1950 seçimleriyle iktirada gelen Demokrat Parti, CHP Genel Başkanı İsmet İnönü'ye karşı acımasız hatta kaba bir propaganda kamapanyası yürütmüştü.

"İkinci Dünya Savaşı'na Türkiye'yi sokmamakla, İnönü milletin erkekliğini öldürdü."

Bu bile söylendi.

Düşünebiliyor musunuz, milyonlarca Türk evladını savaşa kurban vermediği için suçlanıyordu İnönü.

O İnönü'nün çok eleştirilecek yanı vardı. Belki de yaptığı en olumlu iş savaşa girmemekti.

Şimdiki iktidara da benzer suçlamalar var. Hazırlıklı olsunlar...

"Irak savaşına girmemekle, çok büyük kayıplara uğradık" nakaratını yıllarca tekrar tekrar dinleyecekler.

Savaşın insani boyutu, Amerikan emperyalizmin yeni yüzü, işgalin haklı bir gerekçesinin olmaması onları hiç ilgilendirmiyor.

Onlarınki tamamen duygusal. Yani ekonomik.

"Şahsen kendilerini", Türkiye'nin çıkarından çok küplerinin dolması ilgilendiriyor.

Kimi ucuz petrol alma imkanı bulacak.

Kimi yıkılan Irak'a çimento, demir satacak.

Kimi, cam eşya, boya, kimi de gıda ve tekstil ürünleri için pazar açıldığı için sevinçli.

Müteahhitler ise dörtköşe: Irak'ta ihale alacaklar.

Konuşulan şu: İlk aşamada 4-5 milyar dolarlık pazar açıldı, geç kalmayalım.

Tabii Amerika bu pastadan dilim verirse...

Şimdi diyeceksiniz ki, bunlar tamam da savaşı destekleyen bazı gazeteler ve gazeteciler neyin nesi?

Kiminin ardında yukarıdaki çıkar grupları var. Kiminin ardında da Sam amca ile olan gönül bağları.

Kiminin gerekçesi daha basit: Saddam rejimine öfke...

Önümüzdeki günlerde, "Irak pastasından bir dilim de biz kapalım. Geç kalmayalım" türü haberleri, demeçleri sık sık göreceksiniz.

Haklılar, bir yerde mama varsa geç kalmamak lazım.

İşte yeni Bağdat kabinesi

Sömürge Nazırı: Cengiz Çandar
Enfarmosyon Nazırı (El-Sahhaf'ın yerine): Mehmet Ali Birand
Hariciye Nazırı: Ertuğrul Özkök
Zaptiye Nazırı: Fatih Altaylı
Kültür Nazırı: Engin Ardıç
Milli Müdafa Nazırı: Ufuk Güldemir
Turizm Nazırı: Serdar Turgut

Emekli paşalar niçin yanıldı?

Irak savaşı boyunca televizyonlarda çok sayıda emekli paşanın savaşa ilişkin görüşlerini dinledik. Bize savaşın stratejisini anlattılar.

Ortak kanıları, bu işin uzun süreceği, Saddam'ın özellikle Bağdat'ta büyük bir direniş göstereceği yolundaydı.

Çoğu, ABD'nin güneyden Irak'a girmesini yanlış bulmuştu.

Hepsi yanıldı.

Acaba diyorum, Irak'a ilişkin abartılı bilgileri ABD kasten mi verdi? Böylece şehirlerin bombalanmasını haklı göstermek mi istedi?

Paşalarımız şu savaşı sakin kafa ile bir daha yorumlasa derim.

Fener medyasını sakın uyandırmayın

Geçen gün bu köşede, tüm büyük gazetelerin genel yayın yönetmenlerinin Fenerbahçeli olduğunu yazmıştım.

Galatasaraylı ve Beşiktaşlı okurlarımdan bu konuda çok sayıda telefon ve i-mail geldi.

"Fenerliler tüm gazetelerin yönetimini nasıl ele geçirdiler. Bu bir bilinçli örgütlenme mi yoksa tesadüf mü?" diye soruyorlar.

Onu bilmem ama, tüm gazetelerin spor servisi müdürlerinin Fenerbahçeli olması bu gerçek karşısında tesadüf gibi durmuyor.

Galatasaray ve Beşiktaşlılara ise "Aman sesinizi çıkarmayın" diyorum. Çünkü Fenerbahçe'nin bu durumlara düşmesinde spor basınının büyük katkısı var.

Kulubü de futbol takımını da yönetmeye kalkışarak karıştırıyorlar.

Uyandırmayın...

Gazeteler onların, sampiyonluklar sizin olsun.

Mustafa Koç'un itirafı

Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanlığını babasından devralan Mustafa Koç:

"Geçmişte askeri yönetimler ve devletle özdeş tutulmak holdingimize zarar getirdi" demiş.

Şuna kasaca "Dedem ve babam yanlış yaptı" desene...

SORU HATTI

6 milyon kişi seçilme hakkı kazanacak

Soru: Seçilme yaşının Meclis'te 25'e indirilmesi kabul edilirse, ne kadar vatandaşımız ilk kez milletvekili seçilme hakkını elde etmiş olacak?

Cevap: Türkiye nüfusunun büyük bölümü genç. 20-30 yaş grubunda 13 milyonu aşkın nüfus var. Bunların 6 milyon 253 bin kişisi 25-29 yaş grubunda bulunuyor. Demek ki, seçilme yaşı 25'e düşürülse 6 milyonu aşkın genç hemen seçilme hakkını kazanacak.

BİLGİ DAMLACIĞI

ŞEMSİ YÜCEL

Künye

Temsilcilikler

AboneFormu

MesajFormu