AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Ortada tezkere var yandan geç..

Şu Türkiye büyük ülke be... Şimdi daha iyi anlıyorum ki, gerçekten "bir Türk dünyaya bedelmiş..." Ne mutlu Türküm diyene ki, günlerdir içine düştüğümüz öksüzlük duygusu, "Amerika'yı küstürdük 50 yıl geri gideriz" kabusları bitti ve artık biz de "savaş çetesi"nin ortağı olduk. Bundan daha büyük bir mutluluk olamazdı herhalde. Ve bu mutluluk da AK Parti ikidarına nasip oldu.

Neydi o kabus, Meclis'te "çocuklar ölmesin", "savaş yıkımdır" gibi beş para etmez insani duyarlıkları seslendiren romantiklerin peşine düşerek "savaş tezkeresi"ne hayır diyen baldırı çıplak bazı milletvekilleri yüzünden "stratejik müttefikimiz" Amerika'yı küstürecektik neredeyse...

Neyse ki devletimizin büyükleri sonunda her zamanki gibi devletimizin "ali menfaatleri"ni düşünerek Meclis'i bypass edip, hem büyük dostumuz Amerika'nın gönlünü aldılar hem de memleketi batmaktan kurtardılar. "Katliama ortak olmayalım" diye tezkereye "hayır" oyu veren milletvekilleri de avuçlarını yaladılar.

Gördünüz mü bak, böyle yaparlar adamı işte. Siz kim oluyorsunuz ki, yok milletin temsilcileriymiş, efendim bu milletin yüzde 95'i savaşa karşıymış, Amerika Irak'ta musumları katlediyormuş... Siz Dışişleri Bakanımızdan daha mı iyi bileceksiniz? Ne diyor Abdullah Gül, "Türkiye koalisyonun içerisindedir. Müttefik güçlerle birlikte hareket etmektedir." İşte bu kadar... Demek ki bu işler tezkeresiz de oluyormuş, üstelik Meclis'e de hiç gerek yokmuş...

Yeter ki "millete rağmen" yapılan her işin başına, "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" ibaresini ekle, gerisi kolay. Nitekim Amerikalılar, "ortada tezkere var yandan geç" diyerek günlerdir İskenderun'dan Türkiye'ye soktukları savaş malzemelerini Silopi'den ellerini kollarını sallayarak Kuzey Irak'a götürüverdiler.

Demek ki Meclis "devre dışı" bırakılarak da Amerika Türkiye topraklarından Irak'a girebiliyormuş. İyi güzel de ne diye günlerdir bu tezkere işiyle boşuna uğraştık? Doğrusu bu tür durumlarda hep o meşhur "ağa" fıkrası aklıma geliyor da biraz tiksindirici olduğu için bir türlü anlatamıyorum.

Neyse sonunda Amerikan çıkarları kurtuldu, biz de asli görevimiz olan "taşeronluk" işine geri döndük. Bundan sonra Amerika'nın Irak'taki bilumum "ayak işleri" bize ait. Anlayacağınız Amerika'nın yerlebir edeceği Bağdat'ın çimentoları bizden...

Bundan böyle insani hasletlerimizle değil, işgalcilerin vahşi saldırılarıyla öldürülüp aynı tabuta konulan anne ve çocuklarının parçalanmış cesetleri, bombalarla yerlebir edilen doğumevleri, mahalleler, pazar yerleri, yüzbinlerce kişilik esir kamplarında bizim de bir katkımız var diye övünebiliriz. Çünkü "işgal koalisyonu"nun ortağıyız.

Çünkü, Cheney, Wolfowitz-Rumsfeld "savaş çetesi" bizim en iyi dostumuz... Bu arada, Şaron'u da unutmayalım, yoksa bize çok kırılır...


4 Nisan 2003
Cuma
 
MEHMET OCAKTAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED