AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
'Utanç ortaklığı' mı asla...

Irak'ta her gün iki üç Amerikan askeri öldürülüyor. İşgalcilere karşı saldırılar, gün geçtikçe şiddetini artırıyor. Herkes bilmeli ki bu sadece Saddamcılar'ın direnişi değil, ülkeleri işgal edilmiş insanların ve ulusun direnişi...

Şimdi Irak halkının kurtuluş mücadelesi verdiği bir ülkeye Türk askeri hangi gerekçeyle ve ne hakla gidecek? Eğer, uluslararası hiçbir hukuki gerekçesi olmayan, sadece Bush ve Blair'in yalanlarıyla Irak'ta katliamlar yapan "cinayet şebekesi"ne yardım için gideceksek bundan daha utanç verici bir şey olamaz herhalde.

Kimse, "Türk-Amerikan ilişkileri" palavrasının arkasına sığınarak Türkiye'yi yeni bir maceraya sürüklemeye kalkmasın. Çünkü, "işgalcilerin" gönlünü hoş etmek için atılacak böyle bir adım, Türkiye'nin hem bölge ülkeleri, hem de uluslararası camiadaki imajını zedeleyeceği gibi, aynı zamanda uluslararası hukuk nezdindeki saygınlığına da darbe vuracaktır.

Bir kere, öncelikle Türkiye bütün dünyanın ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin "işgal" olarak tanımladığı "Amerikan-İngiliz haydutluğu"nu nasıl gördüğünü "resmen" açıklamalı ve ona göre hangi gerekçeyle asker göndereceğine karar vermelidir. Burası bir "çadır devleti" değil, Amerika'nın canı istediği zaman "kirli" işlerini temizlemekle yükümlü bir "taşeron" da olmadığımıza göre, böylesine "yüz kızartıcı" ortaklıklar bize yakışmaz.

Ortalıkta, "Irak'ta barışın sağlanması için asker göndermek" gibi laflar dolaşıyor. Ne ayıp şey... Ne zamandan beri "işgal"in adı, "barış operasyonu" oldu? Bilelim ki, işgal güçlerine yardım için giden her askeri varlık o ülkenin insanları tarafından "işgal" gücü olarak tanımlanacaktır. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.

Eğer mutlaka Irak için bir şeyler yapılacaksa, önce 150 bin kişilik Amerikan ve İngiliz işgal güçleri Irak'tan çekilsin, sonra BM ne yapılması gerektiğine karar verir. O zaman biz de "barış gücü" içinde yerimizi alırız. Aksi taktirde bütün dünya, Türkiye'yi de her ülkeyi canının istediği zaman işgal eden "Bush-Şaron" doktrininin bir uzantısı olarak görecektir.

Herhalde bu ülkeyi yönetenlerin hiçbiri böyle bir ayıba ortak olmak istemeyecektir. Çünkü Irak'a asker gördermenin "akıl işi" olmadığı o kadar aşikar ki, akıl almaz yalanlarla girdikleri Irak'ta insanlık dışı uygulamalarıyla yapayalnız kalan ve her geçen gün batağa saplanan "işgal güçleri", bölgeye yönelik kirli planlarını yürütebilmek için bir İslam ülkesine ihtiyaç duyuyorlar. "IQ fukarası" Bush ve "fino köpeği" Blair'in kendi ülkelerinde bile rezil olduğu bir dönemde, bu "eli kanlı" ikiliyi aklamak bize mi düştü, dünyanın enayisi biz miyiz Allah akşına!..

Şimdi Amerika çıkmış diyor ki, "Asker gönderirsen bendensin." Peki ben 'senden' değilsem ne olacak? İlla bu topraklada varolabilmek için katillerle ortak olmak zorunda mıyım?

Doğrusu, sırf Amerika ile "arayı düzeltmek" adına böyle bir belaya ortak olmak, ne akla, ne vicdana ne de insanlığa sığar.


25 Temmuz 2003
Cuma
 
MEHMET OCAKTAN


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED