AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Pentagon'daki skandaldan Türkiye-İsrail gerilimine...

Henri J. Barkey, Türkiye İsrail ilişiklerinde yaşanan gerilim üzerine Los Angeles Times'ta yazdığı yazısında, benim Darfur'daki gelişmelerde İsrail'in rolüne ilişkin cümlelerimi şaşkınlıkla karşılamış. İddiaları Türk-İsrail ilişkilerindeki gerilimin Türk basınına anti-semitizm şeklinde yansıması olarak değerlendirmiş. Darfur krizinde İsrail'in rolüne ilişkin gerçeklerin de, Irak işgalinde ve işkencelerde olduğu gibi, açıkça tartışılacağı günler yakın.

ABD'nin Irak'ı işgal senaryosunun, İran ve Suriye'ye yönelik tehditlerin arkasında Yahudi lobisinin bulunduğuna, Ebu Gureyb'de İsrailli işkencecilerin görev yaptığına, CACI, TITAN gibi Irak'ta paralı askerleri bulunan şirketlerin Yahudi sermayesi ile kurulduğuna ve İsrail'in Kuzey Irak'taki çalışmalarına ilişkin gerçekler de şaşkınlıkla karşılanmıştı. Amacım söz konusu yazıya cevap vermek değil, Türk-İsrail ilişkilerindeki ilişkin son gelişmelere değinmek. Sadece bir not aktarmakla yetineyim:

A. Emin Dağ'ın hazırladığı IHH'nın "Darfur 2004" raporunda İsrail'in bölgedeki örgütlerle doğrudan ilişkisi olduğu belirtilerek şu bilgi veriliyor: "Federal İttifak Partisi siyasi büro üyesi yedi üst düzey yönetici, Başkan Yardımcısı Şerif Harir'in, İsrailliler ile Darfur'daki silahlı grupları bir araya getiren ve Eritre tarafından düzenlenen toplantıya katılmasını protesto ederek 2004 yılı Ocak ayında örgütten ayrıldıklarını açıkladılar. Ayrılan üyelerden Sadık Harun'un verdiği bilgilere göre, söz konusu toplantıda, bazı silahların Darfur'daki isyancılara ulaştırılması konuşuldu." Cibuti'de üslenen ABD ordusu ve Sudan'ın Kızıldeniz'e paralel Kurush dağlarında operasyonlar yapan ABD özel birliklerinin arasında İsrail özel timlerinin bulunup bulunmadığı ayrıca bir tartışma konusu...

Türk-İsrail ilişkilerindeki gerilimi değerlendirenler, süreci Ak Parti, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın kişisel tavrı ve Türkiye-İsrail ikili ilişkilerine hapsediyor. Bu amaçla yıpratma kampanyası başlattılar hatta işi askeri müdahale şantajlarına kadar vardırdılar. İsrail istihbaratına yakın ve en önemli misyonu zihinleri bulandırmak olan bir internet sitesinin 22 Ağustos'ta yayınladığı yazıda, Erdoğan'ın Tahran ziyaretine ağır eleştiriler yöneltildi ve İran'ın Türkiye ve Azerbaycan'ı etkisi altına aldığı iddia edildi. Başbakan'ın, İsrail'in uçaklarının İran'ın nükleer tesisine saldırısı durumunda Türk hava sahasını İsrail uçaklarına kapatma sözü verdiği belirtildi. Şu işe bakın: İsrail İran'a saldıracak ve Türkiye hava sahasını açacak! Bunun ne anlama geldiğini kimse sormuyor.

Aynı yazıda Tahran'ın Bakü'den İran sınırındaki İsrail dinleme istasyonlarını kapatmasını istemesine tepki gösterilirken İsrail dinleme istasyonlarının Azerbaycan-İran sınırında ne aradığına ilişkin neden tek bir cümle yer almadı.

Türk-İsrail ilişkilerinin seyri, yeni küresel düzen inşasının kırılma noktasını oluşturuyor. Dolayısıyla konu sadece Türkiye ile İsrail arasındaki ikili ilişkilerle sınırlı değil. Gerilimin sorgularken, ABD-İngiliz-İsrail cephesinin yeni Ortadoğu tasarımını, Irak işgali ve sonrası bütün bölgeye yaydıkları tehditleri, Avrupa Birliği'nin Ortadoğu'daki varlığı ve Türkiye'nin üyelik sürecini, Türkiye-Rusya ilişkilerini ve Türkiye-İran-Suriye yakınlaşmasının nedenlerini derinlemesine değerlendirmek gerekiyor. Türkiye-İran-Suriye yakınlaşmasını sadece İran'ın tehdit altında olmasıyla açıklamanın ciddiye alınacak hiçbir tarafı yok. 1996'da Irak, Suriye ve İran'ı tecrit etmek amacıyla stratejik ortaklık kuran iki ülke, nasıl oldu da on yıl bile geçmeden birbirinden bu kadar uzaklaştı ve Türkiye, nasıl oldu da 1996'da hedef alınan bu ülkelerle şimdi ortak kaygıları paylaşıyor? Konu neden Türkiye'nin endişeleri açısından ele alınmıyor?

Türkiye bu kuruluşlara emanet edildi

ABD Savunma Bakanlığı'nda patlak veren casusluk skandalı, İsrail'in Türkiye'yi de endişelendiren çabalarına ilişkin bir çok şeyi gözler önüne seriyor. Larry Franklin adlı bir Pentagon çalışanının ABD'nin İran'a ilişkin gizli dosyalarını İsrail'i aktarmasıyla ortaya çıkan skandal üzerine dikkatler Türkiye'de yakından tanınan birçok isim ve kuruluş üzerine çevrildi. Douglas Feith gibi isimlerin ofisleri de incelemeye alındı. Gizli dosyalar Pentagon'dan Amerikan-İsrail İlişkileri Komitesi'ne (AIPAC) aktarılıyor, oradan da İsrail'e. Böylece İsrail, ABD'nin İran politikasını yönlendirme fırsatını buluyor.

Ariel Şaron'un Likud partisiyle yakın ilişkileri bulunan AIPAC, ABD'deki en geniş Yahudi kuruluşu. 1980'lerde Washington Yakındoğu Politikaları Enstitüsü (WINEP) bu kuruluş bünyesinde oluşturuldu. AIPAC, WINEP ve Yahudi Ulusal Güvenlik Enstitüsü JINSA Irak işgalinin senaryosunu hazırladı. AIPAC 1988 yılında Bill Clinton'ı Irak'a saldırıya çağırdı ama başaramadı. WINEP, 1993 yılında Clinton yönetimine İran ve Irak'ın tecrit edilmesini öngören "dual containment" politikasını uygulattı. Türkiye-İsrail ekseninin, küresel savaşın, Ortadoğu haritasının yeniden çizilmesi planının ve 28 Şubat'ın mimarları bu çevreler.

Richard Perle, David Wurmstar ve Doglas Feith gibi isimler, bu kuruluşlarla birlikte, "2000'lere Doğru İsrail için Yeni bir Strateji" başlıklı bir çalışma yaptı. "A Clean Break: A New Strategy for Securing the Realm" başlığı altında 1996'da Benjamin Netanyahu'ya sunulan rapor, Türk-İsrail ekseninin ve 28 Şubat'ın temelini oluşturdu. Raporun birinci maddesi, İsrail'in Ortadoğu'da amaçlarına ulaşması için Türkiye ile yakınlaşmayı şart koşuyor. Türkiye için ABD'de yapılan lobi çalışmaları da bu çevrelere emanet. Yapılan savunma anlaşmaları sonucu Türkiye İsrail'e 3 milyar dolar ödedi.

Türk-İsrail ekseninin, Irak işgalinin ve "Yeni Ortadoğu"nun mimarları ABD'de bile casuslukla suçlanıyor. İsrail'in bölgesel krizlerdeki rolünü gizlemeye çalışanlar bunları bilmiyor mu? Pentagon'daki skandalın Türkiye ile ilgili boyutları netleştikçe, bu ülkenin kimlerin insafına terkedildiği de ortaya çıkacak.


31 Ağustos 2004
Salı
 
İBRAHİM KARAGÜL


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED