tersine, belki de en önemli İsrail tezgâhının farkına o kızgınlık sayesinde varmış bulunuyorum...

Tezgâh şu: İsrail'de kurulu çok sayıda sivil toplum kuruluşu var... Bu kuruluşlar, çeşitli ülkelerden 'müsait' gördüklerine akçalı ödüller dağıtıyorlar... Ödülü alanların, zamanı geldiğinde, ödül verene borcunu ödemesi bekleniyor... Belki başka ülkelerde de durum farksızdır; ancak, Cenin'de yaşanan vahşet, "Ödülle borçlandırma" tezgâhının İsrail'de kullanıldığını açığa vuruverdi...

BM gözetiminde bir mülteci kampı olan Cenin'de 'talihsiz' bazı olayların yaşandığını İsrail de inkâr etmiyor; ancak ölü sayısının büyütülmesine, yapılanın "Katliâm" olarak gösterilmesine kızıyor. BM genel sekreteri Kofi Annan'ın "Cenin'de neler oldu?" sorusuna cevap teşkil edecek bir soruşturma heyeti kurma niyeti, İsrail'in itiraz duvarına çarptı. İsrail BM'den de rahatsız...

Bu rahatsızlığın sebebi, BM'nin Ortadoğu barış süreciyle ilgili koordinatörü de olan genel sekreter yardımcısı Norveçli diplomat Terje Roed-Larsen'in, Cenin'i ziyareti sonrasında sarf ettiği, "İnanılmayacak kadar korkunç" sözleri... Larsen'in eşi Mona Juul Norveç'in İsrail büyükelçisi; bu da savaş yanlısı çevrelerin kızgınlığını artıran bir unsur... Söylediklerinin etkisini azaltmak için, Roed-Larsen ile Mona Juul'un geçmişini kurcalamış İsrailliler ve sonunda, bayağı itibarlı bir politikacıyı, onun kurduğu bir düşünce üreten kuruluşu ve ondan hareketle İsrail'deki sivil toplum örgütlerini de zor duruma düşürecek bir ayrıntı yakalamışlar...

Roed-Larsen, tarihe 'Oslo süreci' adıyla geçen Filistin-İsrail barışına giden yolun önemli unsurlarından biri. İki taraf arasında ayrımcılık yapması gerekmeyen Norveç adına müzakerelerde önemli roller oynadı Roed-Larsen. Diplomat eşi de öyle. İkili, ülkelerini aşan bir itibara sahipler. İsrail basını, şimdi, Roed-Larsen ile Mona Juuv'un kendilerinden 'rüşvet' aldığını ileri sürüyor...

Bu tür haberleri İsrail basınından takip etmenin keyfini tahmin edemezsiniz. Norveç hükümeti ile diplomat çift aracılığıyla kurulan ilişki, kimseler fark etmeden, İsrail'in lehine çalışmış... Paralar gitmiş, paralar gelmiş... Her şey yolundayken, Roed-Larsen'in, Cenin'de tanık olduğu vahşeti "İnanılmayacak kadar korkunç" olarak tanımlaması, işi bozmuş... İsrail hükümeti, Larsen'i 'istenmeyen adam' ilân etmeyi bile düşünmüş...

Oysa, "Oslo barış sürecinin mimarı" diye anılan karı-koca, 1999 yılında, Şimon Peres'in Nobel parasıyla kurduğu Peres Center adlı düşünce üreten kuruluş tarafından mükâfatlandırılmış. Merkez, 100 bin dolarlık 'ödülü' 50 biner dolarlık iki çek halinde karı-kocaya sunmuş... O sırada, ikili, herhangi bir resmi görevin sahibi değilmiş...

Tezgâhın birinci ayağında, İsrail'e hizmet edenleri maddi açıdan ödüllendirme var. Sonradan biri İsrail'e büyükelçi, diğeri BM genel sekreter yardımcısı olarak atanacak karı-kocaya verilen ödülü bir tür 'yatırım' olarak görmemiz gerekiyor. İşin güzel tarafı, Norveçli çifte ödenen paranın aslında Norveç hükümetinin kasasından çıkmış olması... Yediot Aharonot gazetesi, karı-kocayı ödüllendiren Peres Center'ın Norveç hükümetinden, milyonlarca şekel (İsrail para birimi) mâli destek aldığını yazdı.

Olayın tarafları diplomat ve dışişleri bakanı olmasa, insanın aklına, "Çifte verilen para, hükümetlerinden merkeze aktardıkları mâli yardımın komisyonu mu?" sorusu bile gelebilir. İsrail basından bunu ima eden de, açıkça, "Bu para rüşvet" diyen de var... Maariv gazetesi, "1994 Nobel barış ödülü sadece Rabin ile Arafat'a verilecekti; Peres'i ödülün üçüncü ortağı yapan Larsen oldu" diye yazdı. Milletvekili Benny Elon şu soruyu Ariel Şaron'a yöneltmiş: "Norveç Hükümeti ile Peres Center arasındaki bu ilişki ne; bir yabancı ülke İsrail'i uluslararası platformlarda temsil eden bir adamın vakfına neden yardım yapıyor?"

Aslına bakılırsa, Peres Center, İsrail'de hep önemli koltuklarda oturmuş Şimon Peres'in dünyanın her tarafındaki dostlarını 'danışmanlar kurulu' içinde topladığı itibarlı bir kuruluş. Aklınıza gelebilecek her alandan ve her ülkeden kişi var yönetiminde. Danışma kurulunda, Türkiye'yi, eski dışişleri bakanı Hikmet Çetin ile işadamı Jak Kamhi temsil ediyor...

Cenin'de gördüklerinden etkilenerek "İnanılmayacak kadar korkunç" açıklaması, Norveçli diplomata pahalıya mal oluyor. Israel Insider adlı dergi, Larsen ile eşinin, 1999 yılında, 100 bin dolarlık ikinci bir ödül daha aldığını yazdı. Ödülü veren yine bir Musevi kuruluşu: Gleitsman Foundation... Bu ödülü dağıtan yedi kişilik seçiciler kurulunda tanıdık biri var: Şimon Peres...

Peki, Şimon Peres'in 1994 yılında aldığı, destekçileri arasında Norveç Uygulamalı Sosyal Bilimler Enstitüsü (FAFO) de bulunan, The Carter-Menill İnsan Hakları Vakfı tarafından verilen 100 bin dolarlık ödül sırasında, FAFO genel sekreterinin kim olduğunu tahmin edebiliyor musunuz? Evet, bildiniz: Terje Roed-Larsen...

Norveçli başına iş açtı, ama baksanıza ortaya neler çıktı...


1 Mayıs 2002
Çarşamba
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED