AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Avrupa vizyonu mu, işgal ortaklığı mı?

6 ay önce yaşadığımız "tezkere" savaşlarının ardından, sıcak tezkere tartışmalarının yaşanacağı yeni bir dönem başlıyor. Çankaya zirvesinden çıkan sonuç görterdi ki, Türkiye "uluslararası meşruiyet şartı" aramaksızın yani BM şemsiyesine ihtiyaç duymadan Irak'a asker gönderiyor.

Peki bu askeri güç, Irak'ın yaralarını sarmak için mi, Irak'ta zor günler geçiren Amerikan güçlerine yardım için mi, yoksa "Türk-Amerikan ilişkilerindeki gerilimi" azaltmak için mi gidecek?

Türkiye önümüzdeki günlerde bu soruları, biraz acıtarak, biraz da kanatarak tartışacak. Her ne kadar Türkiye'nin görünen gerekçeleri, Irak halkının yanında olmak, Amerika ile "arayı bozmamak", kendi güvenliği açısından bölgesel bir rol üslenmek ve Irak'ın yeniden yapılanmasında yer almak gibi temellere dayanıyor görünse de işin aslı bu kadar kolay değil.

Çünkü Amerika orada bir "işgal" gücü ve bu gerçeği değiştirmek mümkün değil. Her ne gerekçeyle olursa olsun, Irak'a gönderilecek bir askeri güç, sonuç olarak Amerikan işgaline "meşruiyet" kazandırma anlamı taşıyacaktır.

Şimdi Türkiye kelimenin tam anlamıyla, daha çok da "güvenlik" gerekçesiyle üslenmek istediği bölgesel "misyon"la Amerikan çıkarları arasında kapana kısılmış durumda. Özellikle de Kuzey Irak'ta pusuda bekleyen "PKK-KADEK" tehlikesini bertaraf etmek için Amerikan desteğine "mecbur" olduğunu hissediyor.

Ancak belirtmek gerekir ki, bölgede uzun vadeli "işgal politikaları" uygulayan Amerika'ya nasıl ve nereye kadar güvenilebilir? Doğrusu bunun hiçbir garantisi yok. Evet Türkiye, Irak'a asker göndererek belki Amerikadan okkalı bir "aferin" alacak, hatta ekonomik hedefleri açısından nisbi bir rahatlamayı bile hissedecek, ama saygınlığını da Amerikan ve İngiliz işgalinin utanç ateşiyle tutuşturacak.

Daha da dramatik olanı, insanlığın gözünde Türkiye'nin adı işgal güçleriyle yanyana yazılacak. 1 Mart tezkeresinin reddiyle demokratik dünyada büyük bir saygınlık kazanan Türkiye'nin, durup dururken yeniden işgalcilerin safına sürüklenmesi doğrusu büyük bir talihsizlik.

"Tezkere borsası" yavaş yavaş açılırken, birileri yeni tezkereyi sanki hiçbir sakıncalı tarafı yokmuş ve her şey güllük gülistanlıkmış gibi, son derece "masum" bir ambalaj içinde sunarak bir "sempati" havası oluşturmaya çalışıyorlar.

Eğer asker gönderme girişimi, Türkiye'nin içine düştüğü sanılan "kıstırılmışlık" duygusundan kurtulma psikolojisine dayanıyorsa bu çok tehlikeli bir durum. Bir kere, korkulara dayanılarak yapılan bir dış politika, Türkiye'yi sadece Amerikan şemsiyesine mahkum eder.

Kim ne derse desin, uluslararası meşruiyete dayanmadan Irak'a gönderilecek Türk askeri gücü, sadece ve sadece Amerika'nın "büyük işgal projesi"ne katılmak anlamı taşıyacaktır. Ve de Bush yönetiminin küstahlığını azdırmaya yarayacaktır.

Ayrıca, Amerika ile "arayı bozmama" adına başlatılan bu yeni girişim, maalesef Türkiye'nin Avrupa hayallerini de karartacaktır. Korkarım, aylardır AB'ye uyum çerçevesinde çıkardığımız devrim niteliğindeki demokratikleşme projeleri de Türkiye'nin "Avrupa vizyonu"nu korumaya yetmeyecektir.


15 Ağustos 2003
Cuma
 
MEHMET OCAKTAN


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED