AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

S P O R

TERİM SIRAT KÖPRÜSÜNDE

6-0'lık yenilgide Galatasaray taraftarı yutkunmuştu. Ama Olimpiyat Stadı'nda Galatasaray, Fenerbahçe'ye bir daha yenilirse ne Terim kalır ne Canaydın.

Fenerbahçe'nin efsane başkanı Ali Şen söyleşimizde sadece Fenerbahçe'yi değil, Galatasaray ve Beşiktaş'ı da değerlendirdi. Bu konuda da oldukça ilginç değerlendirmeler yaptı.

Sayın Şen bu Fenerbahçe muhabbeti bitecek gibi değil, biraz da Galatasaray'dan bahsedelim mi ?

Fatih Terim'in bu sene G.Saray'da en kritik, en önemli yılı... Geçen sezon Kadıköy'de Fenerbahçe'den 6 gol yedi, sarı-kırmızılı taraftar, Fatih Terim'e hiç bir şey demedi... Alınan bu 6-0'lık yenilgi, Fatih Terim için taraftarın yutkunmasıyla geçirildi... Tolerans, bitmişti o maçta... Yakın dostu olarak söylüyorum ki, Fatih Terim'in işi bu sene çok zor... Altıncı hafta, Olimpiyat Stadı'nda Galatasaray, Fenerbahçe'ye yenilirse ne Canaydın kalır, ne de Terim...

Fatih Terim elindeki bu kadro ile ne yapar ?

Türkiye'de eskiden ortalama yaşam sınırı 60'dı. Şimdi 70.2 oldu... Futbolcunun sahadaki yaşı da yükseldi artık... Eski futbolcular sahada 4 kilometre koşardı, şimdi bu rakkam 10'a çıktı... Fatih'in şampiyon olduğu senelerde çok koşan, pres yapan futbolcular vardı... Galatasaray çabuk oynayıp, topu en kestirme yoldan rakip kaleye taşıyan bir oyun anlayışındaydı...

Galatasaraylı futbolcular için "Çin ordusu" tabiri kullanılırdı... Şimdi bunu Frank De Bour yapabilir mi ? Bu işi 7 yıl önce yapan Hakan Şükür yapabilir mi ? Bülent, Hakan Ünsal, Ergün yapabilir mi ?Fatih Terim, eskiden 10 kilometre koşan, şimdi ise 5 kilometre koşabilen kadrodaki 6 futbolcuyla, o eski günleri kolay yaşatamaz... Bu sebeple, oyun sistemini değiştirmek zorunda. Futbolculara göre sistem oluşturacak... Zeman gibi, kafasındaki şablonu futbolculara oynatma inadına girmeyeceğine göre, Fatih Terim, belli ki futbolcusuna göre oyun şekli uygulatacaktır... Tabii, diğer takımlara da bu sistemi kabul ettirmesi şart... Ama tekrar söylüyorum, bu sene Daum'a verilen sözler yerine getirilirse şampiyon Fenerbahçe olur... Sırat köprüsündeki Terimli Galatasaray ise ikinci olur... Özhan Canaydın'ın başkanlığı da Fatih Terim'in başarısına bağlı bu sene...

15 sene şampiyon olamamış G.saray'ın batıya pencere açmasından sonra, taraftar artık hep başarılara alıştırılmış, bu yüzden istekleri üst seviyeye yükselmiştir... Galatasaray taraftarını Şampiyonlar Ligi'nde herkesi yenmeye alıştırdı...Arka arkaya şampiyonluklara alıştırdı... Göğsüne üç tane yıldız taktırıp, Fenerbahçe'nin önüne geçti... Büyük takımların taraftarı, şampiyonluğa alıştırıldıktan sonra, gel sana üçüncülük vereyim diyemez...

Peki sayın başkan geçen sezonun şampiyonu Beşiktaş'ı buna göre üçüncü yaparak biraz haksızlık etmiyor musunuz ?

Beşiktaş'ın işi bu sene daha zor...Şampiyon olan takıma karşı, diğer takımlar daha bir başka oynar... Beşiktaş'ın en büyük şansı, Türk futbolunu ve futbolcusunu çok iyi bilen Balkanlı Lucescu'dur... Beşiktaş, Lucescu gelinceye kadar takım değildi... Artık takım oldu...Çok büyük sorunların üstesinden bilhassa Sinan'ın sayesinde gelindi... Çok iyi bir başkan iyi bir yönetim, var Beşiktaş'ta. Beşiktaş'ın yaptığı iki tane çok iyi transfer var... Bir tanesi Ahmet Hassan... Ne Tümer'e benziyor, ne de Sergen'e... Ofansa dayalı, adam eksiltmesini mükemmel biliyor... Ama Okan için iyi düşüncelerimi söyleyemiyorum...

Ersun Yanal la, her maçta gol beklenen Okan başka, Beşiktaş'ta her maçta Lucescu'nun Okan'ı başka... G.Birliği'nde oynayan Okan, 10 tane şut çekerdi kaleye, bir tanesi gol olur, üç tanesi kenardan auta çıkar, 6 tanesi de havada kargaları kovalardı...

Ama şimdi Beşiktaş'taki Okan, kaleye öyle 10 şut atıp, 6 sında karga kovalarsa bileti bir anda kesilir... Bunu bilen Okan da rakip kaleye gidip şut atmaktansa, pas verip görev kaçkını olmayı tercih edecektir...

Futbolun ayrılmaz parçası olan hakemlerimizi de görmezden gelemeyiz. Bu konudaki görüşlerinizi de alabilirmiyiz ?

Her zaman iyidir hakemlerimiz... Bizdeki hakemlerin şanssızlığı maçlardaki her hareketlerinin kare kare incelenmesi ve kamuoyuna sunulması... Bu kadar yıpratılmaları, sahadaki yönetimlerinin zora girmesine sebep oluyor... Televizyonlar hakemlerle uğraşacaklarına, spor yarışmaları düzenlesin... Başkanları, spor adamlarını, futbolcularını Kenan Işık'ın sunduğu bilgi yarışması gibi bir programda yarıştırsınlar bakalım... Kimin ne bildiği ortaya çıksın... Reyting rekorları nasıl kırılırmış görsünler bakalım...

O konuda ben de size gönülden katılıyorum. Ama yönetimlerle zaman zaman çok ters düşüyorlar. Ortaya çirkin kavgalar çıkıyor. Ne diyecek siniz?

Bakın Fenerbahçe kulübü başkanı bir şey diyorsa, yerine gelecektir... Örneğin Merkez Hakem Komitesi gidecek... demişse gidecektir... Ben Ahmet Güvener'in çok iyi bir insan olduğunu biliyorum... Ama zamanında bazı yanlış hakem kararları yüzünden gidecek dedim... Ağzımdan gidecek diye bir kelam çıktı... Gitti... Futbol Federasyonu Başkanı gidecek dedim... Gitti... Şenez Erzik'i çok severim ama ona da zamanında gidecek dedim gitti... Bizim Aziz Yıldırım da Haluk Ulusoy için gidecek dedi... Gitti... Ama nereye ? Yemeğe... Aziz Yıldırım Haluk Ulusoy'u nereye gönderebilir ki ? Önce kendi durumuna bir baksın... Şaka bir tarafa ama, Aziz Yıldırım'ın Fenerbahçe'de çok ciddi yönetim yanlışları oldu... Sevgisizliği oldu...

Yarın başkanlığı bıraktığı zamanda, Aziz yıldırım'ın yanında dostu kalmayacaktır... Sevgisizliğin, dostluğun olmadığı yerde vefa asla olmaz... Bir defa iyi insan değilseniz, sevgiyi ve dostluğu bir arada tutamazsınız... Hep duyuyorum... Foto muhabirlerine, muhabirlere başkan Yıldırım hakaret ediyormuş.. Bunu bana bazı muhabirler bizzat söyledi... Ne demek bu yahu... Ben bir gazetenin spor yöneticisi olacağım ve benim muhabirime birisi hakaret edecek, kötü söz söyleyecek...

Yerle bir ederim... Muhabir ekmek parası için sesini çıkartmıyor diye, müdürleri de sessiz kalmamalı... Bir de şu TSYD Kupasına değinmek istiyorum... Bana kalırsa bu kupa mutlaka ve mutlaka oynanmalı... Bu kupanın herkese faydası var... Futbolu sevdirme yönünden faydası var... Ama bizim Aziz yıldırım, TSYD Turnuvası'na katılmıyor. Neden, yenilmeyeyim diye... Böyle korkaklık olmaz...

Sayın Şen bize değerli zamanınızı ayırdığınız için gazetem Yeni Şafak okurları adına size teşekkür ediyorum.

  • RÖPORTAJ: Salih SEZER



    7 Ağustos 2003
    Perşembe
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Karikatür | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED