|
|
Avrupa bizi ortağı değil, erketesi yapmak istiyor!
Türkiye bir "geçiş dönemi" yaşıyor onlara sorarsanız. Önemi de artıyor bir yandan... Yaşadığımız ekonomik sıkıntı, çektiğimiz acılar işbu geçiş dönemini salim bir şekilde atlatamamaktan kaynaklanıyor... 21. yüzyılda ayakta kalmak istiyorsak, Batı koalisyonuna dahil olmalı, (örneğin) "teröre karşı topyekün mücadele"de yerimizi almalıyız. Hoş... Referanslarını gelenekten, tarihsel derinliğimizden almayan hoş ama son derece boş laflar... Bir perspektif sunmuyor. Sadece Türkiye'nin Batı karşısındaki (nezdindeki) pozisyonuna işaret ediyor. "Engizisyon, haçlı seferleri, sömürgecilik, Batı medeniyetinin kanlı meyveleri" diyordu Cemil Meriç, "Batı, bireysel bencillikten zarar gördüğü için, kurumsallaştırmış bunu. Şatafatlı adlar takmış bencilliğine. Aile demiş, parti demiş, sınıf demiş. İpek eldivenler geçirmiş pençesine ve kutsal kavramların gölgesinde her cinayeti işlemiş." Batı, işte bu cinayetine "erkete" yazmak istiyor bizi. Yani AB üyeliği sözkonusu filan değil... Olmayacak da... Nitekim, geçen gün sona eren Avrupa Birliği zirvesinde konuşan Dönem Başkanı Guy Verhofstad, AB'nin geleceğine ilişkin çalışmalara Türkiye'nin katılmasının öngörülmediğini açıkladı. "Erketeysen, erketeliğini" bil demeye getiriyor adam. Romain Gary'ye göre Avrupa Birliği tasarısı, sömürgelerini, sömürge imparatorluklarını unutmamış Avrupalı eski büyük güçlerin, şimdi bu hayali, bazı Üçüncü Dünya ülkeleriyle anlaşmalar yaparak sürdürmek istemesinden ibarettir. Dolayısıyla, Türkiye'nin bu koalisyonda yeri yoktur. Hiçbir zaman olmayacaktır. Mandacılıkla milliyetçilik arasında salınan Türk gazetelerinin AB Dönem Başkanı'na yönelik tepkilerini okuyunca gülüyorum şimdi. "İşte Haçlı zihniyeti" diyordu bunlardan biri. "Tepki" bile sayılmaz; Batı karşısındaki teslimiyetçi aydın öfkesi... Bakın, meseleyi nasıl koymuş adam.... Kemal Tahir. Hem de yarım yüzyıl öncesinden. Biraz "anakronik" kaçacak ama, alıntılamakta yarar görüyorum yine de: "Batı dediğimiz kıravatlı yamyam, insan eti yemekten başını aldığı bir sıra, her nasılsa, kilisenin naslarını rafa kaldırmış ve onun yerine güya akıl bayrağını göndere çekmiştir. Burjuva marifeti olan bu iş, kısa bir zamanda batıya bir üstünlük sağladı. Hıristiyanlığa dayanan altrüist ahlak yerine, aklın piçi olan egoist ahlak geldi oturdu. İflas etmek üzere olan namuslu mahalle bakkalına, 'İflastan kurtulmak istiyorsan kerhane aç' diyen namussuz tüccar gibidir batının bize tavrı..."
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |