|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Taliban'ı biz kurmadık
Pakistan üzerine yapılan tartışmaların kilitlendiği en önemli nokta jeopolitik ve kültürel etkenlerden beslenen Taliban-Pakistan bağı. Bu konu Pakistan içinde hükümet tarafından ve etkin sosyal gruplar tarafından üzerinde tartışılan ve bir anlamda çözümü sağlanan bir konu. Pakistan'daki hükümet otoritesine göre -Afgan-Sovyet savaşı sırasında Pakistan'a göç edip ülkedeki medreselerde eğitim alan ve daha sonra Taliban'a katılan- Afgan nüfusun durumu Pakistan'ın resmi politikalarını bağlayan birşey değil. İslamabad, Taliban'a militan yetiştirmekten sorumlu olmadığını ileri sürüyor. Hükümete göre dini cemaatlerin bölgedeki etkisi yalnızca şimdi Taliban'la ve Amerika Birleşik Devletleri'yle olan ilişkileri etkilemesi bakımından önemli. Ülkede Pervez Müşerref yönetiminin kontrol edebildiği kesimi oluşturan ılımlı cemaat liderleri ise Taliban'ın İslami anlayışının gerçek İslami anlayış olmadığını savunuyor. Sonuçta hükümetle ülkedeki
sosyal grupların çoğunu temsil eden dini cemaatler arasında bu konuda görüş ayrılığı yok. Yeni Şafak'ın görüşlerine başvurduğu Türkiye'nin Pakistan Büyükelçisi Gazi Humayun, şu saptamalarda bulunuyor: "Taliban'ın Pakistan tarafından yaratıldığı iddialarını çok duyuyoruz. Yani Taliban'ın bazı siyasal partiler ve sosyal gruplar tarafından yaratıldığı yönünde iddialar var. Gerçekte Taliban, Pakistan hükümeti tarafından oluşturulmuş değildir. Eğer Afganların Sovyetlerle savaştığı dönemi hatırlarsanız biz o dönemde 4 milyon mülteciyi Pakistan'a aldık. Bu gelen mülteciler, Pakistan'daki iki temel dini yapı olanı Cemaat-i İslami ve Cemiyet-i Ulema-i İslam tarafından etkilenmiş olabilir. Afganlı mülteciler bizim ülkemizde bu cemaatlerin medreselerinde eğitim gördüler. Bu insanlardan hangilerinin daha sonra Taliban'la irtibat kurduklarının tespiti bizim açımızdan mümkün değildi. Bunu kontrol etmek zordur. Böyle bir katılım hayatın gerçeğidir."
|
|
|
|
|
|
|