T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Çıplaklık tacizdir

Kızları, kadınları el ve dil ile taciz edenlerin (onlara karşı üzen, korkutan, rahatsız eden, inciten, can yakan, zarar veren davranışlarda bulunanların) çoğaldığından şikayet ediliyor, tacizin engellenmesi için tedbir alınması isteniyor. Tedbir olarak da eğitim ve ceza üzerinde duruluyor.

"Karşı taraf ne yaparsa yapsın taciz edilmemeli" diyenlere karşı, "Hayır, açılmada sınırı aşanlar tacize davetiye çıkarıyorlar; taciz olmasın ama karşı taraf da taciz için insanları tahrik etmesin" diyenler var. Ben ise "çıplaklık tacizdir" diyorum. Evet çıplaklık, vücudun cinsi cazibesi olan yerlerini, kamuya açık olan yerlerde açıp göstermek, bununla da kalmayıp ya davranışlarıyla veya orasını burasını süsleyerek, kokular sürünerek karşı tarafın dikkatini daha fazla çekmek tacizdir. Çünkü bunu yapanlar karşı tarafın hem bakmasını, ilgi duymasını istiyor, hem bakmalarından, talepten ve ilginin bazı şekillerinden rahatsız oluyor, bunu taciz sayıyorlar. Bu durumda karşı tarafa (örneğimizde erkeğe) ya bakmamak ya bakıp da görmemek ya görüp de etkilenmemek yahut da baktığı, gördüğü, etkilendiği halde kendini zaptetmek, arzusunu bastırmak, ya meşru olmayan yollardan kendini tatmin etmek veya bu eziyete katlana katlana ruh sağlığını bozmak kalıyor; işte bütün bunlar tacizdir; gerekenden fazla yerlerini açıp gözler önüne seren kadın ve kızların karşı tarafı (erkekleri) taciz etmesidir.

Kadının güzelliği ve çekiciliği, çiçeğin, kuşun, müziğin, resmin, atın güzellik ve çekiliğinden farklıdır. Normal insanlarda karşı cinse ilginin içinde cinsellik de mevcuttur. Kadın ve erkeğin güzelliğinde estetik yön, cinsel cazibe ile birlikte vardır, sıradan insanlar bu ikisini birbirinden ayıramaz, kadın ve erkeğin güzelliklerini yalnızca estetik yönden göremezler. Böyle olduğu ve bu güzelliklere bakan kalabalıklar cinsel arzu ve tatmin yönünden de (ve daha çok bu yönden) baktıkları içindir ki güzeller ve özellikle kadınlar reklamlarda kullanılmaktadırlar.

Bir Müslüman'ın vazifesi, günah işleme imkanı, çevresinde günaha davet edenler bulunduğu halde, imanı ve iradesiyle bu imkana, bu davete karşı durmak, dinin emir ve yasaklarına riayet etmektir. Müslüman olsun, gayr-i müslim olsun insanların bir başka vazifeleri de, karşı tarafı günah ve ahlaksızlığa tahrik ve teşvik etmekten uzak durmaktır. Bu uzak duruş dine saygıdan, insana yakışan şefkatten; yani ahlaktan ve medeniyetten kaynaklanır. Karşı tarafın rahatsız olacağını, kendini korumak için zorlanacağını, zor imtihanlar içine düşeceğini bile bile açılıp saçılarak âlemin içine çıkanlar biraz sadist de sayılırlar; çünkü başkalarının rahatsız olmalarından (onları tacizden) ya zevk almakta veya en azından buna aldırmamaktadırlar.

Bir topluluğun örfü, âdeti, ahlak anlayışı, bir veya daha fazla dini vardır. O topluluk içinde yaşayan ve topluluğun nimetlerinden yararlanan bireylerin bir vazifesi de, topluma ters düşen davranışlardan uzak durmaktır. Birey özgürlüğü adına toplum değerlerini hiçe saymak medeniyet ve ahlaka aykırıdır; kimsenin haddi ve hakkı olmamalıdır. Beraberlik fedakârlık ister; bu fedâkârlığın içinde taciz edenin bunu yapmaması için kendini zorlaması, kontrol etmesi vardır, ama karşı tarafın da tahrikten kaçınmak için (açılmak, kendine göre güzel ve çekici yerlerini göstermek gibi) bazı arzularından fedakârlık etmesi vardır.

Tacizi ceza yöntemiyle engellemek hem sağlıklı değildir, hem de mümkün olmaz. Kamuoyu ve vicdanı burada çok önemli rol oynar; eğer topluluk, taciz edene -karşı tarafın sınırı aşması sebebiyle- hak veriyorsa, taciz edeni değil veya bunun yanında tacize sebep olan tarafı da kınıyorsa bu takdirde tacizi yalnızca ceza ile engellemek mümkün olmaz. Eğitim tedbirine gelince, bunu da karşılıklı olarak düşünmek gerekir. Tacize uğradığını iddia eden bayanlar eğitim yoluyla insanların bunu yapmayacak hale getirilmesini istiyorlar. Buna bir diyecek olmaz, ancak eğitim, hem tacizi, hem de tahriki engelleyecek şekilde verilmelidir. Eğitim yoluyla erkekle kadın arasındaki cinsel cazibeyi yok edemezsiniz, tavşanı tazı, tazıyı da tavşan yapamazsınız (yani hem bunu başaramazsınız hem de buna hakkınız yoktur), yapamayınca da tavşanı başı boş dolaşırken, gözünün önünde oynaşırken gören tazı onu kovalar.

Cinsel tacizin her çeşidi kınanır, olmamalıdır, ancak taraflardan birinin hiç bir kusuru (tahriki, teşviki, bilerek bilmeyerek daveti) yok iken yapılan taciz ve tecavüzler daha şiddetle kınanmayı ve her türlü tedbir ile engellenmeyi hak eder. İşte bu tacizleri hem ceza hem de eğitim ile engellemek mümkündür, tabîîdir ve gereklidir.

"Başörtüsü de bizi rahatsız (taciz) ediyor" diyen bazı başı açık bayanlara şunu hatırlatmak gerekiyor: Cinsel arzu insanın yaratılışında mevcuttur ve gereklidir. Bu arzu tatmin ister, meşru yollardan tatmin edilir. Tatmin imkanı bulunmayan durumlarda tahrik tacizdir.

Başını örtenden rahatsız olmak yaratılıştan gelmez, sonradan edinilmiş kötü (medeni olmayan) bir duygudur. Başını örten inancından veya bir kıyafet tercihi hakkını kullanarak bunu yapıyorsa yapmalıdır, bundan rahatsız olan ise kendini eğitmeli, kötü duygusunu yok etmelidir.


20 Ocak 2002
Pazar
 
HAYRETTİN KARAMAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED