Bilindiği üzere Diyanet İşleri Başkanlığı'na bir akademisyen (Profesör) tayin edildi. Böylece "akademisyenler dönemi" diye yeni bir dönemden bahsedebiliriz. Değilmi ki Diyanet'ten sorumlu Devlet Bakanı'da bir akademisyen...

Diyanet'in sorunlarını sorduk "ehline" işte özet cevap:

- Diyanet İşleri Başkanlığı teşkilatına bağlı yaklaşık 80.000 personel bulunmaktadır. Bunun 60.000 kadarı camilerde doğrudan ve dolaylı olarak görevli olup (imam, müezzin, vaiz) her an halkla yüz yüze gelmektedirler. Görevlerindeki başarıları, çok yönlü olarak yetişmeleri ve günün şartlarına göre yol ve yöntem öğrenerek kendilerini sürekli yenilemelerine bağlıdır. Bu da ancak eğitim ve öğretim sayesinde kaliteyi yükseltmekle mümkündür.

- Eğitim ve öğretime yönlendirme zorlama ile değil, teşvik ve görevde yükselmeyi hedef gösterme ile sağlanabilir.

- Bazı illerde başkanlığa bağlı ihtisas kursları bulunmaktadır. Bu kurslardan mezun olanlar vaiz ve müftü olabilmektedirler. Bu teşvik unsuru, ihtisas kurslarına karşı ilgiyi artırmaktadır.

- Diğer taraftan doktora ölçü alındığında Diyanet mensuplarının yaklaşık binde biri de akademik kariyere sahip olduğu görülmektedir. Merkez ve taşra teşkilatlarında doktorasını tamamlayanların sayısı 60 civarındadır. Yönetmeliğe göre bunlara da ilçe müftüsü olma hakkı tanınmıştır. İl müftüleri tercihen bunlardan olması temenni edilir.

Aynı teşkilat içinde akademik unvanı doçent olanların sayısı ise (İkisi Din İşleri Yüksek Kurulu üyesi, biri müftü, biri vaiz, birisi de imam olmak üzere) 5'tir. Bir de biri başkan, diğeri de Din İşleri Yüksek Kurulu üyesi olmak üzere iki de profesör bulunmaktadır. Yönetmelikte doçent ve profesör olanlara akademik unvanlarına denk görevlere atanmaya –bir kelime ile de olsa- işaret edilmemiştir. Büyük il müftülükleri ve daha üst kademeler için niçin bunlar tercih edilmesin?

- Marifet iltifata tabidir. Bu güne kadar yeterince iltifat, teşvik, maddî ve manevî destek olmadığı için birçok akademisyen üniversitelere ve başka kurumlara geçmişlerdir.

-Şimdi sormak lazımdır: Diyanet teşkilatında çıtanın ve kalitenin yükseltilmesi için eğitim öğretim ve akademik çalışma faaliyetlerine yönlendirici, teşvik edici hangi gayret ve çabalar vardır? Bu alanda ne gibi teşebbüsler söz konusudur?

Biz de soralım:

Diyanet İşleri ilim merkezleri ve Büyük Şehirlere "akademik kariyeri" olan kişileri "müftü" tayin edemez mi?

Cercilikten kurtulmak için Din görevlilerini akademik çalışmalara sevk edemezler mi?

Şer-i sicillere uzman, doktora öğrencisi tayin edemez mi?

Genç Başkan ne der acaba?

SADIK ALBAYRAK

Künye

Temsilcilikler

AboneFormu

MesajFormu