AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Lafta kalan bağımsızlık

Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra bağımsızlığını kazanan Türk Cumhuriyetleri hakkında Türkiye'de ilk zamanlar iyimser düşünceler gelişmişti.

Aramızda güçlü ilişkiler kurulacak, dostluklar büyüyecek, ekonomik ve kültürel bağlar kuvvetlendirilecek vs.

Derken baktık ki kazın ayağı göründüğü gibi değil.

Kısa sürede hayallerimiz suya cumburlop...

Ruslar, babasının hayrına dağıtmamıştı Sovyetler'i.

Bir bakıma safrasını atmış, ameliyattan daha sağlıklı çıkmışlardı.

Rusya'ya olduğu ölçüde Türkiye'ye karşı da yakın davranmaya çalışan Elçibey'i devirmek için darbe bile yaptılar, Azerbaycan'ın başına Aliyev'i paraşütle indirdiler.

Ruslar'ın diğer Türk Cumhuriyetleri'nde olduğu gibi, Azerbaycan'dan da elini çekmeye niyeti yoktu.

Bu ülkelerin Türkiye ile yakınlaşmasına tahammül gösteremiyorlardı.

Gaz, petrol ve diğer konularda geliştirilen projeler, kâğıt üzerinde kaldı.

Bakanımız Cumhur Abi'nin (Ersümer) Türkmenbaşı'ndan yediği fırça, günlerce ağızlara sakız oldu.

Sonuçta birşey değişmedi.

Yine havamızı aldık, yine parayı Rusya'ya ödemeye devam ediyoruz.

Şu günlerde hasta olan Aliyev, Türkiye'den ayrıldı.

Azerbaycan ya da Türkiye Hava Yolları ile değil, Rus uçağıyla.

Bu bile bir işarettir.

ÜRGÜP VİZESİ

Serdar Yaycıoğlu'nun gönderdiği yazıdan iki cümle okuyor ve sonra düşünmeye başlıyoruz...

"Kapadokya Bölgesi'nin en önemli turizm merkezlerinden biri olan Uçhisar Kasabası'nda bulunan Osmanlı ve Cumhuriyet'in ilk dönemlerine ait 600 tarihî binanın 400'ü Fransız ve Almanlar tarafindan satın alındı."

Bu birinci cümleydi. Gelelim ikincisine:

"Kasabanın büyük bölümünün yabancıların elinde bulunması ve Müslüman cemaat kalmaması nedeniyle Aşağı Mahalle'de bulunan cami de kapandı."

Ve işte günün sorusu:

Acaba bir vakit sonra Ürgüp'e gitmek için vize almak mı gerekecek?

HANIMELİ

- Grevler yürüyüşler yeni bir sektör doğurdu, eylemce sektörü!..
- Kimileri hoş sada bırakır, kimileri boş sada!..
- Küçükken hiç oyuncağım olmadı, büyüdüm talihin elinde oyuncak oldum!..
- Çok iyi kafa ütülüyordu, son ütücü oldu!..
- Bir varmış, bir yokmuş, sürrealist toplummuş!..
- Biz ne talancı baharlar gördük, hayat yokuşunda!..
- Gemilerde talim var, yaş mağduru yarim var!.. (Firuze Alpagot)

ULUDAĞ'IN GEYİKLERİ

Uludağ'da yaşayan geyikler, üniversiteli olmak için sponsor bekliyormuş.

Biz de bu geyikler hakkında biraz geyik yapalım...

Acaba ÖSS'ye girdiler mi?

Girdilerse kaç puan aldılar?

Tercihlerini nasıl yaptılar?

ANLAYIŞLI EV SAHİBİ

Gece yarısı girdiği evden cüzdan ve cep telefonlarını çalan hırsızın, telefonun sim kartını ve kimlikleri bıraktığından bahsetmiştik geçen gün "Anlayışlı hırsız" başlığı altında.

Bugün de anlayışlı ev sahibini anlatalım.

Eski olduğu için, içinde kimsenin oturmadığı, sadece depo olarak kullanılan bir ev.

Arada bir uğrayan ev sahibi, bir akşam vakti kapıyı açıp içeri girdiğinde, karanlıkta bir adamla burun buruna gelir.

"Sen de kimsin?.." ve "Ne arıyorsun? Hırsız mısın yoksa?.." gibi sorular cevapsız kalır.

Onların yerine, başka bir sorunun cevabını verir üstü başı eski püskü olan adam:

- Günlerdir açım abi!..

- İyi de hemşerim, burada işine yarayacak bir şey bulamazsın!

Etrafına bakınır ev sahibi, eski ve büyükçe bir radyo bulup adama uzatır.

- Al bunu!

Adam şaşkın ve ürkek, koca radyoyu kucaklar, arkasına bakmadan uzaklaşır.


7 Ağustos 2003
Perşembe
 
MEHMET ŞEKER


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED