AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Devlet kararı

Çukurova ve Kepez şirketlerine el konulduğu gün, biz, Başbakan Tayyip Erdoğan'la yurtdışındaydık. Malezya ve Pakistan gezisinin ikinci durağı olan İslâmabad'ta iken duyuldu el konma kararı... Akşam, ileri bir saatte, başbakanın geziyi izleyen yazarlarla görüşmesine giderken, beraber olduğumuz arkadaşlara, "Bu" dedim, "Hükümetin kendi başına aldığı bir karar olamaz, mutlaka devlet kararıdır..."

Bir yazar arkadaş, "Devlet kararı mı, o da ne demek?" diye sordu... Şimdilerde, Irak vesilesiyle hergün gazetelerde 'devlet kararı' kavramı kullanılıyor. Hükümet yetkilileri, "Irak konusunda devlet kararı alacağız" diyorlar açık açık; ancak birkaç ay öncesine kadar varlığı bilinen bir şey değildi 'devlet kararı'... Eski hükümet döneminde, koalisyonu oluşturan partilerin liderlerinin aldığı karar ('Liderler Zirvesi' kavramını hatırlıyorsunuzdur) her şeyin üstündeydi; şimdiki hükümet devletin önemli unsurlarını da karara iştirak ettiriyor... Tam 'devlet kararı' muhalefet liderinin de bilgisine sunulan karar demek...

O gezide, yanımızda bulunan Star gazetesi temsilcisi, aklına pek yatmadığı için dediğime itiraz etti: "Olmaz" dedi, "Göreceksiniz, bu karar bir yerlerden dönecek..." O güne kadar, bürokrasinin başlattığı uygulamaları mahkeme eliyle bozmayı beceriyordu Star Grubu... Ben işi iddiaya kadar vardırdım. "Bu defa" dedim, "Cumhurbaşkanı hemen onaylayacak, kararı bozacak bir mahkeme de çıkmayacak..." Başbakanın yanına girdik, konu Uzanlar'a gelince, Tayyip Bey, "Cumhurbaşkanı kararı bekletmeden onayladı" dedi ve ekledi, "Mahkeme de başvurularını reddetti..."

Uzan Grubu ile ilgili tavrın bir de uluslararası boyutu var; belli ki, 'uluslararası sistem' de bu konuda bir karar vermiş. New York'taki mahkeme olabilecek en yüklü cezayı takdir etti Motorola dâvâsında... O da yetmedi, Uzanlar ile dâvâcı şirketler arasındaki kapı gibi anlaşmada, "Bu metin üzerinde çıkacak ihtilâflarda İsviçre mahkemeleri yetkilidir" diye yazdığı halde, Uzan Grubu'nun başvurduğu İsviçre mahkemesi, "New York mahkemesinin kararı geçerli" deyiverdi...

Bize garip görünen pek çok gelişmenin ardında, yeni bir karar yapılanmasının etkisi bulunuyor. 'Devlet kararı' veya 'uluslararası sistem kararı' demiri kesen emir işlevi görüyor...

'Eve dönüş yasası' adı altında çıkartılan düzenleme bunun bir başka bâriz örneği. O konuda da bir 'devlet kararı' alındığına ve o kararın arkasında da 'uluslararası sistem' damgası bulunduğuna adım gibi eminim. Yıllar önce, Tansu Çiller'in başbakan iken çıktığı Washington gezisinde, Beyaz Saray adına gazetecilere brifing vermekle görevlendirilen bayan albay bize ne söylediyse şimdi gerçekleşiyor... O albay, "Türkiye demokrat bir ülke, teröre pabuç bırakması beklenmemeli; teröre karışanlar silâh bıraksın, siyasî sistem içerisinde yerlerini alsın" demişti. Şimdi olan da bu...

'Uluslararası sistem' ve 'devlet kararı' dediğim yeni gelişmenin bir tarafında da medya bulunuyor.

İnternet sitelerinde, özellikle ülkücü câmianın yaygın katıldığı tartışma forumlarında 'eve dönüş yasası' ile ilgili tepkiler yer alıyor. "Devletimiz uyuyor mu?" diye soruyorlar... Oysa, "Uyuyor mu?" dedikleri devlet, aylardan beri bu yasanın çıkması için gerekli altyapıyı oluşturma çabasında. Devletin her birimi yasa çıksın diye elinden geleni yaptı...

Burada bir parantez açabiliriz: Devletin her birimi, birim olarak, görevini yaptığı halde, o birimlerden bazılarının gelişmeleri engellemek için çaba göstermesi de doğal. Geçmişte bu tür gelişmelere 'çomak sokan' çizgi şimdi çok zayıf, bu sebeple Uzan Grubu ile ilgili gelişmede de 'eve dönüş yasası' konusunda da engelleme güçlerinin bulunmadığı ortaya çıktı. Yoksa, Süleymaniye'de 'torba' olayı neden yaşandı sanıyorsunuz?

Medya boyutunda da MİT müsteşarlığı yer alıyor. Bildiğiniz bütün medya grupları patronlarıyla birlikte Ankara'daki Marmara Köşkü'ne çağrılarak, "Eve dönüş yasası konusunda olumlu bir hassasiyet beklendiği" kendilerine hatırlatıldı. İki ay önceden başlayarak... Gazetelerde yeni düzenlemeye karşı pek yayın yapılmamasının sebebi bu 'dostça' uyarı... Uluslararası sistem, uluslararası medyayı, muhtemelen aynı nezâket içerisinde, Türkiye konusunda da uyarıyor olmalı... Dünyanın ünlü gazete ve dergilerinde ülkemizle ilgili haber ve yorumlar sanki aynı kalemden çıkmış gibi...

'Devlet kararı' gerçeğini kabul ediyorsanız, son günlerde gazete manşetlerine yansıyan çatışmacı görüntüyü de anlıyorsunuz demektir. Geçmişte sözleri 'devlet kararı' kabul edilenlerin bir bölümü, bu yeni dönemde, karar mekanizması dışında kaldılar. Dolayısıyla 'devlet kararı' denilen demiri kesen emiri onlar etkileyemiyor. Etkileyemediklerini anlayınca da huysuzlanmaları doğal...

Türkiye dünyadaki gelişmelerin bir mikrokozmosu gibi; bazı yenilikler ilk olarak bizim ülkemizde hayata geçiriliyor, sonra global alanda uygulamaya konuluyor... 'Uluslararası sistem', bu defa da, benzer bir öncü görevi Türkiye'ye vermiş gibi... 'Devlet kararı' böyle bir uygulama bence...

NOT: Gelişen olayları sizler nâmına izleyelim derken hiç nefes almadan çalışıp durduğumu anlamadım bile. İhi haftalık bir teneffüse ihtiyacım var. Görüşmek üzere. T.K.


7 Ağustos 2003
Perşembe
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED