T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Amerika'nın İslam'ı keşfi

Amerika, özellikle Ortadoğu ülkelerinin, petrolünün Batı'ya akışını aksatır endişesiyle, İslam dünyasındaki demokratikleşme çalışmalarına hiç yardımcı olmadı. Ayrıca Batı dünyası, başta Türkiye olmak üzere, bütün Müslüman ülkelerde dayatmacı güçlerin yönetimlerini değişik biçimlerde destekledi.

Şiddete karşı şiddet yolunu izleyen "devlet" destekli terör örgütlerinin estirdikleri korku fırtınası içinde Amerika İslam'ı daha yakından tanımak zorunda kaldı. New York'a yapılan saldırı, terörün İslam'ın değil, dayatmacılığın bir ürünü olduğunu ortaya çıkardı. Terörün ister Doğu'da, isterse de Batı'da olsun, dayatmacılığın önü alınamayan bir sonucu olduğu görüldü.

Türkiye'de parti içinde ve dışındaki tutum ve uygulamalarıyla dayatmacılığın simgesi haline gelen Ecevit'in, Amerika ziyaretinde Bush'a Kur'an götürmesi, Amerika'yla birlikte Türkiye'nin de İslam'ı keşfetme yolunda olduğunu gösteriyor. Eski Başkan Clinton, Londra'da verdiği bir konferansta "Dünya Ticaret Merkezi'nde beşyüz Müslüman'ın öldüğünü, aynı gün Manhattan'daki bir camide de saldırının şiddetle lanetlendiğini" söyledi.

Clinton, konuşmasında Gandi ve Rabin'i Müslümanlar'ın değil, iyi bir Hindu ve Musevi değiller diye, kendi dindaşlarının öldürdüğünün üzerinde önemle durdu. Amerika'nın olduğu kadar İslam dünyasının da geleceği farklılıkların korunmasına bağlı. Bunun için, herşeyden önce samimiyet ve dürüstlük gerekir.

İslam dünyasının dayatmacılarıyla, Amerika'nın şahinleri Batı ile İslam dünyasının arasına aşılmaz duvarlar örmek için ellerinden geleni geri bırakmıyor. Oysa "Pazar Ekonomisi" ve "Çoğulcu Demokrasi"yle birlikte "Temel Hak ve Özgürlükler"e dinler değil, dayatmacılar düşmandır. Hıristiyanlar, Museviler ve Hindular demokratik ilkelere ne kadar saygılılarsa, Müslümanlar da o kadar saygılıdır.

İslam dünyasındaki baskıcı, ilkesiz ve farklığa düşman yönetimlerin korkulu rüyası dayatmacılar değil, Müslümanlar'dır. Müslümanlar farklı kültür ve dinlerle bir arada yaşamada Batılılar'dan çok daha zengin bir birikim ve geçmişe sahiptir. İslam dünyasını ahtapot gibi saran dayatmacı yönetimler Müslümanlar'ın katılımı olmadan değiştirilemez.

Amerika terörle savaşmak istiyorsa, İslam dünyasında dayatmacı güçleri değil, demokratik hareketleri desteklemelidir. Batı dünyası, Cezayir'de, Mısır'da ve Türkiye'de dayatmacıları ayakta tutmaya çalışarak, şiddet eylemlerine kaynak sağlıyor.

Malraux'nun otuz sene önce söylediği gibi: "Yirmibirinci yüzyıl dindarların yüzyılı olacaktır."

Her ülke kendi diniyle birlikte diğer dinleri de yeniden keşfetmek zorunda.


20 Ocak 2002
Pazar
 
NAZİF GÜRDOĞAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED