AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Ücretin düşürülmesi önerisi

1-G. BOZ: Ben bir özel okulda beş yıl kadar çalıştım. Haziran ayının son günlerinde yapılan sözleşmeye beni çağırdılar. Kabul edemeyeceğim bir ücreti bana teklif ettiler. Kurumda geçen yıllarda en yüksek ücreti ben alıyordum. Sözleşmede ise daha önce benden daha az maaş alanlara daha yüksek maaş teklifi yaptılar. Bana ise tazminat alamamam için daha önce söylediğim gibi kabul edemeyeceğim bir ücret teklif ettiler. Sizden ricam, benim tazminat alıp alamayacağımı ve almayı hak ediyorsam hangi işlemler yapacağımı bana söylemenizdir. Bir de bir yerden, daha önce Çalışma Bakanı olan Yaşar Okuyan Bey'in, özel okullarda çalışan öğretmenlerin ister işveren işten çıkarsın, isterse öğretmen kendisi işi bıraksın, her iki hâlde de tazminat alabileceğine dair bir yasa ya da yönetmelik çıkardığını duymuştum. Bunun aslının olup olmadığı hakkında bilgi verebilir misiniz ?

İş Sözleşmesi taraflarının sözleşme özgürlüğünü kötüye kullanmamaları gerekiyor. İşverenin yaptığı yeni iş sözleşmesi önerisinde eşit davranma ilkesine aykırı olan ücreti düşürme önerisini sözleşme özgürlüğü ile bağdaştırmamak gerek. Ancak yeni sözleşme yapılırken 4857 sayılı İş Kanunu'nun iş sözleşmesine ilişkin hükümleri yanında, 5. maddesinde düzenlenen "eşit davranma ilkesi"ne ve "çalışma koşullarında değişiklik ve iş sözleşmesinin feshi" başlıklı 22. maddesine uygun davranılmalıdır. Çalışma koşullarında esaslı değişiklik, işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapılabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz. İşçi, eğer işverenin sözkonusu 5. maddeye aykırı davranışını ispat edebilirse, dört aya kadar ücreti tutarında tazminat talep edebilecektir. Şu hususu da hemen belirtmekte yarar var: Ücret zammı uyuşmazlıklarını bu kategoride değerlendirmemek gerek. Okuyucumuzun iş sözleşmesini haksız olarak fesheden öğretmenlerin tazminat talep edebilecekleri yönündeki duyumları da yanlıştır.

2-Ayfer YILMAZ : Yeni Şafak Gazetesindeki köşenizi okuyorum. Kendimle ilgili geriye dönük borçlanarak nasıl emekli olabilirim? Doğum Tarihi: 01.06.1962, 13.09.1982'de SSK girişim yapıldı, iki aylık çalışmam oldu. Daha sonra 1984 Ağustos ayından Mayıs 1986 ayına kadar devlet memurluğu yaptım ve istifa edip ayrıldım. Şu ana kadar başka bir hizmetim olmadı, ev hanımıyım. Emekli olmak istiyorum. En kısa ve kolay şekilde nasıl emekli olabilirim, taksitli veya peşin ödemeli şekilde emekli olma imkanım var mı ?

Daha önce isteğe bağlı geriye dönük borçlanmanın mümkün olmadığını yazmıştım. 2 aylık SSK sigortalısı, 1 yıl 10 aylık –takriben- memurluk nedeniyle Emekli Sandığı iştirakçiliği bulunan okuyucumuzun, tekrar memurluğa başlamadan Emekli Sandığı'na kesenek ödemesi mümkün olmadığına göre, Sosyal Sigortalar Kurumu'na isteğe bağlı sigortalı olarak prim ödemesi imkanı var mı, diye sormalıyız, öncelikle. Mayıs 2003 ayı başında yürürlüğe giren isteğe bağlı sigortalılık hükümleri uyarınca, okuyucumuzun öncelikle 1080 günlük –üç yıllık- fiili çalışmayla prim ödemesi şartını yerine getirmeden isteğe bağlı sigortalılık hakkından da yararlanması, yani sadece 2 aylık sigortalılık nedeniyle isteğe bağlı sigortalılığa başvurması da mümkün değil. Bu bakımdan öncelikle bu hakkın elde edilmesi ve daha sonra emeklilik için gereken prim ödeme gün sayısına göre isteğe bağlı sigortalılık başvurusunu izleyen aydan itibaren eksik primlerin ödenmesi gerekmektedir. Ev hanımı olarak Bağ-kur sigortalılığını tercih ederek başvuruda bulunmasını da alternatif bir emeklilik yolu olarak önermemiz mümkündür.

3-İLHAN Ö.: Askerliği 1973-1975 tarihleri arasında yaptıktan sonra, işe 1977 tarihinde başladığını, 1997'ye kadar aralıksız Viyana`da çalıştığını, 1997'den bugüne kadar işsizlik parası aldığını, doğum tarihinin 15.03.1953 olduğunu, askerlik borçlanması yatırmadığını, kesin dönüş yapmak istediğini belirterek emekli olup olamayacağını, yüksek aylık alması için ne kadar ödeme yapması gerektiğini sormaktadır.

Okuyucumuza kesin dönüş yapmadan önce Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü'ne (Ankara) durumunu açıklayan belgeler varsa onları da ekleyerek bir dilekçe vermesini öneriyorum. Varsa sosyal güvenlik anlaşması doğrultusundaki haklarını da böylece öğrenmesi mümkün olabilir. Dövizle borçlanmada ne kadar ödeme yapacağını da öğrenmesi yararına olacaktır. Çünkü askerlik borçlanmasını yapıp yapmayacağı da böylece anlaşılmış olacaktır.

4-Şerife ERSOY: Köşenizi sürekli takip ediyorum benim birkaç sorum olacak:

a-Babamın 1980 yıllarda ödenmiş 45 günlük primi var, başkaca bir ödemesi görünmüyor. 1947 doğumlu. Emekli olabilmesi ne yapabirim ?

Okuyucumuzun babasının kısmi yaşlılık aylığından yararlanmanın şartlarını yerine getirmesi gerekiyor. En az 3600 prim ödeme gün sayısının doldurulması halinde emekli olması mümkün olabilecektir. Çünkü 1980 yılında 45 günlük prim ödendiğine göre 15 yıllık sigortalılık süresi gerçekleşmiş bulunuyor. Kalan 3555 günlük primin takriben 10 yıllık bir süreçte ödenmesi mümkündür. Ancak isteğe bağlı sigortalılığa başvurulabilmesi için 1080 prim ödeme gününün fiili çalışmayla doldurulması şart.

b-Kayınpederim köyde tütün tarımı yapan bir çiftçi. Kendisi 60 yaşında. Yıllar önce 9 yıl kadar Almanya'da çalışmış. Dönüşte söylediğine göre prim paralarını kendisine toptan ödemişler. Bunları alarak kesin dönüş yapmış. Sonra Türkiye'de bildirimde falan da bulunmadan, sosyal güvencesi olmaksızın devam etmiş. Yalnız 1994 yılından beri tütün alımı yapan Tekel İşletmesi ürün bedelinden her yıl Bağ-Kur kesintisi adı altında belli miktar parasını kesmişler. Tarımsal faaliyetten Bağ-Kurlu olabilir mi ?

Okuyucumuzun bu sorusuna olumlu cevap vermeliyim. Bağımsız tarım çalışması nedeniyle Tekel İşletmesi'nce kesilen primlerini araştırmalıdır. Emekli olması için gereken primlerin ödenmesine gayret gösterilmelidir.

c-Eşim, 1,5 yıl önce işyeri açılışı yaptı. Ama Bağ-Kur'a bildirim yapmadı. Yeni de kapanış verdi. Çıkması beklenen sosyal güvenlik affından yararlanıp 1,5 yıllık dönemi ödeyebilir miyiz? Yoksa kapanış verdiği için o dönemi Bağ-Kur saymayacak mı ?

Bağ-Kur'a prim borçlarının ödenmesine kolaylık getiren uygulamanın başlamasından sonra, esaslarının iyi öğrenilip süresi içerisinde borçlanılması gerekecektir. Çünkü vergi mükellefiyeti nedeniyle zorunlu sigortalılık sözkonusudur.


24 Temmuz 2003
Perşembe
 
TAHSİN SINAV


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED