AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
"Sevgi tekeli"

"Asker kaygıları" başlıklı yazımızla, dün, bazı komutanların devir-teslim sırasında söylediklerini eleştirdik.

Genelkurmay Başkanı Org. Özkök'ün, "Türkiye sevgisi en çok TSK'da vardır diye bir anlayışa katılmıyorum. Türkiye sevgisi kimsenin tekelinde değildir" şeklindeki sözleri ise, ayrı bir değerlendirmeyi hak ediyor.

Bu söz, açıkça ifade edilmese de hiç şüphesiz hem bir özeleştiri niteliği taşıyor, hem de eğitim boyutu ihtiva ediyor.

Bu sözü "Askeri cenahta zaman zaman Türkiye sevgisini tekele alarak davrananlar olmuştur. Ben bunu doğru bulmuyorum. Türkiye sevgisi kimsenin tekelinde değildir" şeklinde okumak mümkündür. Bu, sözün özeleştiri boyutudur.

Eğitim boyutuna gelince herhalde TSK'nın en yüksek komutanı olarak Özkök, komutanından rütbesiz askerine kadar herkese "Türkiye sevgisini tekelinizde tuttuğunuz izlenimi vermeyin" demiş olmaktadır.

Aslında Genelkurmay Başkanı, bu sözle, bir ucu hep askerle ilgili kalan Türkiye'nin sistem sancısının can damarına temas etmiş olmaktadır: Bir sevgiyi tekele almak...

Bir sevgiyi tekele almanın sağlıklı sağlıksız pekçok sonucundan söz edilebilir.

Mesela "herkesten çok" onunla bütünleşmek, onu sahiplenmek, herkesi onun adına yargılamak, başkalarının ona yaklaşmasını, ona ilişkin farklı değerlendirmelerini tehdit gibi algılamak, o sevginin bedelini devşirmek, yani ondan rant sağlamak vs...

Askerin süregelen tavrında bunlardan hangisi var?

Türkiye askeri müdahalelere tanık bir ülke.

Türkiye, askerin "iç tehdit" değerlendirmeleri içinde belli toplumsal gelişmeleri sürekli kuşku ile izlediği bir ülke.

Bu tavırlar, birilerine "yanlış yapıyorsunuz, memleketi tehlikeye sürüklüyorsunuz" diyerek gelişiyor. Ve çoğu zaman halkın seçtiği siyasi kadroları saf dışı bırakmakla sonuçlanıyor.

Üstelik halktan destek alamayan sivil bazı odaklar, askerin "Türkiye sevgisi"ni kaşıyarak sonuç almaya çalışıyor.

Ve ilginç olan şu ki bütün bunlar, içinde yaşanan süreçte gözleniyor.

Genelkurmay Başkanı, "Türkiye sevgisini tekelde bulundurma"yı sağlıklı bulmuyor olmalı ki, şerh düşüyor.

Bunu söylerken bütün bu olan bitenleri dikkate almadığı düşünülemez.

Bunu söylerken, Genelkurmay Başkanı olarak bizzat kendisinin, "Türkiye sevgisi"nin yeterli duyarlılıkta bulunmadığı, zaman zaman eleştirilere maruz kaldığı, "Erdelhun sendromu"nun hatırlatıldığını bilmemesi mümkün değildir.

Başbakan'ın, hükümetin, Türkiye sevgisini yeterli bulmuyorsunuz ve fırsat düştükçe "Ne yaptığınızı gözlüyoruz, biliyoruz, sabrımız sınanmasın" gibi tehditler savuruyorsunuz. Bunlar sıcağı sıcağına yaşadığımız olaylar.

"Sevgi tekeli", insanı zora sokan bir iştir.

İnsan Allah sevgisini tekeline alırsa, Allah adına biçmeye başlayabilir.

İnsan İslam sevgisini tekeline alırsa, kimseyi Müslümanlığın içine sokmayabilir.

Ana-baba sevgisini tekeline alan evlad bile kardeşlerine karşı kıyıcı olabilir.

Vatan sevgisini tekeline alan bir asker, elindeki silahı yanlış kullanamaz mı?

Genelkurmay Başkanı uyarıyor, eğitiyor.

-Bırakın, herkes memleketini sevme hakkını kullansın, bu sevgiyi kendince ifade şekli geliştirsin... Ve bu sevgiyi birilerine ispat gibi bir duygu içine itilmesin. Çünkü bu tür ispat çabaları, riyaya kaçar.

İslam, Allah'a bağlılığı dünyadan birilerine göstermek için "ibadet" diye yapılan işlerin içinin boş olduğunu hatta "riya-gösteriş" diye tanımladığı bu eylemin yanlış bir tapınma tarzı olduğunu bildiriyor.

"Sevgi tekeli" sevgi büyüklüğünün yolunu şaşırmasından olabilir, sevgiyi ranta dönüştürme hesabından olabilir. Birincisi masum ama problemli, ikincisi ise, sevildiği söylenen varlığı çıkara dönüştürme hesabıdır.

Genelkurmay Başkanı'nın "Türkiye sevgisini tekele alma"yı reddeden tavrının, bugünden yarına tüm askeri kademelere sirayeti mümkün olmayabilir. Ama çok önemli bir yaklaşım olduğu şüphe götürmez. Sayın Özkök, hem Türkiye'yi çok sevmek, hem de bu sevgiyi başkalarını dışlamak için vasıta olarak kullanmamak gibi, bizzat sevgiye sadakatin çerçevesini çizmiş oluyor. Askerin asıl bu tavrının saygı uyandıracağını söylemek mümkün.

Askerin yenilerde devreye soktuğu halkla ilişkiler çalışması en çok insanla iletişim kurmayı hedefliyorsa, en en çok insanın Türkiye'yi sevdiği düşüncesinden yola çıkması sağlıklı olur.

Genelkurmay Başkanı kendi içinde geliştirdiği düşünceleri, amirane olmayan bir üslupla kamuoyu ile paylaşıyor. Bunların tamamı yeni üsluplar. Kutluyorum. Bundan Türkiye kazançlı çıkacak.


31 Ağustos 2004
Salı
 
AHMET TAŞGETİREN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED