AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
İsteseydik yapardık ama...

Başbakan'ı yakından tanıyanlar dahil birçok kişi, Erdoğan'ın koltuğa oturduktan sonra bir değişim yaşadığını gözlemliyor. O bilinen Kasımpaşalı üslubu, yerini giderek daha kapsayıcı ve daha köşesiz bir davranış biçimine terkediyor. Bu sadece sıradan bir sükûnet de değildir. Yıllardır siyasi yasaklı tutulmuş olmasından, hapse sokulmasından ve sistem kurumlarının kendisine yönelik kişisel saldırılarından dolayı bir intikam duygusu belirtisi de göstermiyor. Yani, gündeminde kişisel hesapları için bir devr-i sabık maddesi bulunmuyor. Bütün bunları geride bıraktığı konusundaki beyanlarına uygun bir davranış sergiliyor.

O kadar ki, gündelik polemiklere dahi malzeme vermemek konusunda bile hissedilir bir titizlik gösteriyor. Bunun son örneği de Uzan olayıdır. Cem Uzan'ın kendisini hedef alan sözleri karşısında Kasımpaşalı gibi değil, "Türkiye'nin başbakanı" nasıl davranması gerekiyorsa öyle davranıyor. Yasalara müracaat etmekle yetiniyor, üzerine başka bir şey koymak gereği hissetmiyor.

Bu yeni üslubun asıl ve önemli yansıması siyaset etme biçiminde hissedilecektir. Türkiye'nin nasıl yönetileceği sorusunun cevabı verilirken anlaşılacaktır. Özellikle de AB, demokratikleşme ve buna paralel makro konularda icraat yapma sürecinde...

Erdoğan dün satır arasında önemli bir cümle sarfetti. Avrupa Birliği için Ulusal Program'dan söz ederken, "Ulusal Program konusunda çalışmalarımız sürüyor. İsteseydik bu programa dün son yeklini verebilirdik. Ama, biz geçmişte olduğu gibi UP'ın sadece bir hükümet programı olmasını istemiyoruz" dedi.

Başbakan, arkasındaki Meclis gücüne rağmen "istediğini yapmak" gibi bir yolu tercih etmediklerini ihsas ettirmiş oldu.

Hükümet şimdi, programa son şeklini vermek için tasarıyı Meclis dışındaki partilere de gönderecek. Burası belki çok yeni sayılmayabilir yani, bu fikir alışverişi göstermelik bulunabilir. Ama, hükümetin iş yapma tarzı açısından ihmal edilmemesi gereken bir ipucu olarak altı çizilmelidir. AK Parti böylelikle, bütün siyasi partilerin ve sivil toplum örgütlerinin Türkiye'nin makro projelerine bir şekilde katılmalarını gerekli gördüğünü ve bunun siyaset yapabilmek için zorunluluk olduğunu farketmiştir. AK Parti'nin, 3 Kasım'da üstlendiği değişim misyonunu yerine getirmek için bu katılımı sağlamaktan başka rasyonel bir seçeneği de zaten yoktur.

Sadece siyasi partiler ve sivil örgütler değil, devlet kurumları -ki bunların başında Türk Silahlı Kuvvetleri geliyor- da bu yönetim biçiminin bir parçası haline geliyor. Erdoğan'ın Genelkurmay'la ilişkilerinde de bunu görmek mümkündür. Hükümet ile asker arasındaki ilişkilerde hem hiyerarşik mekanizma hem de beklenenin aksine uyum tesis edilmeye başlıyor. AB Uyum Paketleri konusunda TSK'nın bilinen önemli itirazlarına rağmen hükümetin bu konuda değişikliğe gitmemesi yakın döneme kadar benzeri pek görülmeyen bir yeni ilişki biçimidir. İlk bakışta, hükümetli asker arasında ciddi bir kriz hatta iktidar sorunu ortaya çıkartacağı tahmin edilen bu konu kavgasız gürültüsüz halledilmiştir. Uyum Paketi gibi önemli bir eşiğin bu şekilde atlatılması, istikbalde cihet-i askeriyeden gelecek taleplerin iktidar tarafından algılanma düzeyini de belirlemiştir. Ve bu mayınlı alanları hasarsız geçmek AK Parti'nin önümüzdeki dönemde rahatlamasına yol açarken, iş görebilme pratiğini de artırmıştır.

"İsteseydik..." Bu anahtar kelimede hem iktidar gücünü hatırlatma, hem de bu güçten endişe edilmemesi gerektiğine dair teminat bulunuyor. Erdoğan, "isteseydik yapardık ama..." diyerek bir anlamda, istemedikleri şeylerle kendileri üzerinde baskı kurulması seçeneğini de reddediyor. İktidarını sadece "istişare" veya en fazla "uzlaşma" düzeyinde paylaşabileceğini, daha fazlasına kapalı olduğunu ilan ediyor.


25 Haziran 2003
Çarşamba
 
MUSTAFA KARAALİOĞLU


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED