T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Beyaz Saray öksüz kaldı!..

Değerli Başbakanımız'ı çevresindekiler nasıl pompaladılar ki, sonunda New York'taki "Türk Evi"nde, iyice tırmandı..

Baksanıza söylediklerine..

-Türkiye etkin şekilde devreye girmeseydi, dinler savaşı çıkabilirdi!..

-Beyaz Saray'a eşimle birlikte kabul edildik.. Beyaz Saray'da adeta aile toplantısı gibi bir hava oluştu..

İnsan inanamıyor değil mi?

Bunca deneyim sahibi, hem iyi hem kötü günleri yaşamış bir politikacı Ecevit..

Amerikan Koleji'nde eğitim görmüş.. Sonra Londra'da hem okumaya çalışmış, hem de memur olarak çalışmış..

Okuması-yazması var.. 1957'den beri aktif siyasetin içinde..

Ve bir Washington ziyareti ertesinde, Amerika'ya ve dünyaya bakış açısı, yukarıdaki ifadeler içinde yansıyor..

-Dinler savaşını önledik..

-Beyaz Saray'da, adeta aile toplantısı yaptık..

Merak etmiyor musunuz?

Ecevit çifti önce Beyaz Saray'dan, arkasından da Washington'dan ve sonra New York'tan ayrılınca, Bush çifti neler hissetti acaba?

Allah bilir, dün gece oturmuş ve hıçkıra hıçkıra ağlamıştır Laura ve George W. Bush'lar..

-Laura.. Kendimi hem öksüz, hem yetim hem de terkedilmiş hissediyorum.. Ecevit'lerden sonra, Beyaz Saray'ın tadı kalmadı..

Herhalde böyle demiştir George Bush kardeş..

Laura Bush da, kocasını evetlemiş ve herhalde şunları söylemiştir..

-George, ben de aynı duygular içindeyim.. Keşke Rahşan Ecevit hep bizimle yaşasaydı.. İyi giyinmeyi, bakımlı olmayı öğrenirdim..

Herhalde bu sırada Başkan Yardımcısı Cheney telefon etmiş ve o da, 'Ecevit'lerin ayrılması ertesindeki buruk-acısını seslendirmiştir Başkan'a..

-Sayın Başkan.. Hayatımda hiçbir dünya lideri ile, böyle bir yüz-yüze görüşme yapmamıştım.. Eğer Ecevit'in kararlı tutumu olmasaydı, az kalsın dinler savaşı çıkarabilirdik.. Bereket bizi kararlı tutumu ile uyardı ve Afganistan'ı bombalayarak, dinler savaşını önledik..

Washington'u bu kadar etkileyen Ecevit ve eşinin, bundan sonra, ipin ucunu bırakmaları herhalde doğru olmaz..

Her dakika yüz-yüze görüşmek, fizik olarak mümkün değil..

Ama bereket telefon var..

Günde en az 3-4 defa telefonla Başkan Bush ve eşini, Bülent ve Rahşan Ecevit aramalıdır..

Onlara gerek dünya politikasında, gerekse aile yaşamında raydan çıkmamaları için, uyarılarını sürdürmelidirler..

-Alo.. Ben Bülent.. Ben gittikten hemen sonra, Litvanya Başkanı'nı, benim oturduğum koltukta oturtup, el sıkıp poz vermen çok yanlıştı..

-Alo.. Ben Rahşan.. O kadar uyarmama rağmen, kocana hâlâ krik-krak yemesi için izin veriyorsun.. Güzel bir hünkar beğendi pişir, unutsun abur-cubur yemeyi..

Bakarsınız, aynı yemekte "İmam Bayıldı" ile "Papaz Yahnisi" ikram etmeyi önerip, dinler-arası savaşın, "mutfaklar-arası bir barış"a dönmesi yolunu da gösterir, Rahşan Ecevit..

Bunları düşününce, insana fenalık geliyor değil mi?

Ama Ecevit, Washington izlenimlerini, gerçekten yukarıdaki gibi özetledi.

ŞAKA

Boşluk duygusu!..

Birkaç gündür Türkiye'de bir yönetim boşluğu hissediliyordu.. Bu boşluk, dün Başbakan Bülent Ecevit'in Ankara'ya dönmesi ile, bir anda dolduruldu..

Ulusça, hep birlikte yakaralım!..

-Allah, bu eşsiz lideri başımızdan eksik etmesin.. Bir daha Amerika'ya falan gidip, bizleri boşlukta bırakmasın!..

Aman, bu yakarı sırasında, yanlışlıkla kar ya da yağmur duası yapmayın!..

YETER ARTIK

"Ceza reformu"nu da IMF mi istedi?

Tamam.. Anladık.. Otomobil sahibi olmanın cezalandırılmasını, IMF istiyor..

Başka türlü, taşıt vergileri, 2-3 yıl öncesinin taşıt fiyatları miktarına çıkartılır mıydı?

Başka türlü, benzini, LPG'yi, yüzde 700 kârla (veya vergi ile) satar mıydı biz tüketicilere devlet?

Mutfak tüplerinin satışı bile düştü.. Halk ısınma masrafı ödeyemediği için, üşümeyi tercih ediyor..

Evler için ödenen vergilere bakın..

Belli ki İMF, ev sahibi Türkler'in de cezalandırılmasını istedi.. Bir çeşit "Kelle Vergisi" haline döndü Emlak Vergisi..

Peki ama, Ceza Kanunu'nun 159'uncu maddesinin, 312'inci maddesinin, "eleştiriyi tehlikeli hale getirecek" şekilde değiştirilmesini de mi, IMF istedi?

"Sivil itaatsizlik" kavramını, eylemli kalkışma gibi algılatacak "Ceza Kanunu Reformu", yoksa Dünya Bankası'nın önerisi mi?

Merak etmiyor musunuz?

Türkiye'de ekonomi ve insanlar zaten iflas etti.. Bu yetmedi ve sıra, demokrasiye mi geldi?


20 Ocak 2002
Pazar
 
MEHMET BARLAS


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED